Meslek seçimi dendiğinde çoğumuzun aklına lise yılları gelir. Üniversite sınavına hazırlanan gençlere en çok sorulan sorulardan biri “Ne olacaksın?”dır. Bu soru, sanki hayatın tüm yönünü belirleyecekmiş gibi gencin omzuna ağır bir yük bindirir. Oysa meslek seçimi yalnızca o yıllarda verilen bir karar değildir. Aslında çok daha erken, çocuklukta başlayan uzun bir keşif yolculuğudur.
İlgi ve Yetenek İlk İpuçlarıdır
Çocukları gözlemlediğimizde daha küçük yaşlarda bile bazı eğilimler kendini göstermeye başlar. Bir çocuk saatlerce legolarla oynayıp sürekli bir şeyler inşa edebilir. Bir diğeri hikâyeler anlatmaya, resim yapmaya meraklıdır. Başka bir çocuk insanlarla iletişim kurmayı çok sever, kimi ise doğanın içinde olmaktan büyük keyif alır.
Bu davranışlar çoğu zaman geleceğe dair ipuçları verir. İlgi ve yetenek, çocuğun merak ettiği ve keyif aldığı şeyleri; yetenek ise daha kolay öğrendiği ve doğal bir yatkınlık gösterdiği alanları anlatır. İlgi ve yetenek bir noktada buluştuğunda, çocuğun ileride mesleki anlamda tatmin yaşayabileceği alanlar ortaya çıkar.
Deneme Yanılmanın Önemi
Tabii ki bu süreç “Çocuğum sürekli resim yapıyor, kesin ressam olacak” gibi katı bir yoruma indirgenmemeli. Çocukluk, deneme-yanılmanın en değerli dönemidir. Bugün müziğe meraklı olan bir çocuk, yarın sporda kendini gösterebilir. Önemli olan ona farklı deneyim fırsatları sunabilmek.
Müzik aleti çalsın, spor yapsın, doğa yürüyüşüne çıksın, satranç denesin, hamurla oynasın… Denediği her şey aslında bir kapı açar. Belki bazı kapıları kapatır, ama bazılarını da açık bırakır. İşte bu süreçte ebeveynin rolü destek olmak, çocuğun yolunu kısıtlamak değil genişletmektir.
Ebeveynin Gizli Etkisi
Birçoğumuz fark etmeden kendi hayallerimizi ya da yapamadıklarımızı çocuklarımıza yükleriz. “Ben olamadım, çocuğum olsun” düşüncesi, iyi niyetli olsa da çocuğun iç sesini bastırır. Ya da “Bu meslek daha garanti, sen bunu seç” gibi yönlendirmeler, çocuğun ilgi ve yeteneklerinden uzaklaşmasına sebep olabilir.
Çocukların gerçekten ne istediğini duymak için biraz geri çekilmeye, daha çok gözlemlemeye ihtiyacımız var. Çünkü çocuk, kendini ifade etmekte zorlanabilir ama davranışlarıyla, oyunlarıyla, ilgilendiği şeylerle aslında bize çok şey söyler. Biz yeter ki o mesajları duymaya açık olalım.
Küçük Gözlemler Büyük Gerçekler Söyler
Danışmanlık sürecinde en çok karşılaştığım durumlardan biri şu oluyor: Çocuğun ilgisi aslında çok net belli, ama aile “O hobi olsun, meslek değil” diyerek onu küçümsüyor. Oysa bir çocuk sürekli aynı şeye yöneliyorsa, burada dikkate alınması gereken bir işaret vardır. Bazen küçücük bir merak, ileride büyük bir tutkuya dönüşebilir. Çocuğun yolunu açmak, çoğu zaman sadece onu ciddiye almakla başlar.
Meslek Sadece Geçim Aracı Değildir
Meslek seçimi yalnızca para kazanmak ya da toplumda bir yer edinmek değildir. Meslek aynı zamanda insanın kendini gerçekleştirdiği, ürettiği ve tatmin bulduğu bir alandır. Sabah kalktığında yaptığı işten keyif alabilmek, “İyi ki bu işi yapıyorum” diyebilmek, hayat doyumunun en önemli parçalarındandır.
Bunu sağlayan şey ise kişinin ilgi ve yeteneklerinin buluştuğu noktadır. Yani çocuklarımızı gözlemleyip onların bu keşif yolculuğuna rehberlik etmek, ileride mutlu bireyler olmalarının temelini atmak anlamına gelir.
Ebeveynler Ne Yapabilir?
Çocuğun ilgi ve yeteneklerini fark etmek aslında çok da zor değil, sadece biraz dikkat ve sabır istiyor. Öncelikle çocuğu çok iyi gözlemlemek gerekiyor. Oyun oynarken hangi etkinliklerde daha uzun süre kalıyor, hangi konularda daha çok soru soruyor, hangi alanlarda başarısız olsa bile keyifle devam ediyor? Bunlar güçlü işaretlerdir.
Bir diğer adım, çocuğa farklı deneyimler sunmak. Tek bir alana sıkıştırmak yerine, sanatla, sporla, doğayla, bilimle tanışmasına fırsat vermek. Çocuk, kendi yolunu bu deneyimler içinde bulacaktır.
Ve en önemlisi, destekleyici bir dil kullanmak. “Senin bundan bir şey olmaz” ya da “Bu meslekten ekmek yenmez” demek yerine, “Denemek ister misin?”, “Bu seni mutlu ediyor mu?” gibi sorularla çocuğun kendi sesini duymasına yardımcı olmak. Çünkü meslek seçimi bir yönlendirme değil, rehberlik sürecidir. Ebeveyn olarak görevimiz ise sadece pusula olmak.
Yolculuk Çocuklukta Başlar
Unutmayalım; meslek seçimi bir yolculuktur. Bu yolculuk çocuklukta başlar, ergenlikte yön bulur ve yetişkinlikte şekillenir. Biz ebeveynler için en önemli görev, çocukların bu yolculuğuna eşlik etmektir. Onlara deneme fırsatı sunmak, hata yapmalarına izin vermek, sabırla gözlemlemek ve kendi yollarını bulmaları için alan açmak…
Gerisi zaten kendiliğinden gelecektir. Çünkü çocuk, kendi ilgi ve yeteneklerini keşfettikçe, kendi meslek yolunu da daha sağlam adımlarla çizecektir.


