Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), erken dönemde başlayabilen ve kronik seyir izlemeye yatkın bir ruhsal bozukluktur. Obsesif kompulsif bozukluğa sahip bireylerde, adından da anlaşılacağı üzere birtakım obsesyonlar, kompulsiyonlar veya her ikisi birden bulunabilir.
Obsesyon, rahatsız edici, tekrarlayan düşünceler, dürtüler ve imgeler olarak tanımlanır (Ghosh ve ark., 2024). Obsesyonlar; kirlenme/bulaşma, kontrol etme, zarar verme, dini/ahlaki obsesyonlar, simetri/düzen obsesyonları ve sağlıkla ilgili obsesyonlar olmak üzere çok çeşitli alanlarda görülebilir.
Örneğin evden çıkarken “Ütünün fişini çektim mi?” ya da “Ocağı kapattım mı?” diye düşünüp defalarca kontrol etme davranışları kontrol obsesyonlarına örnek olarak verilebilir. Ya da toplu taşıma kullandıktan sonra ve kapı kulplarına dokunduktan sonra kişinin zihnini “Mikrop kaptım, hastalanacağım.” gibi düşünceler istila edebilir ve bu düşünceden kurtulmak için defalarca ellerini yıkayabilir.
Bu noktada kısaca kompulsiyonlardan bahsetmek yararlı olacaktır. Kompulsiyonlar, az önce bahsedilen istemsiz ve tekrarlayan düşüncelerin yarattığı kaygıdan kurtulmak ve “kötü bir şey olmasını engellemek için” girişilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerdir (Ghosh ve ark., 2024).
Örneğin sağlıkla ilgili obsesyonlara sahip kişilerde defalarca hastalık semptomlarını internette aratma, sürekli doktora görünme, sürekli olarak nabız veya tansiyon ölçme gibi davranışlar görülebilir.
Obsesif kompulsif bozukluktan kısaca bahsettikten sonra, bu bozuklukla ilintili birtakım işlevsiz inançlardan, yani erken dönem uyumsuz şemalardan bahsedelim.
Erken Dönem Uyumsuz Şemalar
Psikoloji biliminde önemli katkıları olan Aaron Beck, bilişsel özgüllük hipotezinde, farklı ruhsal bozuklukların farklı işlevsiz inançlardan kaynaklandığını öne sürmüştür. Bu bağlamda, çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimler ve stresli yaşam olaylarının kişinin duygu ve davranışlarını etkileyen birtakım temel inançlara — diğer adıyla uyumsuz şemalara — yol açabileceği belirtilmiştir (Nazlı ve ark., 2023).
Erken dönem uyumsuz şemalar, çocuklukta gelişen ve yaşam boyu devam eden; kendimiz, diğer insanlar ve dünya hakkında sahip olduğumuz temel inançlardır.
Şemaları somutlaştırmak için bir örnek verelim: Her renkten çeşit çeşit gözlüğünüz olduğunu düşünün; hangi gözlüğü takarsanız dünyayı o renkte göreceğinizi söyleyebiliriz. Şemalar da bu gözlüklere benzer. Çocukken hangi temel inançları geliştirdiysek, yani hangi gözlüğü taktıysak, dünyayı ve kendimizi o renkte görürüz.
Yani şemalar, aslında gerçekliğin zihnimizdeki filtrelerden geçerek algılanma şeklidir. Young ve ark. (2003), beş temel şema alanı ve toplamda on sekiz şema belirlemiştir.
Bunları gündelik hayatta daha anlaşılır hale getirmek için bazı örnekler verelim:
-
“Boşuna çabalıyorum, başaramayacağım.” diyen biri başarısızlık şemasına sahip olabilir.
-
Kendi hislerini önemsemeden başkalarına öncelik veren biri aşırı fedakârlık şemasıyla hareket ediyor olabilir.
-
Her şeye “evet” diyen, düşüncelerini söylerse tartışma çıkacağından korkan biri boyun eğicilik şeması gösterebilir.
Peki erken dönemde gelişen bu uyumsuz şemalar ile obsesif kompulsif bozukluk arasında nasıl bir ilişki vardır?
Erken Dönem Uyumsuz Şemalar ve OKB İlişkisi
Obsesif kompulsif bozuklukta, hatalı düşünme biçimleri ve değerlendirmeler sıklıkla görülür. Yapı itibariyle uyumsuz şemaların, OKB’ye neden olabileceği ya da OKB’nin sonucu olarak ortaya çıkabileceği düşünülmektedir.
Çalışma bulgularına göre, özellikle “zedelenmiş özerklik” alanı altındaki şemaların OKB ile ilişkili olabileceği bulunmuştur (Nazlı ve ark., 2023).
Zedelenmiş özerklik şemaları; kişinin kendi kendine düşünüp kararlar vermek, potansiyeline güvenip yaşamını yönetmek gibi alanlarda zorluk çekme temalarını içerir. Bu şemaya sahip kişiler başkasının desteği olmadan karar vermekte, sorun çözmekte ve sorumluluk almakta zorlanırlar.
Diğer insanlarla bağımlı ilişkiler geliştirebilirler. Örneğin partneri veya ailesi olmadan karar alamazlar. Dünyanın tehlikeli bir yer olduğunu, tek başına kaldıklarında dayanamayacaklarını ve sorunlarla baş edemeyeceklerini düşünürler. Sürekli onay ve güvence arayışı içindedirler.
Erken dönem uyumsuz şemalar ile OKB ilişkisinin incelendiği bir araştırmadan elde edilen sonuçlar; bağımlılık, kırılganlık, aşırı standartlar, onay arayışı, terk edilme, güvensizlik, sosyal izolasyon, kusurluluk, başarısızlık, yetersiz özdenetim ve karamsarlık şemalarının obsesif kompulsif bozuklukla güçlü bir ilişkisi olduğunu göstermektedir (Nazlı ve ark., 2023).
Bu alanlardan bazılarını daha detaylı şekilde inceleyelim.
Düzen ve Simetri Obsesyonları
Bu obsesyona sahip kişilerin, “aşırı sorumluluk ve yüksek standartlar” şemasına sahip olabileceği düşünülmektedir.
Yüksek standartlar ve mükemmeliyetçi tutumlar, eşyaların kusursuz şekilde ve simetrik olması gerektiği yönünde obsesif düşünceler ve buna bağlı kompulsiyonlar doğurabilir.
Kişinin aşırı sorumluluk algısı, normalin üzerinde bir kontrol ihtiyacına yol açar. Bu kontrol ihtiyacını, “aşırı titizlik” davranışlarıyla karşılama eğilimi gelişebilir.
Gündelik yaşamında mutlak kontrolü olmadığını fark eden kişi, bu ihtiyacını nesneleri ve yaşadığı ortamı aşırı kontrol ederek karşılamaya çalışır.
Biriktirme Bozukluğu Alt Tipi
Biriktirme bozukluğu, bireylerin işe yaramaz nesneleri toplama, saklama ve elden çıkarma konusunda sıkıntı yaşamasıyla karakterizedir.
Kişi, eşyalarla duygusal bir bağ kurar. Bu bozukluğa sahip kişilerde bağlantısızlık, reddedilme ve terk edilme şemaları bulunabilir (Nazlı ve ark., 2023).
Bu nedenle yakınlık kurmakta, güven duymakta ve sevilmeye değer olduğuna inanmakta zorlanırlar. İnsanlarla bağ kurmakta zorlanan bu bireyler, telafi mekanizması olarak eşyalarla bağ kurarlar.
Terk edilme ve reddedilme şemalarına sahip oldukları için “kaybetmek” onlar için hassas bir konudur. Bu bağlamda nesneleri kaybetmek de benzer bir etki yaratır.
Aynı zamanda eşyaların sürekli orada olması ve kendi kontrollerinde bulunması, güvence arayışı ihtiyacını karşılayabilir.
Sonuç
Özetle, diğer ruhsal bozukluklarda olduğu gibi obsesif kompulsif bozuklukta da erken dönemde geliştirdiğimiz çeşitli uyumsuz şemalar, bozukluğun nedenlerinden biri ya da sonucu olarak işlev görebilir.
Günlük hayattaki basit durumlardan ciddi yaşam olaylarına kadar birçok durumda bu şemaların etkisi gözlemlenmektedir. Bu noktada obsesif kompulsif bozukluk semptomlarını besleyen uyumsuz temel inançlarımız üzerinde bir ruh sağlığı uzmanı ile çalışmak oldukça faydalıdır.
Kaynakça
Ghosh, P., Priyamvada, R., Ranjan, R., & Chaudhury, S. (2024). Obsessive-compulsive disorder: Assessment and management. In A Guide to Clinical Psychology: Therapies (Book Chapter). Dr. D. Y. Patil Medical College, Hospital and Research Centre, Pimpri, Pune, Maharashtra, India.
Nazlı, Ş. B., Ekici, E., & Yiğman, F. (2023). Investigation of the Relationship Between Early Maladaptive Schemes in OCD Subtypes. Journal of Cognitive Behavioral Psychotherapy and Research.


