Perşembe, Ekim 9, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Zihnin Labirenti: Kararsızlığın Kökenleri ve Sanat Terapisiyle Çıkış Yolu

Modern yaşamın getirdiği sonsuz seçenekler, bireyi sık sık bir kararsızlık döngüsüne hapseder. Bu durum, basit günlük tercihlerden (ne giyeceği) hayatı kökten değiştirecek kararlara (iş değişikliği, evlilik) kadar geniş bir yelpazede kendini gösterebilir. Kararsızlık, yalnızca bir seçim yapamama hali değil, aynı zamanda yoğun kaygı, stres, özgüven eksikliği ve pişmanlık korkusu gibi derin psikolojik süreçlerle ilişkilidir.

Bu makale, kararsızlığın bilişsel ve duygusal altyapısını psikolojik bir perspektifle incelerken, bu karmaşık içsel deneyimin somutlaştırılması ve çözümlenmesi için sanat terapisinin yenilikçi entegrasyonuna odaklanmaktadır. Sanat terapisi, geleneksel konuşma terapilerinin yetersiz kaldığı durumlarda, kişinin bilinçaltına erişim sağlayarak kararsızlığın kök nedenlerini keşfetmesine olanak tanır.

Kararsızlığın Bilişsel ve Duygusal Temelleri

Kararsızlığın psikolojik altyapısını oluşturan ana faktörlerden biri, mükemmeliyetçilik ve ona eşlik eden bilişsel çarpıtmalardır. Mükemmeliyetçi bireyler, her kararın kusursuz olması gerektiğine dair gerçek dışı bir inanç taşırlar (Burns, 1980). Bu inanç, olası tüm senaryoları analiz etme ve en ufak bir hata payını bile ortadan kaldırma çabasıyla sonuçlanır. Bu durum, “analiz felci” olarak da bilinen bir eylemsizlik döngüsüne yol açar.

Bu süreçte devreye giren yaygın bilişsel çarpıtmalar şunlardır:

  • Ya Hep Ya Hiç Düşüncesi: Bir kararın ya tamamen doğru ya da tamamen yanlış olduğuna dair siyah-beyaz bir düşünce yapısı. Bu düşünce, alternatiflerin veya gri alanların göz ardı edilmesine neden olur.

  • Felaketleştirme: Olası olumsuz sonuçları en kötü senaryoya dönüştürme eğilimi. Örneğin, “Eğer bu işi seçmezsem, bir daha asla böyle bir fırsat bulamam ve pişmanlıktan ölürüm” gibi abartılı düşünceler. Bu tür düşünceler, karar verme sürecini felaket senaryolarıyla doldurarak kişinin kaygısını artırır.

  • Zihin Okuma: Başkalarının kararı hakkında olumsuz düşüneceğine dair gerçek dışı varsayımlar (Mcleod, 2018). “Arkadaşlarım bu kararımla ilgili beni yargılayacak” gibi kaygılar, bireyin kendi sezgilerine güvenmesini engeller ve kararlarını başkalarının beklentilerine bağımlı hale getirir.

Bu bilişsel çarpıtmaların temelinde, yoğun kaygı ve korku duyguları yatar. Geleceğe dair belirsizlik, kişinin kontrolünü kaybetme korkusu yaratır. Karar vermek, bu belirsizliği ortadan kaldırmaya çalışmak anlamına gelirken, kararsızlık ise bireyin bu kaygıyla doğrudan yüzleşmekten kaçınma mekanizması olabilir.

Bu kaçınma davranışı, kısa vadede bir rahatlama sağlasa da, uzun vadede kişinin özgüvenini daha da zedeler. Özellikle hata yapma korkusu, fırsat kaçırma korkusu (FOMO) ve sorumluluktan kaçma korkusu kararsızlığı besleyen temel duygusal faktörlerdir. Bu duygular genellikle düşük özgüven ile birleşerek kişinin kendi muhakeme yeteneğine olan inancını zedeler.

Sanat Terapisinin Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Sanat terapisi, kararsızlığın altında yatan bilişsel ve duygusal dinamikleri keşfetmek için güçlü ve yenilikçi bir yaklaşımdır. Geleneksel konuşma terapisinde dile dökülmesi zor olan iç çatışmaları, duygusal karmaşayı ve bilinçaltı inançları görsel bir dille ifade etme fırsatı sunar (Wadeson, 2010). Bu süreç, bireyin kendi içsel dünyasını somut bir şekilde gözlemlemesine ve anlamlandırmasına yardımcı olur.

1. Kolaj Tekniği: “Karar Tahtası”

Bu teknik, kararsızlığa yol açan farklı seçeneklerin ve bu seçeneklerle ilişkili duyguların görselleştirilmesini sağlar.

Uygulama: Bireyden, bir kağıdı dikey olarak ikiye bölmesi istenir. Kağıdın bir tarafı, alınacak kararın olumlu yönlerini ve getireceği potansiyel faydaları temsil ederken, diğer tarafı olumsuz yönlerini ve potansiyel riskleri simgeler.

Birey, dergi, gazete veya kendi çizimlerinden kestiği görseller, kelimeler ve sembollerle her iki bölüme kolaj yapar. Örneğin, bir iş değişikliği kararı için “kariyerde yükselme” veya “yeni başlangıçlar” gibi kelimeleri olumlu bölüme, “maddi kaygı” veya “bilinmeyenin korkusu” gibi ifadeleri olumsuz bölüme ekler.

Analiz: Kolaj tamamlandığında, bireyden her iki bölüme de uzaktan bakması istenir. Terapist eşliğinde, hangi bölümün daha canlı, hangi bölümün daha soluk veya karmaşık göründüğü üzerine bir tartışma başlatılır. Bu görselleştirme, mantıksal bir liste yerine, kişinin sezgisel ve duygusal tepkilerini ortaya koymasına yardımcı olur. Kolaj, kararsızlığın karmaşıklığını somutlaştırarak onu daha yönetilebilir hale getirir.

2. İki El Çizim Tekniği: “İç Çatışmanın Diyaloğu”

Bu teknik, bireyin iç dünyasındaki mantık ve duygu arasındaki çatışmayı görsel olarak diyalog haline getirir.

Uygulama: Bireyden, kağıdı ikiye bölmesi istenir. Dominant (hakim) eliyle, kararsızlığın rasyonel, mantıklı ve “yapılması gereken” tarafını temsil eden çizgiler, semboller veya cümleler çizer. Örneğin, “Bu işi kabul etmeliyim çünkü mantıklı olan bu.”

Dominant olmayan (pasif) eliyle ise, kararsızlığın duygusal, sezgisel ve “içsel” tarafını çizer. Örneğin, “Bu işi aslında istemiyorum, beni yoracak gibi hissediyorum.”

Analiz: Bireyden her iki elin çizdiklerini karşılaştırması ve aralarındaki diyalogu sözlü olarak ifade etmesi istenir. Dominant olmayan elin çizimleri genellikle bilinçaltındaki bastırılmış duygu ve düşünceleri ortaya çıkarır. Bu teknik, mantıksal ve duygusal benlikler arasındaki ayrımı görünür kılarak, bireyin kendi içsel çatışmalarını daha derinlemesine anlamasına yardımcı olur.

Sonuç

Kararsızlık, sadece bir karar alma problemi değil, bilişsel çarpıtmalar, yoğun kaygı ve özgüven eksikliğinden kaynaklanan karmaşık bir psikolojik döngüdür. Bu makalede sunulan sanat terapisi teknikleri, bu döngünün kırılmasına yönelik alternatif ve etkili bir yol sunmaktadır.

Geleneksel yaklaşımların aksine, sanat terapisi, bireyin iç dünyasını bir sanat eseri aracılığıyla dışa vurmasını sağlayarak, sözlü olarak ifade edilmesi güç olan duygusal ve bilişsel engelleri aşmasına yardımcı olur. Bu entegre yaklaşım, kararsızlıkla mücadeleyi bir baskıdan ziyade, kişisel gelişim ve öz-farkındalık yolculuğuna dönüştürür.

Bu yöntemler, kişinin kendi benliğindeki parçaları birleştirerek daha bütünsel ve bilinçli kararlar almasını sağlar; böylece zihnin labirentinden çıkış yolunu bulmasına rehberlik eder.

Kaynakça

  • American Art Therapy Association. (2020). The Power of Art Therapy.

  • Burns, D. D. (1980). Feeling good: The new mood therapy. William Morrow.

  • Mcleod, S. (2018). Cognitive Behavioral Therapy (CBT). Simply Psychology.

  • Moorhead, J. (2016). The Art of Decision Making. Psychology Today.

  • Wadeson, H. (2010). Art Therapy Practice: A Comprehensive Guide. John Wiley & Sons.

Bilge Barlık
Bilge Barlık
Bilge Barlık, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü son sınıf öğrencisidir. Sanat terapisi eğitimini İstanbul Üniversitesi’nde tamamlayan Barlık, mesleki eğitimlerini sürdürmektedir.Psikolojik iyi oluşu destekleyen yaratıcı ve imgesel anlatımlarla sanat atölyeleri düzenlemiş ve düzenlemeye devam etmektedir. Psychology Times dergisinde, sanat terapisi ve psikolojik iyi oluş hallerine imgesel bir bakış açısıyla kaleme aldığı yazılar odak noktasını oluşturmaktadır. Sanat terapisi çalışmalarını dijital platformlarda paylaşarak sanatı geniş bir kitleyle buluşturmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar