Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR: Eye Movement Desensitization and Reprocessing) terapötik yaklaşımı, travmatik anıların yeniden işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş bir psikoterapi modelidir (Shapiro, 2001/2016; Denizli, 2008). EMDR, bir danışanın rahatsızlık veren anılarla birlikte sistematik çift yönlü uyaran (göz hareketi, tıklama sesi, hafif dokunma) kullanılarak duyarsızlaştırma ve yeniden işlemeye tabi tutulması esasına dayanır (Denizli, 2008).
Bu yöntem özellikle Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) karşısında etkili bulunmuş; ancak uygulama çeşitleri ve sınır durumlarla ilgili tartışmalar da mevcuttur (Denizli, 2008; Bal, 2020).
Ancak EMDR’ın klasik protokolü, göz hareketi uyaranını içerdiğinden, görme becerisi sınırlı ya da hiç olmayan bireylerde uygulanabilirliği konusunda sorular doğmaktadır. Bu bağlamda, görme engelli bireylerde göz hareketleri yerine alternatif uyarıcı yöntemlerle (örneğin diz hafifçe vurma—“knee tapping” uyaranı) EMDR yaklaşımının uygulanabilirliği ve etkinliği üzerine sınırlı sayıda olgu çalışması bulunmaktadır (Tutarel-Kışlak, 2004; Tokgöz, 2017).
Bu yazıda, özellikle Şennur Tutarel-Kışlak’ın görme engelli birey ile yaptığı olgu çalışması ışığında, EMDR terapisinin bu özel nüfus üzerindeki olası etkinliği, sınırlılıkları ve yöntemsel öneriler ele alınacaktır.
Olgu ve Uygulama
Tutarel-Kışlak (2004) tarafından sunulan olgu, 26 yaşında bir erkek üniversite öğrencisini içermektedir. Danışan, yedi aylıkken geçirdiği menenjit nedeniyle görme yetisini kaybetmiştir. Üç buçuk yıl önce kardeşi trafik kazasında ölmüş, bu kayıp sonucunda danışan intihar girişiminde bulunmuş ve kriz tedavisi görmüştür. Ancak kardeşinin ölümüyle ilgili bazı anılar (örneğin morga götürülme, soğukluk hissi, ölüm kokusu) hâlâ danışanın zihninde yoğun biçimde yer almaktaydı (Tutarel-Kışlak, 2004; Tokgöz, 2017).
Görme engelli olması nedeniyle klasik göz hareketi uyarıcıları kullanılamayacağından, terapist diz hafifçe vurma (knee tapping) uyaranını kullanmayı tercih etmiştir. Bu alternatif yöntem, danışanın bacaklarına hafifçe dokunma biçiminde ritmik bir uyaran sağlayarak çift yönlü dikkat çekmeyi amaçlamaktadır (Tutarel-Kışlak, 2004; Tokgöz, 2017).
Tedavi sürecinde iki seans uygulanmış, seans öncesi ve sonrası ile 1 ve 3 ay arayla izleme ölçümleri yapılmıştır. Duyusal, bilişsel ve duygusal düzeydeki değişimleri değerlendirmek için Kısa Semptom Envanteri (KSE) kullanılmıştır (Tutarel-Kışlak, 2004; Tokgöz, 2017).
Sonuçlar, danışanın KSE puanlarında genel bir düşüş göstermiş; terapist ve danışan gözlemlerine göre travmatik anılara bağlı rahatsızlık azalmış; bilişsel yeniden değerlendirme süreçlerinde ilerleme kaydedilmiştir. Takip ölçümleri, bu iyileşmenin seans sonrasında da sürdüğünü göstermiştir (Tokgöz, 2017; Düşünen Adam, 2013).
Bu bulgular, görme engelli bir bireyde EMDR terapisinin göz hareketi yerine alternatif duyusal uyaranla da etki gösterebileceğini düşündürmektedir.
Teorik Temeller ve Etki Mekanizmaları
EMDR’nin etki mekanizmaları üzerine birtakım kuramsal modeller öne sürülmüştür. Shapiro’nun Uyumsal Bilgi İşleme Modeli, travmatik anıların parçalanmış biçimde depolandığını ve çift yönlü uyaranın bu parçaları yeniden bağlayarak işlenmesini kolaylaştırdığını savunur (Shapiro, 2001/2016).
Bu süreçte beyin bilgi işleme kapasitesi artar, anılar adaptif bir şekilde entegre olur. Ayrıca nörobiyolojik bakış açısıyla, bilateral uyarımın limbik sistem ve prefrontal korteks arasındaki bağlantıları düzenleyerek duygusal yükün azalmasına katkı sağladığı ileri sürülmüştür (Bal, 2020).
Görme engelli bireylerde klasik göz hareketi uyaranı kullanılamadığından, alternatif olarak diz hafifçe vurma gibi duyusal uyaranların (dokunma, ritmik dokunuş) çift yönlü dikkat çekici işlev görebileceği düşünülür.
Önemli soru, söz konusu uyaranın gerçekten bilateral ve dikkat yönlendiren işlevi görebilip göremeyeceğidir. Bu noktada, olgu çalışması verileri sınırlı olmakla birlikte, Şennur Tutarel-Kışlak’ın bulguları, diz vuru uyaranının en azından bu özel durumda işlevsel olabileceğini göstermektedir (Tutarel-Kışlak, 2004; Tokgöz, 2017).
EMDR’nin etkinliği üzerine yapılan meta-analizler ve sistematik derlemeler, özellikle TSSB ve travma sonrası belirtiler üzerine metodolojik olarak güçlü sonuçlar sunmuştur (Bal, 2020; Denizli, 2008).
Öte yandan, bazı çalışmalar EMDR’nin diğer terapötik yaklaşımlarla eşit ya da benzer derecede etkili olduğunu belirtmekte, göz hareketinin zorunluluğu üzerine eleştiriler yapmaktadır (Denizli, 2008). Bu noktada, görme engelli olgu özelinde alternatif uyaranın sağlayacağı etki gücünün genel gruplarla kıyaslanması önem kazanmaktadır.
Avantajlar, Sınırlılıklar ve Klinik Öneriler
Tutarel-Kışlak’ın olgu çalışması, görme engelli bireylerde EMDR terapisinin uygulanabilir olduğunu göstermesi açısından önemli bir başlangıç niteliğindedir (Tutarel-Kışlak, 2004; Tokgöz, 2017).
Bu tür uygulamalar, terapistlere esneklik sağlamakta, klasik protokol dışı uyaranların da potansiyel değerini gündeme getirmektedir. Klinik açıdan, görme engelli danışanlarda duyusal tolerans, bireysel farklar ve alternatif uyaranların türü (dokunma, ritmik vuru, sesli uyaran) dikkatle seçilmelidir.
Ancak bu tür olgu çalışmaları, tek bir durumda elde edilmiş sonuçlara dayandığı için genellenebilirlik açısından sınırlıdır. Denek sayısının tek olması, kontrol grubu olmaması, placebo etkisi olasılığı ve terapist etkisi gibi faktörler yorumları sınırlar.
Ayrıca, diz vuru uyaranının bilateral dikkat yönlendiriciliğinin ne ölçüde sağlandığı objektif ölçümlerle doğrulanmamıştır. Uzun vadeli takip çalışmalarının olmayışı da bir eksikliktir.
İleride yapılacak kontrollü çalışmalar, görme engelli bireylerde klasik EMDR ile alternatif uyaranlı EMDR karşılaştırmasını içermeli; nörogörüntüleme ya da fizyolojik ölçümlerle uyaranların etkisi doğrulanmalı; grup çalışmalarında etki büyüklükleri, yan etkiler ve sürdürülebilirlik analiz edilmelidir.
Terapistler açısından, EMDR eğitimi sırasında alternatif uyaranlarla çalışma stratejileri ve protokol adaptasyonları öğretilmeli; danışan özellikleri (duyusal hassasiyet, travma türü, bilişsel kapasite) göz önünde tutulmalıdır.
Sonuç
EMDR terapisi, özellikle travma ve travma sonrası belirtiler konusunda etkinliği desteklenen bir yaklaşımdır (Denizli, 2008; Bal, 2020). Ancak görme engelli bireylerde klasik göz hareketi uyaranı uygulanamadığından, EMDR’nın bu özel grupta etkili olup olmayacağı soru işaretidir.
Şennur Tutarel-Kışlak’ın görme engelli bireyle yaptığı olgu çalışması, diz hafifçe vurma gibi alternatif uyaranların bu vakada işe yaradığını göstermektedir (Tutarel-Kışlak, 2004; Tokgöz, 2017). Bu durum, EMDR’nın sadece göz hareketine bağlı olmayan, esnek adaptasyonlarla da uygulanabileceğini düşündürmektedir.
Bununla birlikte, mevcut veriler olgu düzeyinde sınırlı olduğundan, genellenebilir sonuçlar çıkarmak için daha kapsamlı ve kontrollü çalışmalar gereklidir. Klinik uygulamada, görme engelli danışanlarda dikkat, duyusal tolerans ve bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulmalı; alternatif uyaran seçiminde dikkatli olunmalıdır.
Sonuç olarak, “görme engelli bireyde göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) tedavi yöntemi işe yarar mı?” sorusuna, mevcut literatür ışığında “şartlı olarak evet, ancak güçlü bilimsel kanıtlar eksiktir” şeklinde yanıt verilebilir.
Kaynakça
Shapiro, F. (2001). Eye Movement Desensitization and Reprocessing: Basic Principles, Protocols, and Procedures. Guilford Press.
Shapiro, F., & Forrest, M. S. (2016). EMDR: The Breakthrough Therapy for Overcoming Anxiety, Stress, and Trauma. Basic Books.
Bal, F. (2020). Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) yönteminin psikolojik-psikiyatrik kökenli hastalıkların tedavisinde etkinliği: sistematik derleme. ResearchGate.
Denizli, S. (2008). Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme: Yaklaşımın Etkililiği ve Bugünkü Durumu. Ege Eğitim Dergisi, 9(2), 79-92.
EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme). Düşünen Adam Dergisi.
Tokgöz, Z. A. (2017). Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme. DergiPark.
Tutarel-Kışlak, Ş. (2004). Görme engelli bireyde göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme tedavi yönteminin dize hafifçe vurma alternatifinin uygulanması: Bir olgu sunumu. Psikoloji Yazıları, 7(14), 77-90.