Çarşamba, Eylül 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

“Zaman Her Şeyi İyileştirir” mi? – Yasla Baş Etmek Üzerine Psikolojik Bir Bakış

Kayıptan Sonra Yaşanan Duyguların Anlamı ve İyileşme Yolları

“Geçecek… Zamanla alışırsın.”
Kayıp yaşayan birine en sık söylenen cümlelerden biri bu. Oysa yas, sadece “zamanın akışıyla” değil; onunla birlikte neler yaptığımızla şekillenen bir süreçtir.
Peki gerçekten yas nedir? Ve onu “atlatmak” ne anlama gelir?

Yas Süreci: Beş Basamak mı, Bir Labirent mi?

Elisabeth Kübler-Ross’un yas süreci evreleri (inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme) sıklıkla başvurulan kaynaktır. Ancak bu evreler doğrusal değildir; çoğu zaman iç içe geçmiş, geri dönüşlü ve bireye özgüdür.
Yani kişi bir gün kabullenmiş gibi hissederken, ertesi gün öfkeye geri dönebilir. Bu “gel-git” hali, aslında iyileşmenin doğal bir parçasıdır.

Kayıp Yalnızca Ölümle Olmaz

Yas sadece bir insanı kaybettiğimizde yaşanmaz. Boşanma, taşınma, iş kaybı, hatta bir kimliğin veya geleceğe dair bir umudun kaybı da yas sürecini tetikleyebilir. 🌱

Örneğin: Bir ilişkiden sonra “o hayatın artık mümkün olmadığını” fark etmek, sembolik bir yas sürecidir.

“Güçlü Olmalısın” Baskısı

Toplumun bize dayattığı “dayanıklı olma” beklentisi, çoğu zaman yas sürecini bastırmamıza neden olur. 🗯
“Ağlama, olan oldu.”
“Hayat devam ediyor.”

Oysa psikolojik olarak yasın en iyileştirici adımı, acıyı tanımak ve duygulara alan açmaktır.
Bastırılan yas, ilerleyen dönemde anksiyete, depresyon ya da fiziksel rahatsızlıklarla kendini gösterebilir.

“Unutmak” mı, “Hatırlayarak Yaşamak” mı?

Modern yaklaşımlar, yas sürecinin “kayıp kişiyi unutmak” değil; onunla ilişkimizi şekil değiştirerek sürdürmek olduğunu savunur. 📌
Duygusal bağ biterken, içsel bağ sürer.
Bir kişinin anısını yaşatmak; onunla vedalaşmak değil, hayatımıza yeniden entegre etmektir.

Kayıp, Kim Olduğumuzu da Sarsar

Yas süreci sadece birine duyulan özlem değil; aynı zamanda “kendi kimliğimizin” kaybıdır.
• “Ben artık onunla anne değilim.”
• “Onun yokluğunda ben kimim?”
İşte bu yüzden yas, bir “benlik yeniden yapılanma” süreci haline gelir.

Sonuç: Yas Atlatılmaz, Dönüştürülür

Yas, bir eksiklik değil, insan oluşumuzun kanıtıdır. Ve yas tutmak, sadece kaybedilen kişiye değil, onun hayatımızdaki yerine duyulan saygının bir şeklidir.
Zaman her şeyi iyileştirmez.
Ama zaman, kendimize alan tanırsak, iyileşmenin içinde hareket etmemize yardımcı olur.

Melis Doğdu
Melis Doğdu
Melis Doğdu, psikoloji alanında lisans eğitimini tamamlamış, özellikle Deneysel, Bilişsel ve Klinik Psikoloji alanlarında çalışmalar yürütmüştür. Algı, dikkat, bellek, karar alma mekanizmaları ve duygusal düzenleme konularına odaklanarak akademik ve klinik çalışmalar gerçekleştirmiştir. Doğdu, bilişsel süreçleri anlamaya yönelik deneysel araştırmaların yanı sıra, bireylerin psikolojik iyi oluşunu destekleyen klinik yaklaşımlar üzerine de yoğunlaşmaktadır. Kaygı bozuklukları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), obsesif kompulsif bozukluk (OKB), bağımlılık, duygu düzenleme ve psikolojik dayanıklılık gibi konular üzerine çalışmalar yapmaktadır. Psikolojik iyi oluşu desteklemek amacıyla güncel araştırmaları takip eden Doğdu, bilimsel temelli bilgileri sade ve anlaşılır bir şekilde paylaşarak bireylerin duygu, düşünce ve davranışlarını daha sağlıklı yönetmelerine yardımcı olmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar