Savaş, sadece cephede mermi izleri ve harabeler bırakmaz; insan ruhunda da uzun süre kanayan ve genellikle göz ardı edilen derin yaralar açar. Bir psikolog olarak gözlemliyoruz ki, bu yıkımın en sinsi ve yaygın sonuçlarından biri, travmatik deneyimlerden kaçma arayışı ile başlayan madde kullanım bozuklukları (MKB)’dır. Savaş travması yaşayanlar için alkol veya uyuşturucu, acı veren duyguları geçici olarak uyuşturan tehlikeli bir “merhem” haline gelir.
Travmatik Kaçış: Kendini İlaçlama Yanılgısı
Savaş; ölüm, kayıp ve mutlak çaresizlik demektir. Bu deneyimler, beynin alarm sistemini sürekli açık bırakarak Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) gibi kronikleşmiş kaygı durumlarına yol açar. TSSB‘nin kabus görme, anıların tekrar canlanması (flashback) ve sürekli tetikte olma (hipervijilans) gibi yıpratıcı belirtileri, bireyin günlük yaşamını çekilmez kılar.
İşte tam bu noktada, literatürde “kendi kendine ilaç kullanma (self-medication)” olarak adlandırdığımız bir davranış devreye girer. Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişi, dayanılmaz duygusal acıyı veya bitmek bilmeyen uyarılmışlık halini anlık olarak dindirmek için maddelere yönelir. Alkol, anksiyeteyi anında düşürür; uyuşturucular, travmatik düşünceleri bastırır. Bu kısa süreli rahatlama, bireyde bir sonraki rahatsız edici duygu dalgasında tekrar maddeye başvurma döngüsünü pekiştirir.
Bu durum, bağımlılığın gelişimini hızlandıran ve içinden çıkılması zor bir çift tanı (komorbidite) tablosu oluşturur:
1. Semptom Yönetimi
Madde, aslında altta yatan TSSB‘nin belirtilerini yönetmek için bir araç olarak kullanılır.
2. Duygusal Uyuşma
Bağımlılık, bireyin travmatik olayla yüzleşmesini ve sağlıklı başa çıkma mekanizmalarını geliştirmesini engeller.
Yapılan çalışmalar, alkol veya madde bağımlılığı tedavisi gören kişilerin önemli bir kısmının (%30 ila %60’ı) aynı zamanda savaş, cinsel şiddet veya diğer ağır travmalardan kaynaklanan TSSB yaşadığını göstermektedir (Dalbudak, 2018). Bu birliktelik, tedavi sürecini oldukça karmaşık hale getirir.
Bağımlılık Riskinin Yüksek Olduğu Gruplar
Madde kullanım bozukluğu, savaşın hem asker hem de sivil mağdurları arasında yaygındır:
● Askeri Personel
Özellikle çatışma bölgelerinde bulunan askerler, savaşın kendisinden kaynaklanan stres ve şiddet deneyimleri nedeniyle yüksek risk altındadır. Savaş sonrası evine dönen gazilerin duygusal destek eksikliği, toplumsal uyum zorlukları ve yüksek düzeyde içsel gerginlik, alkolizm ve madde bağımlılığına sürüklenmelerini kolaylaştırabilir (Tarhan, 2019).
● Sivil Mağdurlar
Savaş bölgelerinde yaşayan siviller, zorla yerinden edilme, evlerini ve sevdiklerini kaybetme gibi travmalara ek olarak, özellikle kadınlar cinsel şiddet gibi korkunç olaylara maruz kalmaktadır. Bu tür travmalardan kaçınmak ve başa çıkmak için madde kullanımı, bu gruplar arasında da ciddi bir sorundur (Dalbudak, 2018).
Tedaviye Bütüncül Bir Bakış
Savaş travması zemininde gelişen bağımlılığın tedavisi, yalnızca maddeyi bıraktırmaya odaklanamaz. Başarılı bir iyileşme için, entegre (bütüncül) bir yaklaşım zorunludur. Tedavinin temel amacı, bireyin maddeyi bir “kaçış aracı” olarak kullanma ihtiyacını ortadan kaldırmaktır. Bunun yolu da, travmanın işlenmesinden geçer:
1. Travma Odaklı Psikoterapi
Öncelik, Bilişsel İşleme Terapisi (CPT) gibi kanıtlanmış travma terapisi yöntemlerine verilmelidir. Bu yöntemler, kişinin travmatik anıları işlemesine ve TSSB belirtilerini azaltmasına yardımcı olur. Travma hafifledikçe, maddeye olan bağımlılık da azalmaya başlar.
2. Duygusal Düzenleme Becerileri
Bireye, öfke, kaygı veya yalnızlık gibi tetikleyici duygularla madde kullanmadan başa çıkmayı öğretecek yeni, sağlıklı stratejiler kazandırılmalıdır.
3. Sosyal Destek
Bağımlılık, sadece bireysel değil, aynı zamanda ailevi ve toplumsal bir yaradır. Aile üyelerinin de travma ve bağımlılık konusunda bilgilendirilmesi ve desteklenmesi, tedavi sürecinde hayati bir rol oynar.
Savaşın psikolojik yükünü taşıyan ve bağımlılıkla mücadele eden bu kişilere, yargılamadan uzak, etik ve kapsamlı bir ruh sağlığı hizmeti sunmak, biz psikologların en önemli görevidir. Çünkü kalıcı barış, bireyin kendi içinde kurduğu psikolojik dengeyle başlar.
Kaynaklar
Dalbudak, E. (2018). Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Bağımlılık. Prof. Dr. Ercan Dalbudak Web Sitesi. Erişim adresi: https://www.ercandalbudak.com/travma-sonrasi-stres-bozuklugu-ve-bagimlilik/
Şar, V. (2018). Savaş ve Terör Yaşantılarında Travma Sonrası Stres. Eurasian Arch Med Res, 52(1).
Tarhan, N. (2019). Prof. Dr. Tarhan: “ABD askeri, kola içemediği için bile travma yaşayabiliyor”. Üsküdar Üniversitesi Haber. Erişim adresi: https://uskudar.edu.tr/haber/prof-dr-tarhan-abd-askeri-kola-icemedigi-icin-bile-travma-yasayabiliyor/4532
Ek Okumalar
İstanbul Bilgi Üniversitesi. (2017). Travmatik Yaşantıların ve Madde Kullanımının TSSB’ye Etkisi. [Yüksek Lisans Tezi]. Erişim adresi: https://openaccess.bilgi.edu.tr/bitstreams/8747878c-3e0c-42f8-85c9-61edd40892b8/download