Çocuğunuz, bir kardeşi olduğunda veya yolda yeni bir bebek olduğunu öğrendiğinde merak edebilir ve “Hâlâ ebeveynlerim tarafından sevilecek miyim?” diye düşünebilir. Gerçekte, yeni bir kardeşle yaşamayı öğrenmek her aile üyesi için yeni bir uyum sürecidir. Ancak ailede en küçük olan için bu zorlu bir uyum olabilir. Kardeş kıskançlığı, 0-6 yaş arası çocuklarda sıkça karşılaşılan doğal bir süreç ve duygudur (Volling, 2012). İlk kez ebeveyn sevgisini kendi başına deneyimlemiş bir çocuk, artık ebeveynlerinin ilgisini, sevgisini ve oyuncaklarını yeni kardeşiyle paylaşmak durumundadır. Bu durum, küçük kalbinde karmaşık duyguların oluşmasına neden olabilir.
Kardeş Rekabetinin Temeli, Nedenleri ve Psikolojik Dinamikleri
Kardeş kıskançlığının altında yatan sebep, çocuğun ebeveynlerinin sevgisini ve ilgisini kaybedeceği korkusudur (McHale ve diğerleri, 2012). Daha büyük bir kardeş, ebeveynlerinin dikkatini artık kendisinden kardeşine yöneldiğini hissedebilir. Bu küçük bebek, sizce, nereden çıktı? Bebek neden yemek yiyor ya da annesinden emmeye çalışıyor gibi konuları anlamayabilirler.
Bu kıskançlık duygusu çok biyolojik ve köklüdür; 6 aylık bebekler bile anneleri oyuncak bir bebekle ilgilendiğinde huzursuz hissedebilirler (Hart & Behrens, 2016). Bebek, sevdiklerinin dikkatini başkalarıyla bölüşmesine karşı kıskançlık eğilimi gösterebilir. Yeni bir kardeşin tanıtılması, evdeki çocuk için kıskançlık yaratabilir, ancak bu süreç sadece kıskançlığın değil, kardeşe uyumun, kardeşi sahiplenmenin ve abi/abla olma rolünün anlamlandırılması süreçleridir. Kardeşlerini hiç paylaşmak istemeyebilir. Bu yaşta bu duyguları ve hisleri kelimelerle ifade etmek son derece zordur ve bu yüzden çocuklar bunu davranışlarıyla anlatmaya çalışırlar.
Bebek geldiğinde, bazı çocuklar huysuzlaşabilir ve dikkat çekmek amacıyla bebeksi davranışlar sergileyebilir. Yatak ıslatma, parmak emme, ağlama ve bebeksi konuşma gibi savunmacı davranışlar da oldukça normaldir (Volling, 2012). Kardeşe veya ebeveynlere karşı öfke, bebeğe ya da bebeğin eşyalarına zarar verme girişimleri, ebeveynlerine surat asma — bu tepkiler bazı çocuklar için tipik olabilir.
Tüm çocuklar kıskançlığı aynı şekilde yaşamaz; her çocuk bu süreci farklı deneyimleyebilir. Bu değişkenlerden biri çocuğun yaşıdır. Daha iyi duygu yönetim becerilerine sahip daha büyük çocuklar (5-6 yaş arası) genellikle daha küçük bir kardeşe daha kolay uyum sağlarlar. Daha büyük çocuklara kıyasla, daha küçük çocuklar (özellikle 5 yaş altı çocuklar) en yoğun kardeş kıskançlığını sergiler çünkü henüz duygularını kontrol etmeye hazır değillerdir (Piaget, 1952). Ayrıca, bir çocuğun mizacı da etkili olabilir: Bazı çocuklar sakin ve kolay uyum sağlayabilirken, diğerleri daha hassas ve huysuzdur. Araştırmalar, “zor” mizaçlı (kolayca üzülen, sabırsız veya duygularını düzenlemekte zorlanan) çocukların genellikle kardeş kıskançlığını daha şiddetli hissettiklerini desteklemektedir (Brody, 1998).
Aile Tutumları ve Destek Stratejileri
Genelde, kardeş kıskançlığı kalıtsal değildir ve çocuklar bu duygu ile doğmazlar, bu nedenle ebeveynlerin bu aşamada nasıl tepki verdiği çok önemlidir. Çocuklar, dünyayı araştırmak için burada bulunan dikkatli gözlemcilerdir; ebeveynlerinin sevgilerini ve ilgilerini nasıl dağıttıklarını fark ederler. Ebeveynlerin eşit olmayan bir davranış gösterdiğinde — bir çocukla daha fazla zaman geçirmek gibi — çocukların buna karşılık daha fazla kıskançlık hissettiklerini gösteren çalışmalar bile vardır (McHale ve diğerleri, 2012).
Ama iyi niyetli olmanın bile kıskançlığı daha kötüleştirebileceği durumlar olabilir. Örneğin, çocuğun yeni kardeşi ondan saklanmamalıdır; çocuk bunu bağımsız olarak keşfederse, ebeveynlerine güvensizlik duyabilirler (Dunn & Kendrick, 1982). Hamilelik kesinleştikten sonra, çocuk bir kardeşi olacağını bilmelidir. Aynı şekilde, “kardeşin sana bir hediye getirdi” gibi senaryolar da ters tepebilir; çocuk hediyenin ebeveynler tarafından verildiğini öğrenirse, kandırılmış hissedebilir.
Örneğin, yeni bebek doğduktan sonra, bazı ebeveynler bebeğin önünde, daha büyük çocuklarının yanında sevecen olmakta kaçınırlar. Ancak araştırmalar, eşit ve samimi ebeveyn sevgisini göstermenin, daha büyük çocuğun kardeşi kabullenmesini kolaylaştırdığını göstermektedir (Hart & Behrens, 2016). Diğer çok yaygın bir hata, daha büyük çocuğun otomatik olarak yeni rolüne uygun davranmaya başlayacağını varsaymak ve “artık sen abla/abi oldun” demenin “her şeyi tek başına yap” demekten başka anlama geldiğini düşünmektir. “Artık büyüdün, böyle şeyler yapma” gibi ifadeler, çocuğun kendisini sorumlu ve küskün hissetmesine neden olabilir (Volling, 2012).
Dolayısıyla “siz kardeşsiniz” demek iyi bir şeydir. Özel zamanlarda, kardeşiyle paylaşımlar yaptığı sırada veya oyun oynadığında iyi davranışı pekiştirmek, olumlu davranışları artıracaktır. Kardeş kıskançlığı, küçük çocuklar için yaygın ve zorlu bir deneyimdir, ancak doğru yaklaşımla yönetilebilir. Bu süreçte çocuğa karşı sabırlı, sevgi dolu olmak ve bunun bir uyum süreci olduğunu anlamak, durumu zorlayıcı olmaktan çıkarıp daha sağlıklı kılacaktır. Büyük çocuğun kardeşi hakkında duygularını ifade etmesine alan tanımak ve duygusal ihtiyaçlarına uygun yanıt vermek, onu güvende hissettirecektir. Zamanla, ebeveynlerin de dahil olduğu evin yeni üyesine uyum süreci, büyük çocuk için alışması kolay bir süreç haline gelecektir. Başlangıçta hissedilecek duygusal fırtınalar, ebeveynlerin desteğiyle güvenliğin ve kardeş bağının oluşmasına yol açacaktır.