Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Masanın Diğer Ucunda Ne Var? Bağlanma Stiliniz İş Yaşamınızı Nasıl Şekillendiriyor?

İş hayatı sadece görevler, zaman yönetimi ve verimlilikten ibaret değildir. Ekip toplantılarında kurduğumuz göz teması, yöneticimize karşı geliştirdiğimiz tutum, geri bildirim alma biçimimiz ya da yeni bir projede hissettiğimiz heyecan ve kaygı… Tüm bu deneyimler, yalnızca profesyonel yetkinliklerle değil, çocukluk dönemimizde gelişen bağlanma stillerimizle de iç içedir. Çoğu zaman farkında olmasak da iş hayatındaki davranış kalıplarımız, erken dönem ilişkilerimizin sessiz izlerini taşır.

Bağlanma Teorisi

Bowlby’nin bağlanma kuramı, bireyin erken bakım vereniyle kurduğu ilişkinin, ileriki yaşamındaki yakın ilişkilerin temelini oluşturduğunu ileri sürer. Ainsworth’un “yabancı durum testi” ile güvenli bağlanma, kaçıngan, kaygılı (ambivalent) ve sonradan eklenen dağınık (disorganized) bağlanma stilleri tanımlanmıştır. Bu örüntüler yalnızca romantik ilişkilerde değil; arkadaşlık, ebeveynlik ve elbette iş hayatı ilişkilerinde de kendini gösterir.

Güvenli Bağlanma: İş Yerinde Denge ve Dayanıklılık

Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler, iş hayatında genellikle iş birliğine açık, stresle başa çıkma becerileri gelişmiş ve öz farkındalığı yüksek kişiler olarak öne çıkar. Hem ekip içinde hem lider pozisyonlarında sağlıklı ilişkiler kurabilirler. Geri bildirimi tehdit olarak görmek yerine gelişim fırsatı olarak değerlendirir, sınır koymayı bilir ve gerektiğinde yardım istemekten çekinmezler.  

Bu bireyler için iş hayatı, yalnızca performans gösterecekleri bir alan değil; gelişebilecekleri ve katkı sunabilecekleri bir sosyal ortamdır. Ekip üyeleri arasında köprü görevi üstlenmeleri, kriz anlarında yapıcı bir tavırla ortamı yatıştırmaları sıkça karşılaşılan durumlardır.  

Güvenli bağlanmaya sahip yöneticiler ise çalışanlarının duygusal ihtiyaçlarını gözeten, empatik ve destekleyici bir profil çizerler. Bu da ekipte güven ve bağlılığı artırır. Ayrıca bu kişiler değişime açık, esnek düşünebilen ve geri bildirim mekanizmalarında savunmaya geçmeyen çalışanlar olarak dikkat çekerler. Dolayısıyla hem üretkenlik hem de ekip içi dayanışma açısından bu bağlanma biçimi oldukça avantajlıdır.

Kaçıngan Bağlanma: Mesafe, Kontrol ve Yalnızlık

Kaçıngan bağlanma stillerine sahip bireyler, bağımsızlıklarını aşırı ön planda tutar ve duygusal yakınlıktan kaçınma eğilimindedir. İş hayatında bu durum; mesafeli iletişim, bireysel çalışmaları tercih etme ve ekip çalışmalarından uzak durma şeklinde gözlemlenebilir.  

Bu bireyler çoğu zaman “yüksek performanslı” ve “sorunsuz” olarak tanımlanabilirler, çünkü duygularını yansıtmazlar. Ancak içten içe kontrol kaybından korkarlar ve yardım istemekten kaçınırlar. Bu da zamanla duygusal tükenmişliğe ve yalnızlaşmaya yol açabilir.  

Yönetici konumunda olduklarında, sınırları belirgin, mesafeli ve talepkâr bir profil çizebilirler. Çalışanlarının duygusal ihtiyaçlarına karşı körleşebilirler. Kaçıngan bağlanan bireylerin iyileşme alanı, güvenli bağlanma kurabilecekleri ortamların varlığıdır. Bu sayede duygusal yakınlığın bir tehdit değil, bir kaynak olduğunu deneyimleyebilirler.

Kaygılı Bağlanma: Onay Arayışı ve Duygusal Dalgalanmalar

Kaygılı bağlanma stillerindeki bireyler, iş hayatında yoğun onay arayışı ve reddedilme korkusuyla hareket ederler. Başarısızlık karşısında kendilerine karşı oldukça sert olabilirler. Yöneticilerinden ya da ekip arkadaşlarından gelen en küçük eleştiri, onlar için saatler sürecek bir içsel sorgulamaya dönüşebilir.  

Bu bireyler genellikle dışarıdan aşırı uyumlu görünür; ancak içlerinde sürekli “Yeterli miyim?” sorusu yankılanır. Fazla iş yükü altına girerler çünkü “hayır” demek, reddedilme ile eşdeğerdir. Bu da zamanla tükenmişliğe ve iş doyumunun düşmesine neden olur.  

Yöneticilerinin bu bireylerle çalışırken açık, şeffaf ve düzenli iletişim kurmaları oldukça önemlidir. Netlik, kaygılı bağlanan bireylerin en çok ihtiyaç duyduğu şeydir.

Dağınık Bağlanma: Kaotik İlişkiler ve Tutarsızlık

Dağınık (disorganized) bağlanma stilleri, genellikle travmatik deneyimlerle şekillenir. Bu bireyler hem kaçıngan hem kaygılı özellikler sergileyebilir. İş hayatında tutarsız ilişkiler, yoğun duygusal tepkiler ve kriz anlarında aşırı geri çekilme ya da tepkisellik gösterebilirler.  

Anlaşılmaz ya da “zor çalışan” olarak etiketlenebilirler; oysa içsel olarak yoğun bir güven sorunu yaşarlar. Bu nedenle iş hayatında sık sık rol karmaşası, yetki çatışmaları ve sınır problemleri gündeme gelebilir. Destekleyici bir çalışma ortamı, bu kişilerin güvenli bağlanma ilişkilerine evrilmesini mümkün kılabilir.

Bağlanma Stillerini Tanımak Neden Önemli?

İş hayatındaki zorlukları yalnızca dışsal koşullarla açıklamak eksiktir. Bir çalışanın başarısızlığa verdiği tepki, liderlik ile kurduğu ilişki ya da ekip çatışmalarına yaklaşımı, bağlanma stillerinin ipuçlarını taşır.  

Bu nedenle, yöneticiler ve insan kaynakları profesyonelleri için bağlanma stillerini anlamak, ekip üyelerinin ihtiyaçlarını daha sağlıklı okuyabilmek açısından çok değerlidir. Örneğin, kaçıngan bağlanan bir çalışanın içine kapanması, ilgisizlik değil korunma çabası olabilir. Kaygılı biri için fazla onay ihtiyacı, disiplinsizlik değil derin bir güvensizlik anlamına gelebilir.

Sonuç: Profesyonel Maskelerin Ardında İnsan Var

Profesyonellik, duyguları bastırmak ya da kişisel geçmişimizi silmek anlamına gelmez. Bağlanma stillerimizi tanımak, hem kendimizi hem de iş arkadaşlarımızı daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Bu da daha sağlıklı, iş birliğine dayalı ve sürdürülebilir bir iş hayatı inşa etmemizin önünü açar.  

Unutmayalım: Her e-posta, her toplantı, her çatışma…

Bağlanma stillerimizin yankılandığı yeni bir sahne olabilir.

Sezin Çelikkanat Mısırlı
Sezin Çelikkanat Mısırlı
2013 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nin Psikoloji bölümünde lisans eğitimini İngilizce dilinde tamamlayarak başarıyla mezun olmuştur. Öğrencilik döneminde stajlarını Bağdat Caddesi’nde bulunan psikolojik danışmanlık merkezlerinde yaparak deneyim sahibi olmuştur. Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimini alıp süpervizyonlarını tamamlamıştır. Psikolog olarak klinik çalışmalarına ergen ve yetişkinlerle Koşuyolu ve Ataşehir’de bulunan psikolojik danışmanlık merkezlerinde başlamıştır. Klinik Psikoloji yüksek lisansını tamamlamasının ardından çalışmalarına Klinik Psikolog ve Psikoterapist olarak devam etmeye başlamıştır. Kalamış’ta bulunan bir reklam ajansında kurumsal marka danışmanlığı yapmış, eş zamanlı olarak çalışmalarını online platforma taşıyarak uzaktan da terapi hizmeti vermeye devam etmiştir. Eş zamanlı olarak birçok sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak seminer vermiş, atölye çalışmaları ve kurum içi etkinlikleri düzenlemiştir. 2019 yılı itibariyle yüz yüze seanslarını Suadiye ve Ataşehir’de bulunan anlaşmalı ofislerde gerçekleştirmekte olup, psikoloji öğrencisi ve yeni mezunlarına mentörlük hizmeti vermektedir. Çalışmalarına online olarak da devam etmekte, kişilik testleri ve projektif testler uygulamalarını Ataşehir’de bulunan ofiste, yüz yüze yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar