Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Geç Yaşamda Yalnızlık ve Psikolojik Dayanıklılık: Gerontopsikolojik Bir Yaklaşım

Yalnızlık, insan yaşamının her evresinde iz bırakabilen duygusal bir deneyimdir; ancak yaşlılık döneminde yalnızlık daha belirgin, daha derin ve daha sessiz bir biçimde yaşanma eğilimindedir. Gerontopsikoloji, yaşlı bireyin psikolojik iyi oluşunu etkileyen çevresel, bilişsel ve duygusal süreçleri ele alırken, yaşlılarda yalnızlık olgusunu bu sistemin merkezine yerleştirir.

Toplumsal rol kayıpları, fiziksel sınırlılıkların artışı, eş ve arkadaş kayıpları gibi nedenlerle yaşlı bireyler, sosyal ilişkiler açısından daralan bir çemberin içinde kalabilir. Ancak yalnızlık, yalnızca sosyal bir yoksunluk değil, aynı zamanda bireyin kendilik değerini ve yaşam doyumunu doğrudan etkileyen psikolojik kırılma noktası hâline gelebilir.

Bu makalede, yaşlılıkta yalnızlığın psikolojik etkileri, bireyin içsel ve dışsal kaynaklarını kullanma biçimi ve gerontopsikolojik müdahale önerileri ele alınacaktır. Süreç, anonim bir vaka örneği ile derinleştirilecektir.

Yalnızlık: Sosyal Bir Boşluk mu, Psikolojik Bir Acı mı?

Yalnızlık, dışsal durumdan çok içsel bir algıya dayanır. Bazı yaşlı bireyler sosyal olarak çevreleriyle iç içe yaşarken kendilerini yine de yalnız hissedebilirken, bazıları fiziksel olarak yalnız olmalarına rağmen bu durumu tehdit olarak algılamaz. Burada belirleyici olan, bireyin ilişkileri nasıl deneyimlediği ve bu ilişkilerin kendilik değerine nasıl katkıda bulunduğudur (Perlman & Peplau, 1981).

Gerontopsikolojik açıdan yalnızlık, sıklıkla depresyon, anksiyete, bilişsel gerileme ve hatta erken ölüm riski ile ilişkilendirilmektedir. Özellikle emeklilik sonrası yalnızlık ve üretkenliğin azalmasıyla birlikte sosyal görünürlüğün düşmesi, yaşlı bireylerde yalnızlık hissini artırmakta, bireyin dünyayla kurduğu bağı zayıflatabilmektedir.

Anonim Vaka: Sessizlikte Kaybolan Sesler

Nermin Hanım, 78 yaşında ve üç çocuğu farklı şehirlerde yaşayan bir kadındır. Emekliliğinden bu yana aynı apartmanda yalnız yaşamaktadır. İlk görüşmede kendini şöyle tanımlamıştır: “İnsanlar etrafımda, ama kimse gerçekten yanımda değil.”

Zamanla televizyon izlemeye karşı olan ilgisi azalmış, gündelik işleri yaparken dikkat hataları artmış ve gece uykularında sık sık bölünmeler yaşamaya başlamıştır. Psikolojik değerlendirme sürecinde depresif belirtiler ve geçmişe yönelik yoğun özlem duygusu saptanmıştır. En dikkat çekici yanı ise, fiziksel olarak sosyal etkileşimlere açık biri olmasına rağmen, içsel olarak değersizlik ve unutulmuşluk hissi yaşamasıdır.

Müdahale sürecinde, duygusal farkındalık artırmaya yönelik günlük tutma çalışmaları yapılmış, geçmiş yaşam deneyimlerinin anlamlandırılması için yaşam öyküsü anlatımı kullanılmıştır. Ayrıca, haftalık telefon görüşmeleriyle başlayıp komşu ziyaretlerine kadar ilerleyen bir sosyal aktivasyon planı yapılandırılmıştır. Nermin Hanım, zamanla yalnızlığın anlamını “tek başına olmak” değil, “anlaşılmadığını hissetmek” olduğunu dile getirmiştir. Bu içgörü, onun yeniden sosyal bağlar kurmasını kolaylaştırmıştır.

Psikolojik Dayanıklılığın Rolü

Geç yaşamdaki yalnızlık, tüm bireyleri aynı şekilde etkilemez. Bazı yaşlı bireyler, sosyalJE ağlarının daralmasına rağmen psikolojik olarak esnek, umutlu ve yaşamdan keyif alabilir durumdadır. Bu bireylerde psikolojik dayanıklılık (resilience) yüksek bulunmuştur.

Psikolojik dayanıklılık, bireyin zorluklar karşısında ruhsal bütünlükünü koruyabilme ve uyum sağlayabilme kapasitesidir. Yaşlı bireylerde psikolojik dayanıklılık; yaşam deneyimlerinden anlam çıkarma, mizah yetisi, geçmiş başarı anılarını hatırlama ve şimdiki zamana odaklanma gibi stratejilerle desteklenebilir.

Gerontopsikolojik müdahalelerde dayanıklılığı güçlendirme, yalnızlık hissinin etkilerini azaltmada oldukça önemlidir. Çünkü kişi, yalnızlıkla başa çıkma sürecinde sadece dışsal desteklere değil, içsel baş etme kaynaklarına da ihtiyaç duyar.

Müdahale Önerileri: Yalnızlığı Görünür Kılmak

Yalnızlık deneyiminin psikolojik etkilerini azaltmaya yönelik müdahale yaklaşımları şu başlıklarda özetlenebilir:

  • Yaşam Öyküsü ve Anlamlandırma
    Danışanın yaşam öyküsü anlatımı, geçmişteki güçlü yönlerinin fark edilmesini sağlar. Bu süreç, kişinin yalnızlığa karşı dirençli hissetmesini destekler.
  • Yapılandırılmış Sosyal Programlar
    Yaşlı bireyler için planlanan grup etkinlikleri (örneğin şiir atölyeleri, anı yazımı çalışmaları), sosyal bağları güçlendirmede etkili olurken bireyin görünürlüğünü artırır.
  • Teknoloji Tabanlı Bağ Kurma
    Dijital araçlar aracılığıyla çocuklarla düzenli görüntülü görüşmeler yapılması, bireyin sosyal çevreyle bağını korumasına katkı sunar. Dijital okuryazarlık eğitimi, yaşlı bireylerin bu araçlara güvenini artırır.
  • Psikoeğitim ve Bilişsel Farkındalık
    Yalnızlığın nedenleri, türleri ve etkileri konusunda bireyin bilinçlendirilmesi, bu duygunun utanılacak bir durum olmadığına dair içsel kabulü kolaylaştırır.

Sonuç

Gerontopsikoloji, yaşlı bireyin sadece biyolojik değil, aynı zamanda psikolojik, sosyal ve varoluşsal yönleriyle ele alınmasını sağlar. Yaşlılıkta yalnızlık, geç yaşam döneminin görmezden gelinen ama çok katmanlı bir gerçeğidir. Bu duygu, bireyin benlik saygısını, yaşamdan aldığı doyumu ve genel ruh sağlığını derinden etkileyebilir.

Yalnızlığı azaltma, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Ancak psikolojik düzlemde müdahaleler, yaşlı bireyin hem kendine hem de çevresine karşı yeniden bağ kurmasına vesile olabilir. Çünkü yaşlılık, yalnızlığa mahkûm değil; anlamla, ilişkilerle ve hatırlanmakla yeniden canlanabilecek bir yaşam dönemidir.

Kaynakça

Perlman, D., & Peplau, L. A. (1981). Toward a social psychology of loneliness. In R. Gilmour & S. Duck (Eds.), Personal relationships in disorder (pp. 31–56). London: Academic Press.

İlker Altun
İlker Altun
İlker Altun; Mersin,1999 doğumlu psikoloji alanında çalışmalar yapan bir öğrenicidir. Aktif olarak Türk Psikologlar Derneğinin ve UCİM Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği’nin Mersin İl Temsilcisi olarak görev yapmaktadır. Psikoloji lisans eğitimini Bingöl Üniversitesinde tamamladıktan sonra, Çağ Üniversitesinde Psikoloji alanında yüksek lisans yapmıştır. Çocuk, ergen ve yetişkin psikolojisi, davranış bozuklukları ve özel eğitim alanında çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca akademik alanda, “Beden Algısı” ve “Çocukluk Döneminde Kişilik Gelişimi ve Desteklenmesi” adlı kitaplara bölümler halinde katkıda bulunmuştur. Çocuk gelişimi ve psikoloji üzerine çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde aktif olarak yer almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar