Çarşamba, Mayıs 21, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kronik Boşluk Duygusu Nedir ve Nasıl Başa Çıkılır?

Kronik boşluk duygusu, bireyin sürekli bir biçimde tatminsizlik, arayış ve içsel bir eksiklik yaşamasıyla karakterize bir durumdur. Bu duygu, zaman zaman gelip geçen bir melankoliden ya da bunalımdan farklıdır. Daha süreğen, kalıcı ve derin izler bırakan, kişiliğin bütününü sarmalayan bir hissizliktir. Bireyin içeriden gelen bir hiçlik hissetme durumudur. Yapılan ve söylenilen hiçbir şeyin bütünlük sağlamadığı, yaşanan ilişkilerin yüzeysel kaldığı ve hayatın varoluşsal anlam arayışının kaybedildiği bir duygudurumdur. Kronik boşluk duygusu sadece bir ruh hali değildir, aynı zamanda bir varoluşsal sancıdır. Sessiz ve sürekli bir biçimde yaşanan, sinsi bir duygudur. Birey, dolu bir an yaşadığını düşündüğü zamanlarda bile bu boşluk duygusunu hissedebilir. Her şey tam anlamıyla doğru bir biçimde yaşansa bile bir eksiklik vardır. Gerçeklik tam anlamıyla hissedilmez.

Sınırda (borderline) kişilik bozukluğu yaşayan bireylerde bu durum daha fazla yaşanır. Bu kişilerde bütünlük ve doğru bir kendilik tasarımı hâkim değildir. Kişi zaman zaman kendisini çok güvende hissederken; bazense değersiz, güvensiz ve sevilmez hissedebilir. Sınırda kişilikler, diğer bireylere dair çarpıtmalarıyla sığ ve yüzeysel ilişkiler geliştirmekte olup, aynı zamanda kimliğin tamamlanmamış olmasından dolayı süreğen kronik boşluk duygusu, değersizlik, terk edilmeye karşı çılgınca bir korku ve can sıkıntısı hissederler (Şahin, 2009, akt. Derin ve Öztürk, 2018).

Kronik Boşluk Duygusu Neden Oluşur?

  • Bireyin erken dönem yaşantılarında oluşan güvensiz bağlanmalar, travmalar, ihmal gibi sorunlar kronik boşluk duygusuna sebep olabilir.
  • Kimlik sorularına cevap bulamamak. “Ben kimim?” sorusuna verilen tatmin edici cevaplar bulunamaması bireylere varoluşsal anlam sorgusu yaşatabilir.
  • Borderline (sınırda) bir kişilik yapısına sahip olan bireylerde kronik boşluk duygusu daha sık bir biçimde görülür.
  • Toplumsal normlardan uzak bir biçimde aykırı yaşayıp, uyum sorunu geliştirebilirler. Oluşan yalnızlık hissi, bireylerin kronik boşluk duygusunu daha fazla yaşamasına sebep olabilir.
  • Depresyonda ve tükenmiş hisseden bireylerde görülebilir.

Bu Duygu Nasıl Kendini Gösterir?

a. Anlamsızlık ve ait hissedememe: Olduğun yere ait hissedememek. Nerede ve kimle olursan ol, ait olduğun yerin hep başka bir yer olduğu hissedilir.

b. Duygusal izolasyon: Kendi duygularına ve başkalarının duygularına ulaşmakta güçlük çekmek. İhtiyaç duyduğu ve iyi gelecek duyguyu bilememek.

c. Kendilik süreçlerinde boşluk: Kim olduğuna dair tam bir cevap bulamamak. Kendine ait süreğen bir duyguya hâkim değildir.

d. Hissizlikle birlikte görülen sevilme arzusu: Sevilmek ve sevmek istese de herhangi bir yakınlık kurulacağını hissettiğinde hızlıca uzaklaşır.

Başa Çıkma Yolları

  1.  Bastırılan duyguları yüzeye çıkarmak ve o duyguları anlamlandırmak. Öfke, acı, üzüntü, korku ve kaygı gibi olumsuz duygulardan kaçmak için onları görmezden gelmek, kronik boşluk duygusuna sebep olabilir. Duyguları tanımak ve onlarla temas etmek, varoluşsal anlamla dolu bir hayat yaşamanın en temel anahtarıdır.
  2. Hayatın kendiliğinden değişmeyeceği ve bireylerin kendi varoluşsal anlamını yaratmak için aksiyon alması gerektiğini bilmesi gerekir. Üretmek, faydalı çalışmalar yapmak, evcil hayvan sahiplenmek, herhangi bir alanda başarı göstermek bu boşluğu doldurmaya yarayabilir.
  3. Psikoterapi görmek, varoluşsal anlam yaratmaya ve kronik boşluk duygusuna sebep olan bilinçdışı süreçlerle yüzleşmeye yarar. Psikoterapide boşluğu anlamlandırmak, hangi ilişki dinamiklerinin bu hisse sebep olduğu ve hangi davranış kalıplarına maruz kalınca bu hissin tetiklendiği konuşulur. Boşluğun yerine anlamlı ve dönüştürücü hisler koyulması hedeflenir.
  4. Yüzeysel ve gerçek olmayan bağlardan uzaklaşıp, tatmin edici ve gerçek ilişkiler kurmak kronik boşluk duygusunu azaltır.
  5. Ve son olarak, bazen kronik boşluk duygusu tam anlamıyla bireyleri terk etmeyebilir. Onunla savaşmayı bırakmak, yenmek için uğraşmamak belki de çözümün kendisidir. Boşluğu kendimize ait bir dinlenme alanı olarak görmek, içsel dönüşüm adına atılan adımlardan biri olabilir. Boşluğu kelimelere dökmek, isimlendirmek, doluluğa adım için zemin hazırlayabilir. Çünkü anlam verdiğimiz ve isimlendirdiğimiz boşluk, yalnızlıktan kurtulup kendisine yol açmaya başlar.

Viktor E. Frankl’a göre varoluşsal boşluğun en temel sorunu, bireylerin yaşamlarını idame ettirecek olan ruhsal varoluşsal anlamdan yoksun oluşudur. Birey ne için yaşayacağını bilmediğinde, nasıl yaşayacağını da bilemez. Dolayısıyla bireyler kişisel anlam yaratmak için (örn.: edebi bir eser, mesleki başarı vs.), yaşamayı gerçek anlamda hissetmeyle (örn.: sahici ilişkiler, mutluluklar vs.), acıya olan bakış açısıyla (örn.: yaşanılan acıya yön vermek ve doğru bir duruş sergilemek) varoluşsal kaygıların ancak anlamlı bir hayat gayesi ile son bulacağını savunur.

“İnsanı gerçekten ileriye taşıyan şey anlam arayışıdır.”marker Viktor E. Frankl

Arayışlar yön bulmadığı ve kendini doldurmadığı takdirde boşluk, yutucu bir hale gelir.

Kaynakça

Derin, G., & Öztürk, E. (2018). Dissosiyatif bozukluklar ve sınırda (borderline) kişilik bozukluğunda ruhsal travma. Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 3(3), 29–42.

Hatice Kaburga
Hatice Kaburga
Hatice Kaburga, lisans eğitimini psikoloji alanında tamamlayıp, psikolog unvanı almaya hak kazanmıştır. Halihazırda psikoloji yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Psikodinamik ve BDT ekolleri üzerinden eklektik bir biçimde online-yüz yüze danışanlarını görmektedir. Çeşitli objektif-projektif testlerle birlikte ergen/yetişkin odaklı çalışmaktadır. 2024 yılında, Odessa yayınevi öncülüğünde Yaşam Sarmalı adlı eserini okuyucuya sunmuştur. Devam eden yüksek lisans tez konusu; “Bipolar bozuklukta genetik faktörler, nesne ilişkileri ve relaps düzeyinin incelenmesi” konusudur. Psychology Times Türkiye adına çalışmak istenilen genel konular; psikopatolojiler, kişilik bozuklukları, nesne ilişkileri, aile-çift sorunları vs. gibi ruh sağlığıyla ilgili yazılar yazabileceğimi belirtmek isterim. Sevgiler...

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar