Çarşamba, Eylül 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

“Okula Gitmek İstemiyorum!”: Çocuklarda Okul Anksiyetesi, Belirtileri ve Başa Çıkma Yöntemleri

Yaz tatilinin ardından okulların açılmasıyla beraber, öğrenciler için heyecan verici olan yeni döneme giriş kimi çocuklar için pek heyecan verici olmayabiliyor. Sabahları okula gitmek istemeyen, ailesinden ayrılmakta zorluk yaşayan, karın ağrısı gibi fiziksel belirtiler gösteren çocuklarda bu durum okul anksiyetesinin habercisi olabilir. Peki, çocuğunuzda okul anksiyetesi olduğunu nasıl anlarsınız?

Öncelikle okul anksiyetesinin ne olduğundan bahsedelim. Kimi zaman okul fobisi ya da okul reddi olarak ortaya çıkan okul anksiyetesi, okula gitmekten aşırı korkma ve kaçınmayla kendini gösterir. Okulların açılmasıyla kendisini gösterse de sadece okulların açıldığı ilk günlerde değil, okul devam ettiği sürece günlük olarak tekrar eden bir durum haline gelir. Sanılanın aksine sadece küçük yaştaki çocukları etkilemekle kalmaz; ortaokul ve lise çağındaki çocuklarda da görülür.

Aileler için de zorlayıcı olan bu durumu, aileler nasıl fark edebilir? En belirgin özelliği, çocukların okula gitmek istememeleri ve okula karşı korku hissetmeleridir. Hem duygusal hem fiziksel hem de davranışsal olarak kendini gösteren okul anksiyetesinin fiziksel belirtilerine bakacak olursak; sık sık yaşanan karın ağrıları, baş ağrıları, hızlı kalp atışı, hızlı nefes alıp verme ve terleme gibi belirtiler sayılabilir. Ayrıca bu dönemde çocuklar, özellikle okula gitmeden önce ailelerinden ayrılmakta zorluk yaşayabilir ve normalden daha sırnaşık ve yapışık olabilirler. Bu belirtilerin yanında uyku ve yeme düzenlerinde farklılıklar gözlemlenebilirken, ailelerin gözlemleyebileceği diğer belirtilerden biri de çocuklarının odaklanmakta zorluk çektiği ve normalden daha hızlı öfkelendikleri veya üzüldükleri için ağlama krizleri yaşadığı olabilir.

Okul Anksiyetesinin Nedenleri

Okul anksiyetesinin nedenlerine baktığımızda özellikle ilk kez okula başlayan çocuklarda ayrılık kaygısı sıkça görülür. Bunun yanında çocuğun yapısı gereği aşırı hassas ya da utangaç olması da kaygıyı artırabilir. Aşırı koruyucu ebeveyn tutumları çocuğun tek başına hareket etmesini engelleyebilirken, aile içi çatışmalar da çocukların ruhsal dünyasını olumsuz etkileyebilir.

Okul ortamında zorbalığa maruz kalmak, arkadaş edinmede güçlük yaşamak da anksiyeteyi tetikleyen önemli etkenlerdir. Bunun yanı sıra akademik baskılar, sınav kaygısı, ödevler ve yüksek beklentiler de okul anksiyetesinin diğer yaygın nedenleri arasında yer alır.

Bu sorunlarla karşılaşan çocukların akademik başarılarında düşüş gözlemlenebilir ve iletişim kurmakta zorlanıp sosyal olarak kendini soyutlayabilir. Bunlar da ilerleyen süreçlerden başka psikolojik problemlerle çocuğun karşısına çıkabilir.

Aileler Ne Yapmalı?

Peki, aileler bu durumla karşılaştıklarında ne yapmalıdır?

Her şeyden önce aileler böyle bir durumla karşılaştıklarında, çocuklarına hissettikleri duygunun tam olarak neden kaynaklandığını anlamalarına yardım etmelidir. Ailelerin, öncelikle kendi yaşadıkları stresi ya da sıkıntıyı gidermeye değil, çocuklarının yaşadığı kaygıyı azaltmaya odaklanmalıdır. Amaç, çocuğun bir an önce okula gitmesini sağlamak değil, onun yaşadığı sorunu anlamak ve çözmek olmalıdır.

Bu konuda yapılabilecek şeylerden biri okul ve öğretmenlerle işbirliği içinde olup, çocuğun neden okula gitmek istemediğini anlamaya çalışmaktır. Öğretmenlerin de destekleriyle çocuğun okula uyum sürecine katkı sağlanmalıdır.

Çocukları rahatlatmak için evde ‘kaygı kutusu’ oluşturmak gibi yöntemler kullanılabilir. Bu kutuya hem çocuk hem de aile bireyleri hissettikleri kaygı ve endişeleri yazıp atabilir. Bunun yanında bir ‘rahatlama kutusu’ da hazırlanabilir. Bu kutuda çocuğun yaşına uygun oyuncaklar, renkli kalemler ve boyalar, rahatlama düdüğü gibi kaygıyı azaltmaya yardımcı eşyalar bulunabilir. Ayrıca kaygıyı azaltmak için nefes egzersizleri ve rahatlama teknikleri, aile ve çocuğun birlikte eğlenceli bir etkinlik şeklinde yapabileceği çalışmalar haline getirilebilir.

İlk defa okula başlayacak çocuklarda aileden ayrılmakta zorluk yaşayan çocuklar içinse güvenli ve aşamalı ayrılma yöntemleri geliştirilebilir. Çocukları aşamalı bir şekilde okula alıştırarak bu durum onlar için daha kolay hale getirilebilir.

Bazı çocuklarda kaygının başarısızlık korkusuyla ve akademik kaygılarla beraber geldiği de gözlemlenebilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında çocukların üzerindeki baskıyı hafifletmek için ailelerin daha esnek olmaları gerekir. Sadece büyük başarıların değil küçük başarıların da fark edilmesi ve takdir edilmesi çocuğun üzerindeki baskıyı azaltmaya yardımcı olur.

Unutulmaması gereken en önemli şey ise çocuğun duygularını önemseyerek küçümsemeden ve karşımızda bir birey olduğunu fark ederek destekleyici tutumlarla onu dinleyerek ve anlayarak hareket etmek olmalıdır. Bu durumun bir süreç olduğunu kabullenmek ve buna göre hareket etmek gerekir. Her çocuğun sorunlarla baş etme süresi farklılık gösterebilir. Bu nedenle ailelerin süreci sabırla yöneterek çocuklarına anlayışla yaklaşmaları önemlidir.

Eda Cansu Sarıoğlu
Eda Cansu Sarıoğlu
Psikolog Eda Cansu Sarıoğlu, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde %100 İngilizce Psikoloji eğitimini yüksek onur derecesiyle tamamlamıştır. TÜBİTAK çalışmasında nöropsikolojik test uygulayıcısı olarak yer almış; Sarı Psikoloji, Sedef Sürme Psikolojik Danışmanlık Merkezi ve Rehber Klinik’te staj yapmıştır. Gazi Mucize Hayatlar Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde çocuk, ergen ve yetişkinlerle çalışmakta, dijital platformlarda özel eğitim alanında yazılar yazmaktadır. EKPSS platformunda psikolog olarak görev almaktadır. BDT ve mindfulness alanında uzmanlaşmış olup oyun terapisi eğitimine devam etmektedir. Özellikle çocuklar, aileler ve ilişkiler üzerine yazdığı içeriklerle psikolojik farkındalık oluşturmayı ve daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar