Pazartesi, Ekim 20, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Uzun İlişkide Tutku ve Güven Birlikte Mümkün mü?

Romantik ilişkilerimize çoğu zaman tutkuyla ve dolayısıyla büyük bir heyecanla başlarız. İlişki ilerledikçe işler değişebilir, tahammül kapasitelerimiz azalabilir. Çünkü değişen varlıklarız ve zaman işledikçe ilişki içerisinde başta hissettiğimiz uyumu yakalamakta zorlanabiliriz. Ya da ‘’aşkın gözü kör etme’’ olgusundan dolayı uyum dediğimiz hallerin aslında bir perde niteliğinde olduğunu kavrarız.

Zaman ilerler, perde kalkar ve o zaman ortaya çıkan halleri kabul etmekte zorluk yaşamaya başlayabiliriz. Artık elimizde belki de çok konfor içeren bir güven duygusu vardır; ama heyecan yoktur. İşte tam da bu noktada hem konforumuzu koruyup hem de tekrar o eski heyecanı yakalayabilir miyiz? Bu yazının senin hayatına bir farkındalık sağlamasını dileyerek başlayabiliriz.

Aşık Olma Halinin Evreleri

İlişkinin ilk dönemlerinde, dopamin ve oksitosin gibi ‘mutluluk’ halinin sağlayıcısı olan hormonlarımız çok yüksek seviyelere ulaşabilir, bu durum da bazı zamanlar mantık çerçevesinde düşünme kapasitemizi zorlaştırabilir.

Bağ kurmamızı kolaylaştıran bu hormon mekanizması, haliyle birbirimize yakınlaşmamızı sağlar. Doğal ve evrimsel olan da zaten bu süreçte duygu yoğunluğu yaşamamızdır. Aşık olma halinin insan davranışları üzerinde olan etkilerine baktığımızda ilk dönem evrelerinde mantığımızın devre dışı olması çok olağandır.

Yani bu aşık olma hali çok mantık işi değil deriz ya, gerçekten de değildir. Mesela ilişkinin başında karşındaki ‘’akşam nereye gidelim, ne yemek istersin?’’ gibi bir soru sorduğunda; ne kadar kibar, nazik, beni önemsiyor diye düşünürken iki sene sonrasında aynı soru için ‘’sürekli her şeyi bana soruyor’’ diyerek şikayet edebilme aşamasına geçebiliriz.

Bu değişimin sebebi; hem hormonlarımızın kendine gelme halidir, hem de hayatta ne istediğimizi daha iyi bildiğimiz bir yere evriliyor olmamızdır, yani çok doğal olarak ‘’değişme’’ halimizdir.

Biz insanoğlu olarak ilişkilerde güvende hissetmek isterken, diğer bir yandan belirli bir çerçevenin içerisinde yaşamak istemeyebiliriz. Önünü görebildiğimiz, belli bir çerçeve içinde yaşadığımız ilişkinin sıkıcı gelmesi haline tahammül etmekte çok zorlanabiliriz; çünkü tutku, heyecan, arzu duymak gibi hisleri ilişkide ilk günkü kalp atışları hiç bitmeden yaşamak isteriz.

Tam emin olduğumuz bir ilişkide rahat ve konforlu hissederken, yabancı ve tanıdık olmayan hallerde ise heyecan duyabiliriz.

İlişkide Konfor ve Heyecan Birlikte Nasıl Mümkün?

İlişkide konfor ve heyecan; arzu duyarak, istek duyarak mümkündür. Peki nasıl isteyeceğiz?

Tüm mesele de burada. Cesaret edeceğiz. Bir kişiyi bir ömür tanıyamayacağımızı, bir kişinin keşfedilmemiş yanları olduğunu bileceğiz. Sahiplenmeyeceğiz, hem hayatımızda hem de her an başka bir alanda olmayı tercih edebilir olduğunu kabul ederek yaşayacağız.

Bu kaygılı ve güvensiz bir yerden olmayacak, bu tam olarak gerçek bir yerden hayatın kendisinin bu olduğunu bilerek böyle yaşayacağız. Bizim güven arayan tarafımız ile başka birisini ‘’kontrol altında ve sabit tutma’’ hallerini özdeşleştirdiğimiz noktayı yöneteceğiz.

İlişkide karşımızdakine alan tanıdıkça da burada ‘’gerçek’’ bir güven ve ona eşlik eden tutkunun tekrar geleceğini göreceğiz. En değerli ve sürdürülebilir olan sistemin bu olduğunu savunurken diğer bir yandan uygulanabilir formüllerin de bazı dinamiklerde işe yaradığını söyleyebilirim.

Burada tutarlı ve sürdürülebilir bir aktivite seçiyor olmak ilişki dinamiğine yarar sağlayacaktır. İlk olarak merak duygusunun her zaman aktif olması, birbirine olan keşif halinin bitmemesi çok kıymetli taraflardır.

Bu noktayı hemen tüketmemek bireylerin kendi gelişimlerini de sürdürüyor olmasıyla ilişkilidir. Bizim kendi içsel değişim ve gelişim sürecimiz aslında ilişki bazında ilişkinin de gelişimine katkı sağlayacaktır. Kendimizi geliştirme halimiz; arzuna ve mevcut farkındalığına göre bir terapiyle kendini keşfetme süreci de olabilir, her gün kendine yönelik yazdığın bir günlük ve istekler rutini de olabilir.

Bu süreç hem bizi tatmin ederken hem de ilişkiyi daha iyi bir ilişki olma haline teşvik edecektir. Ortak hobiler edinmek çok klasik bir öneri olsa da bununla birlikte ilişkide rutin dışına çıkıyor olmak her iki tarafa da heyecan verici gelecek ve ilişkiye dair motivasyonumuzu arttırmamızı sağlayacaktır.

Mesela ayda bir sürpriz bir randevu gecesi ya da birlikte yeni bir aktivite denemek hem ikinize heyecan verecek hem de birbirinizin belki de hala hiç keşfetmediği yanlarını fark etmeye başlamanızı sağlayacaktır.

Sonuç

Güven ve tutkunun bir arada mümkün olduğu; fakat bunun cesaret ve arzu duyarak mümkün olabileceğinin önemini vurgularken; kendini geliştirmenin, keşfetmenin ve hayatında birçok sıfat edinebilmenin öncelikle kendine olan, hayata olan heyecanın için çok kıymetli olduğunu söyleyebilirim.

Aslında burada en önemli detayın kendi konforun ve güvene olan ihtiyacından dolayı karşındaki kişiyi kontrol altında tutma çabasında olmaman ve özgür bırakabilmen, kendi alanı olmasına kucak açmanın ve kendine de birçok alan edinebilmenin, bu iki sıfatı (güven ve tutku) bir arada bulundurmanın asıl formülü olduğunu çok gerçekçi bir yerden açıklayabilirim.

Bununla beraber heyecanı taze tutmak için sıradanlıktan uzaklaşıp birlikte yeni şeyler denemek ve bunu haftada ya da ayda bir farklılaştırarak rutine bindirmek ilişkinde güvene ek olarak tutkuyu da ayakta tutan bir dinamik olacaktır; çünkü iyi bir ilişkin olsa dahil hiçbir emek harcamazsan ilişki sistemi kendiliğinden kötüye gider. Ok hep tersine çalışma halindedir.

Devam etmek istiyorsan çaba, emek sürmelidir. Son bir not olarak şunu söylemek isterim; bir metafor olarak insanları artı ve eksileriyle bir paket olarak görebiliriz. Hiçkimse mükemmel değildir. Paketler totalde baktığımızda çoğunlukla birbirine denk düşebiliyorsa kaybetmemek en kıymetlisidir; çünkü gerçek bağlar paylaşımla ve yaşanmışlıkla kurulabilir.

Yeşim Canver Arıman
Yeşim Canver Arıman
Yeşim Canver Arıman, Maltepe Üniversitesi Psikoloji Lisans eğitimini Yüksek Onur derecesi ile tamamlamıştır. Bu süreçte İstanbul Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde staj yapmıştır. Ardından Üsküdar Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını tamamlamıştır. Bitirme projesini “Bebeklik Dönemi Bağlanma Stillerinin Ergenlik ve Yetişkinlik Dönemi İlişkilerine Yansıması” konusunda yürütmüştür. Terapi seanslarında Bilişsel Davranışçı Terapi Ekolü ile ilerlemektedir. Türk Psikologlar Derneği üyesidir. Yetişkin odaklı; Boşanma, Öfke Problemleri, Romantik İlişkiler, Bağlanma Stilleri, Duygusal mesafe konuları üzerine yazılar yazmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar