Gündelik hayatın stresinden kaçışın en hızlı yollarından biri: tek tıkla alışveriş. Ancak bu “kolaylık”, zamanla fark etmeden bir bağımlılık döngüsüne dönüşebiliyor.
Dijital Tüketimin Yükselişi
Online alışveriş, yalnızca ihtiyaç gidermenin değil, aynı zamanda boş zaman değerlendirme, sıkıntıdan kurtulma ve kendini ödüllendirme aracı hâline geldi. Reklamlar, kampanyalar ve sosyal medya bu eğilimi sürekli besliyor. Hatta bazen beslemekle kalmıyor hiç aklımızda olmayan bir ürünün bile kargosunu beklerken buluyoruz kendimizi ama neden?
Dopamin Döngüsü: Satın Al Tuşunun Psikolojisi
Araştırmalar, alışverişin beynin ödül sistemini tetiklediğini gösteriyor. “Sepete ekle” anında yaşanan dopamin artışı, kişiyi kısa süreli bir mutlulukla buluşturuyor. Ancak ürün eline geçtiğinde bu haz hızla sönüyor ve kişi yeniden alışverişe yöneliyor bu da kısır döngünün, bağımlılığın ve mutluluğu alışverişte aramanın temelini oluşturuyor.
Kaçış ve Duygusal Boşluk
Çevrimiçi alışveriş çoğu zaman ihtiyaçtan değil, duygusal bir boşluğu doldurmak için yapılıyor. Yalnızlık, kaygı ya da mutsuzluk duyguları; yeni bir ürün satın alarak geçici şekilde bastırılmaya çalışılıyor. Bu durum, kısa süreli bir tatmin ve mutluluk hissi yaratırken, çoğu zaman kalıcı bir çözüm sunmuyor. Zamanla bu alışkanlık kişide maddi sıkıntılara ve daha derin duygusal boşluklara yol açıyor.
Sosyal Medyanın Görünmez Etkisi
Influencer paylaşımları, “kaçırılmayacak fırsatlar” ve sürekli gelen indirim bildirimleri bağımlılığı tetikleyen en güçlü unsurlar arasında. Kişi aslında ürünü değil, o anda hissettirdiği “dahil olma” ve “tatmin olma” duygusunu satın alıyor.
Maddi ve Psikolojik Sonuçlar
Çevrimiçi alışveriş bağımlılığı, yalnızca kısa süreli haz arayışıyla sınırlı kalmaz; uzun vadede ciddi sonuçlara yol açabilir. Öncelikle bireylerin bütçelerini zorlaması, borç sarmalına girmelerine neden olabilir. Kredi kartı ekstreleri kontrolsüz tüketimin en somut göstergelerinden biridir. Bu durum sadece ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik baskı yaratır. Maddi sıkıntıların artması kaygı, stres ve suçluluk duygularını besleyerek kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Araştırmalar, alışveriş bağımlılığının bireylerde özgüven kaybına ve kişilerarası ilişkilerde çatışmalara neden olabileceğini göstermektedir (Aksu, 2020; Akgül, 2019). Çünkü alışveriş eylemi, bir süre sonra bireyin kendini değerli hissetmesinin tek yolu hâline gelebilir. Bu da hem içsel tatmini azaltır hem de kişinin sosyal çevresinde yanlış anlaşılmalara yol açar. Aksu’nun (2023) belirttiği gibi, hedonik tüketimin kısa süreli mutluluk sunarken uzun vadede bireyi tatminsizlik ve yetersizlik duygusuna sürüklemesi bu bağımlılığın en temel çelişkilerinden biridir.
Dolayısıyla çevrimiçi alışveriş bağımlılığının yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal boyutları da vardır. Kontrolsüz tüketim alışkanlıkları, bireyleri yalnızlaştırırken toplumda da tüketim odaklı bir yaşam biçimini pekiştirir.
NELER YAPILABİLİR?
Çevrimiçi alışveriş bağımlılığını azaltmak için öncelikle kullanım sürelerini sınırlandırmak ve alışveriş için belirli zamanlar koymak faydalı olabilir. Sosyal etkileşimleri artırmak, hobiler ve fiziksel aktivitelerle meşgul olmak, duygusal boşlukları daha sağlıklı yollarla doldurmaya yardımcı olur. Ayrıca alışveriş sırasında hissettiğimiz duyguları fark etmek, bağımlılık döngüsünü kırmanın etkili yollarındandır.
SONUÇ
Çevrimiçi alışveriş bağımlılığı, yalnızca maddi bir problem değil; aynı zamanda duygusal boşlukları doldurma, anlık haz arayışı ve kontrolsüz tüketim döngüsünün bir yansımasıdır. “Satın al” tuşuna her bastığımızda aslında bir üründen çok, kısa süreli bir duygu satın alıyoruz. Ancak bu haz hızla tükenirken geride pişmanlık, boşluk ve çoğu zaman da borç yükü kalıyor.
Bu döngüyü fark etmek, bağımlılığı kırmanın ilk adımıdır. Kendi ihtiyaçlarımızı, duygularımızı ve alışveriş alışkanlıklarımızı sorguladığımızda, tüketimin esiri olmaktan çıkıp seçimlerimizin sahibi olabiliriz. Belki de asıl satın almamız gereken şey, daha çok eşya değil; daha çok farkındalık ve içsel tatmindir. Gerçekte satın aldığımız şey yeni bir kıyafet mi, yoksa birkaç saniyelik mutluluk mu? Çevrimiçi alışveriş bağımlılığı, modern çağın en yaygın ama en görünmez kaçış yollarından biri olabilir.
KAYNAKÇA:
Aksu, M. (2020). Alışveriş bağımlılığı. Etkileşim Dergisi, 4(2), 44–64.
Aksu, S. (2023). Alışveriş bağımlılığı ve hedonik tüketim ilişkisi. Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 11(1), 773–802.
Akgül, G. (2019). Kompulsif satın alma eğiliminde kişisel faktörlerin, postmodern tüketim kültürü ve materyalizmin rolü (Yüksek lisans tezi). İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.