Batık gemi önyargısı, bireylerin daha önceden yaptıkları maddi, manevi veya zaman yatırımı nedeniyle rasyonel kararlar almak yerine mevcut durumu sürdürme eğiliminde olmalarını ifade eder. Bu önyargının özellikle ikili ilişkilerde nasıl bir rol oynadığı, sosyal psikoloji perspektifinden ele alınacaktır.
Batık Gemi Önyargısı Nedir?
Batık gemi önyargısı, bireylerin zarar görmesine rağmen bir yatırımı sürdürme isteğini açıklar. Sosyal psikoloji, bu durumu, insan davranışlarının mantık dışı sebeplerle biçimlenmesi açısından ele alır.
Bazı araştırmacılara göre, insan beyininin bilgiyi kategorize etme eğilimi, önyargılı tutum ve davranışların temel nedenlerinden biridir. Bu bakış açısına göre, önyargılar bilişsel süreçlerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır (bkz. Allport, 1954; Ehrlich, 1973; Hamilton, 1981). Önyargıların yalnızca bilgisizlikten kaynaklanmadığını öne süren bazı araştırmacılar, bireylerin bilinçli olarak belirli gerçekleri görmezden gelmelerinin ve bu tutumlarının duygusal ihtiyaçlarıyla örtüşen inançlar doğrultusunda şekillendiğini belirtmektedir (Akhtar, 2007). Öte yandan, önyargının kökenine dair yapılan gözlemler, çocukluk döneminde iki zıt duygularla başa çıkamamanın bu tür tutumların gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir (Parens, 1979).
Başka bir açıdan ele aldığımızda, kişilerin konfor ve güvenli alanlarından çıkması zordur. İnsanlar, var olan durumu değiştirmek yerine mevcut durumu sürdürmeyi tercih edebilirler. Bu durum, batık gemi önyargısının bir sonucu olarak, bireylerin tanıdık ve rahat olan bir ortamda kalma isteğini pekiştirir.
Batık Gemi Önyargısının Psikolojik Temelleri
Bu önyargının temelinde bireylerin karar alma mekanizmalarında kayıptan kaçınma, bağlanma ve bilişsel uyumsuzluk gibi psikolojik faktörler bulunur. Geçmişteki yatırımın değer kaybetmesini kabullenmek, kişilerde rahatsızlık yarattığı için mevcut durumu devam ettirme eğilimi görülür.
İkili İlişkilerde Batık Gemi Önyargısı
Romantik ve dostluk ilişkilerinde bu önyargı, bireylerin artık tatmin olmadıkları bir ilişkiyi sonlandırmak yerine, geçmişte yapılan duygusal ve zaman yatırımı nedeniyle ilişkide kalmaya devam etmeleri şeklinde görülür.
1. Romantik İlişkiler
Uzun yıllar harcanan bir ilişkinin bitirilmesi zor gelir; bireyler, “Bu kadar zaman yatırdım, bırakamam” düşüncesiyle mutsuzluk içinde ilişkilerini sürdürebilirler. Örneğin, üç yıllık evliliklerinde sürekli sorun yaşayan bir çift düşünelim. Eşlerden biri, ilişkinin sağlıksız olduğunu bilmesine rağmen geçmişte verdiği emekler nedeniyle boşanma fikrini hiç düşünmez ve ilişkiyi kurtarmak için çaba harcamaya devam eder. Ancak bu çabalar tek taraflı olduğu için ilişkinin düzelmesi imkânsız hale gelmiştir. Buna rağmen, kişi evliliki sürdürme konusunda ısrarcıdır.
2. Arkadaşlık Bağları
Toksik dostluklar da bu önyargıdan etkilenir. Yıllarca süren bir dostlukun sona erdirilmesi zorlu olduğundan, bireyler zarar gördükleri halde ilişkilerini devam ettirirler.
Sonuç ve Çözüm Önerileri
Batık gemi önyargısının farkında olmak, bireylerin daha bilinçli kararlar almasını sağlayabilir. Gelecekteki mutlulukun geçmişteki yatırımdan daha önemli olduğu bilinci geliştirildiğinde, insanlar rasyonel kararlar alma konusunda daha başarılı olabilirler.
Ayrıca, bu tür ilişkiler genellikle sağlıksız bir yöne evrilirler. Böyle bir durumda, ilişkiyi sürdürmenin avantajları ve dezavantajlarını doğru bir şekilde değerlendirmek, sağlıklı bir yol olabilir. Bireyler, duygusal ve psikolojik sağlıklarını göz önünde bulundurarak ilişkilerde neyi kabullenip neyi değiştirebileceklerine dair net bir değerlendirme yapmalıdırlar.
Bireylerin sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için sınır çizmeyi öğrenmeleri önemlidir. Sınırlar, duygusal mesafe oluşturarak gereksiz yüklerden korunmamızı sağlar. Ayrıca, öz şefkat göstermek de bu süreçte kritiktir. Öz şefkat, zorluklarla karşılaştığımızda kendimize nazik ve anlayışlı olmayı ifade eder. Geçmişteki yatırımlarımıza takılmadan, mevcut durumu sağlıklı bir şekilde değerlendirerek rasyonel kararlar almamıza yardımcı olur.