Oyun yalnızca eğlenceli bir uğraş değil; dünyayı keşfetmenin, duygularını ifade etmenin ve sevdikleriyle bağ kurmanın en doğal yoludur. Oyun, çocukların dili, oyuncaklar da onların kelimeleridir. Özellikle ebeveynle oynanan oyunlar en kıymetli olanlardır çünkü çocuğun hem güven duygusunu besler hem de aile içindeki bağları güçlendirir. Çocuğuyla oyun oynayan ebeveyn, onun dünyasına misafir olma şansı kazanıp, çocuğunu keşfetme imkânı da elde eder.
Bu yazıda ebeveyn-çocuk oyunlarının önemi, duygusal bağın gelişimsel etkisi ve çocuk gelişimi açısından oyunun katkılarına değinirken, ailelerin günlük yaşamda kolaylıkla uygulayabileceği bazı oyun önerilerini de ele alacağız.
Ebeveyn-Çocuk Oyunlarının Önemi
Ebeveyn-çocuk oyunları, ilk çocuğunuz bebekken başlar. Bebeğiniz gülmeye başladığında ve siz de ona gülümsediğinizde oyun oynamaya başlamış oluyorsunuz. Çocuklarınızın ilk öğretmeni sizsiniz ve bu öğretimin büyük bir kısmı oyun yoluyla gerçekleşir (Anderson-McNamee & Bailey, 2010).
Oyun, çocuğunuzun sosyal ve motor becerileri ile bilişsel düşünmeyi öğrenmesine yardımcı olur; aynı zamanda çocukların duygularını, düşünmesini, yaratıcı olmalarını, sorun çözmelerini ve özsaygılarını geliştirmelerine olanak tanır.
Aktif ebeveynlik programları serisinin yazarı Dr. Michael Popkin’e göre, çocuğunuzla oynamak çocukların dünyayı tanımasına yardımcı olur, çocuğa yeni beceriler öğrenmesi için fırsatlar sunar ve ebeveyn ile çocuk arasındaki bağı güçlendirir (Popkin, 33). Ancak oyun, düşündüğünüzden daha kapsamlıdır; çocuğunuzun ailenizin kurallarını ve ondan nelerin beklendiğini öğrenmesine yardımcı olurken aynı zamanda toplumda nasıl davranacağını da öğretir.
Oyun, hem toplumsal hem de bireysel gelişimi desteklemenin ötesinde, sinir hücreleri arasındaki bağlantıların oluşumu sayesinde beyni uyararak gelişime de yardımcı olur (Anderson-McNamee & Bailey, 2010). Günümüzde iş ve ev programlarını dengelemekte zorlanan ebeveynler, çocuklarıyla nitelikli zaman geçirmekte doğal olarak zorlanıyorlar.
Ebeveynlerin çoğunlukla fark etmediği bir gerçek şudur: Bilim, ebeveynlerin çocuklarıyla oynadığında oksitosin hormonunun salgılandığını göstermiştir. Oksitosin, güven ve ilişki kurma ile ilişkilidir. Oksitosinin bir diğer faydası da stresin etkilerini dengeleyerek kan basıncını, kaygıyı ve korkuyu azaltmasıdır (Dewar, 2019). Kısacası, çocuklarla oynamak aşırı çalışan ebeveynler için bir stres azaltıcı olabilir.
Çocukla oynadığınız oyunla birlikte gülmek ve rahatlamak, size de iyi gelecektir. Birlikte oyun oynayan aileler daha uyumlu, destekleyici ve iyi iletişim kurarlar. Bu nedenle ebeveyn-çocuk oyunları, çocuğa güven duygusu kazandırır; çünkü çocuk, “Anne veya baba beni görüyor ve benimle ilgileniyor.” hissini yaşar. Bu yüzden tüm aile için oynamak hem çocuk hem de ebeveynler açısından çok değerlidir.
Fakat ebeveynleriyle oyun oynayamayan ve tek başına oynamaktan sıkılan çocuklar çoğunlukla teknolojik araçlara yönelmektedir ve bu durum büyük bir risk faktörüdür. Çünkü teknolojik aletler çocuklarda bağımlılığa zemin hazırlayabilir. Teknolojiyle zamanlarının çoğunu geçiren çocuklar genellikle fiziksel olarak aktif değildir veya hayal güçlerini kullanmazlar. Ekran süresini günde en fazla iki saatle sınırlayın. Çocuğunuzun her gün en az bir saat fiziksel egzersiz yapmasını sağlayın. Oyunlarda ve çocuklarınız üzerinde önemli rollere sahipsiniz. Keşif ve öğrenmeyi teşvik eden ilginç materyaller sağlayarak çocuğu oyuna mutlaka teşvik edebilirsiniz (Anderson-McNamee & Bailey, 2010).
Günlük Hayata Uyumlu Oyun Önerileri
Duygu Stickerları
Çoğu çocuk stickerları sevdiği için bu oyun teşvik edici ve değerlidir. Oyun, çocukların duygularını ifade etmelerine ve duyguların vücudun farklı bölgelerde hissedilebileceğini fark etmelerine yardımcı olurken, ebeveynlerin de çocuklarının duygularını anlamasına katkı sağlar.
Uygulama adımları: Büyük bir kâğıt hazırlayın; kâğıt, çocuğun vücut hatlarını çizebileceğiniz kadar büyük olmalıdır. Çocuğun kâğıtta vücut hatlarını çizdikten sonra kendi yüzünü boyayarak çizimi kişiselleştirmesini sağlayın. Çeşitli duygu stickerları hazırlayın (ör. mutlu, üzgün, kızgın, endişeli gibi). Çocuğa sorular yönelterek stickerları kullanmasını teşvik edin: “Seni ne mutlu eder? Bu duyguyu vücudunun hangi bölgesinde hissediyorsun?” (Her duygu için tek tek yapın.) Çocuk, bu sorulara verdiği cevaplara göre stickerları kâğıt üzerindeki uygun bölgelere yapıştırır.
Baloncuk Oyunu
Bu oyun, çocuklar için hem bir rahatlama tekniği görevi görür hem de kaygı ve öfke gibi yoğun duygularla başa çıkmalarına yardımcı olur. Aynı zamanda içlerindeki birikmiş enerjiyi sağlıklı bir şekilde dışarı atmalarını sağlar.
Uygulama adımları: Öncelikle üflemeli köpük baloncuk edinmelisiniz. (Üflemeli köpük baloncuğunuz yoksa sabunlu sudan parmaklarınızla halka yapıp üfleyerek kendi baloncuklarınızı oluşturun.) Baloncukları siz üfleyin ve çocuğunuzdan bunları elleri, dirsekleri veya kafasıyla patlatmasını isteyin. Bu, onun hareket etmesini sağlar. Daha sonra çocuğunuz eğer öfke ve sinir gibi yoğun duygular yaşıyorsa bu kez baloncukları kendisinin üflemesini sağlayın. Böylece hem derin nefes alır hem de içindeki birikmiş duyguları güvenli bir şekilde dışa vurur.
Minik Keşif
Bu oyunda çocuk, farklı dokularla oynayarak dokunma duyusunu geliştirir ve bir şeyleri bulmaya çalıştığı için el-göz koordinasyonunu güçlendirir. Ayrıca bulmaya odaklandığı süreçte dikkati toparlamayı öğrenir. Anne veya babasıyla birlikte oynadığında ise bağlanma kuvvetlenir; birlikte geçirilen kaliteli zaman çocuğun özgüvenini artırır.
Uygulama adımları: Orta boy bir kutu veya tepsi alın, içine mısır unu ya da irmik ekleyin. Küçük oyuncakları farklı derinliklere gömerek çocukla beraber oyuncakları bulmaya çalışın. Her zaman aynı oyunu oynamamak için “Sadece kırmızı olanı bul.” veya “Yuvarlak şekli bul.” şeklinde de yapabilirsiniz. Bu şekilde renk ve şekil farkındalığı, sınıflandırma becerisi de çocuğa kazandırılmış olur.
Hikâye Zinciri
Bu oyun, yaratıcılığı, dil gelişimini, iş birliği ve paylaşımı desteklerken; birlikte üretme deneyimi aracılığıyla çocuğun özgüvenini de geliştirir. Aynı zamanda çocuk, kaygılarını, korkularını veya mutluluklarını dolaylı şekilde ifade edebilir. Ebeveynlere ise çocuklarının iç dünyasını tanıma fırsatı verir.
Uygulama adımları: Ebeveyn hikâyenin ilk cümlesini söyler. Çocuk, hikâyeyi devam ettirir ve sırayla hikâye tamamlanır. Hikâyeye bazen duygusal olaylar (örneğin, “kız ağlamış”, “çocuk mutlu olmuş”) veya problem çözme durumları (“kız evine nasıl gidecek?”) gibi durumlar eklemek, çocukların konular üzerinde düşünmesini sağlarken problem çözme becerilerini de geliştirir.
Sonuç: Küçük Oyunların Büyük Etkisi
Ebeveynlerin çocuklarıyla kurduğu oyun temelli etkileşimler yalnızca gelişimsel açıdan değil, duygusal bağ açısından da büyük bir önem taşır. Oyun; ortak bir yolculuğun başlangıcıdır, çocuğun kendini güvende hissettiği, ebeveynin ise çocuğuna en saf haliyle ulaşabildiği bir andır.
Oyunla kurulan köprü, ebeveyn ve çocuğun birlikte büyüdüğü, keşfettiği ve gülüp eğlendiği bir yolculuğa dönüşür.
Kaynakça
Dewar, G. (2019). Oxytocin affects social bonds and our responses to toxic stress. Can we influence oxytocin in children? Parenting Science.
https://www.parentingscience.com/oxytocin-in-children-and-parents.html
Popkin, M. H. (2017). Chapter 1: Every Day a Little Play. In Active Parenting First Five Years (pp. 33–37). Active Parenting Publishers.
Anderson-McNamee, J. K., & Bailey, S. J. (2010). The importance of play in early childhood development. Montana State University Extension.
https://www.montana.edu/extension/health/documents/MT201003HR.pdf