Sağlıklı sınırlar koyamamak zamanla kişinin psikolojik sağlığı üzerinde önemli etkiler bırakır. Kişiler arası ilişkilerde sınırların net olmaması, kişinin içten içe öfke biriktirmesine, kendisini tükenmiş hissetmesine ve öz saygısında hasarlara yol açar. Sınır koyamadığımız zaman istenmeyen sorumlulukları kabul edip kendi isteklerimizi geri plana atmış oluruz.
Zamanla şu gerçekle yüzleşmiş oluruz: Sınır yoksa sinir vardır.
Sınır Koymak Nedir?
Sınır koymak, kişinin karar verirken kendi ihtiyaç ve isteklerini gözetmesi, hayır demeyi bilmesidir. Bu bir beceridir, yani sonradan da öğrenilebilir. Sınır koymayı bilen kişiler çevresiyle daha sağlıklı ilişkiler kurabilir.
Neden Sınır Koymaktan Çekiniriz?
- Diğerleri tarafından sevilmeme kaygısı
- Reddedilme korkusu
- Suçluluk duygusu
- Çocuklukta bakım veren kişinin fedakâr, pasif olması ve onu model almak
Sonrasında Ne Oluyor Peki, Yani Sınır Koymadığımız Zaman?
Sınır koyamamanın pek çok negatif etkisi vardır. Kişisel sınırları net bir şekilde koyamamak kişide içsel bir öfke birikimine neden olabilir. Bu durum kişinin kendisini değersiz hissetmesine neden olurken zaman geçtikçe kişinin yorgun ve tükenmiş hissetmesine de sebep olabilir. Sıkça başkalarının isteklerine öncelik vermek, kişinin kendi istek ve arzularını ihmal etmesine yol açabilir. Sonuç olarak kişisel sınırların ihlali, kişinin duygusal olarak kendisine de zarar verir ve ayrıca sağlıksız ilişkiler kurmasına sebep olabilir.
Aslında sınır problemi en çok çocuklarda görülen bir durumdur. Çocuklar gelişimsel olarak sınırlarını tam olarak bilemeyebilirler. Bu nedenle biz uzmanlar özellikle çocuklarla sınır çalışmaları yaparız. Yetişkinlik dönemine gelindiğinde ise bireylerin sınırlarını daha iyi bilmeleri beklenir. Ancak yetişkinlikte de karşımıza sınırlara uymakta zorlanan ilkel mekanizmalara sahip kişiler çıkabiliyor. Böyle durumlarda sınır ihlali yapan kişilerin karşısında tabiri caizse “duvar gibi” durmak gerekebilir. Çünkü bazen küçük gibi görünen sınır ihlalleri zamanla büyüyerek kişisel alanımızı tehdit edebilir.
Örneğin, çocuğu olmayan bir çifte “Neden çocuk yapmıyorsunuz?” diye sormak bu sınır ihlaline verilebilecek net bir örnektir. Elbette çekirdek ailemizden birileri merak duygusuyla bu tür sorular yöneltebilir, ancak bir iş arkadaşının bu soruyu sorması mahremiyet sınırını aşan bir davranıştır. Benzer şekilde bir kişinin aldığımız maaşı sorması da özel alanımıza yönelik bir müdahaledir. Kimse aldığımız maaşı bilmek zorunda değildir. Ne yazık ki çevremizde bu tür meraklı insanlar sıkça bulunur. Üstelik sınır ihlalleri sadece sözlü olmak zorunda değildir. Fiziksel sınır ihlallerine de sıkça rastlarız. Örneğin, birinin bizi aramadan evimize gelmesi ya da gelen bir misafirin izinsiz bir şekilde buzdolabımızı veya yatak odamızı açması buna örnek verilebilir. Bu tarz sınır ihlallerine karşı farkındalık geliştirmek ve gerektiğinde kararlı bir duruş sergilemek oldukça önemlidir.
Bugüne kadar farklı bir mekanizmayla geldik ancak memnun değiliz bu durumdan.
Sınırlarımızı daha net koymak istiyoruz, değil mi?
Peki Ne Yapabiliriz?
Öncelikle küçük adımlarla başlayacağız. Başta da söylediğim gibi bu bir beceri ve bunu öğrenmek zaman alabilir. Bu yüzden kendinize karşı nazik olun ve bu beceriyi öğrenmek için kendinize zaman tanıyın. İlk adım şu olabilir: küçük adımlarla hayır demeyi öğrenmek. Bunu yapabilmek için küçük hedeflerden başlamakta fayda var. Mesela romantik partnerinize veya ailenizden birine sınır koymak büyük bir adım olabilir en başta. Öncelikle tanımadığınız birine sınır koyarak başlayabilirsiniz. Tam tersi de olabilir; kişi yakınlarına sınır koyarken zorlanmazken dışarıda sınır koyarken zorlanıyor olabilir. Hedef koyarken siz karar verin, en kolayından başlayın. Hemen yarın deneyin: bir konuda öncelikle kendinize “Ne istiyorum?” diye sorun ve bu sefer karar verirken kendinizi seçin. İlk başlarda hayır dediğinizde veya sınır koyduğunuzda suçluluk duygusu size eşlik edebilir, buna hazırlıklı olalım. Böyle anlarda şunu kendinize hatırlatın: Belki anlık negatif bir duygu gelebilir ancak bu geçici bir şey. Eğer sınırlarınızı korumazsanız bu size uzun vadede kötü hissettirebilir. Bir kere karşıdakinin o sınırı aşmasına izin verirseniz bunun devamı gelebilir. En baştan sınır çizmekte fayda var.
İlişkilerde kendi ihtiyaçlarınızı söylemek size çok daha konforlu hissettirecektir. Son olarak, kişilere sınır koyacaksak biz de reddetmenin aslında kişisel saldırı olmadığını içselleştirmeliyiz. Birine hayır demek ona zarar vermek değildir. Bir karar verirken kendi kişisel haklarımızı da gözetmemiz gerekmektedir. Bize iyi hissettirmeyen bir karar vermek zorunda değiliz.
Unutmayın, sınır koymak bencillik değil; kendine saygıdır.
Kaynakça
- Kayabaş, A. T. (2014, Şubat). İlişkilerde sınır koymak. Psikoloji Dergisi, 12(2), 34–40.


