Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ebeveyn Çatışmasının Gölgeleri: ‘İlişkinizin Çocuğunuzun Zihninde Yarattığı Sismik  Dalga’ 

Ebeveyn Çatışmasının Çocuklar Üzerindeki Derin Etkisi 

Ebeveynler arasındaki ilişki sadece bir evlilik, ya da partnerlik meselesi veya “iyi Anne Baba” olmanın yeterli sayıldığı bir durum değildir; aynı zamanda çocuğun zihinsel ve  duygusal gelişiminin temel belirleyicilerinden biridir. İlişkideki çatışmalar, çocuklar için  adeta iç dünyalarında “sismik dalgalar” yaratır. Cummings ve Davies’in (2010) de belirttiği  gibi, bu tür ortamlarda büyüyen çocuklarda anksiyete bozuklukları, davranışsal sorunlar ve  bağlanma problemleri sıklıkla gözlemlenir. John Bowlby’nin (1988) bağlanma kuramı da,  erken çocukluk dönemindeki ilişki deneyimlerinin bireyin psikolojik yapılanmasında derin  izler bıraktığını ortaya koyar. Sürekli hale gelen çatışmaların gölgesinde büyüyen çocuklarda uzun vadede önemli psikolojik izlere dönüşebilmektedir. 

Görünmeyen Depremler – Aile İçindeki Gerilimler 

Evde tartışmalar, sessiz öfke savaşları ya da gizli gerilimler olduğunda çocuklar genellikle  dışarıda oyun oynuyor gibi görünse de duygusal atmosferi her detayıyla algılar ve etkilenir  (Davies & Cummings, 1994). Bu görünmeyen depremler, zamanla çocukların güven  duygusunu zedeler; duygu düzenleme becerilerini ve dünyaya bakışlarını derinden  etkileyebilir (Bowlby, 1988).  

İlk Ayna: Çocuklar Dünyayı Ebeveynlerinden Öğrenir 

Çocuklar dünyayı ebeveynlerinin gözlerinden öğrenir. Sevgi, güven, paylaşım gibi  kavramları ilk kez anne-baba ilişkisi içinde gözlemlerler. Bu ilişkinin sağlıklı olması,  çocuğun benlik gelişimi açısından güvenli bir temel oluşturur. Tersine, çatışmalı ya da kopuk  ilişkilerde büyüyen çocuklar, dünya ile kuracakları ilk ilişkilerde güvensizlik, öfke ya da  çekingenlik sergileyebilir. 

Sürekli Çatışmanın Çocuklar Üzerindeki Psikolojik Etkisi

Sürekli tartışma ortamı çocukta stres hormonlarının (kortizol gibi) yüksek kalmasına neden  olur (Gunnar & Quevedo, 2007). Bu da davranış problemleri, uyku bozuklukları, dikkat  eksikliği ve depresyon gibi durumlara zemin hazırlar. Ayrıca çocuklar dünyayı benmerkezci  şekilde algılar. Bu da ebeveynler arasındaki çatışmaların “kendilerinden kaynaklandığını”  düşünmelerine neden olur. “Benim yüzümden kavga ediyorlar mı?” gibi suçluluk duyguları,  özellikle 5–10 yaş arası çocuklarda çok yaygındır. Bu da zamanla kendini suçlama,  değersizlik hissi ve hatta fiziksel semptomlar (karın ağrısı, alt ıslatma) olarak kendini  gösterebilir. Grych ve Fincham’ın (1990) çalışmaları, çocukların ebeveyn çatışmalarını nasıl  yorumladıklarının, içselleştirilmiş kaygı ve depresyon semptomlarının şiddetinde belirleyici  olduğunu ortaya koymuştur. Uzun vadede bu suçluluk duyguları anksiyete, özgüven eksikliği  ve değersizlik hissi gibi psikolojik sorunlara dönüşebilir. Ebeveynlerin birbirine nasıl  davrandığı, çocukların gelecekte romantik ilişkilerde nasıl bağ kuracağını belirler. 

Ebeveynlere Pratik Öneriler 

  • Tartışmalar sırasında çocuğun yanında yüksek ses ve sert dil kullanımından kaçının “sen hep böylesin” gibi ifadeler yerine “ben kendimi şöyle hissediyorum” dilini kullanın. 
  • Çözüm sürecini de çocuğun görmesini sağlayın. Çözüm odaklı konuşmalar yapın. Bu,  “her sorun çözülebilir” algısını geliştirir. 
  • Günlük özel zamanlar yaratın (sohbet, oyun, yürüyüş gibi). 
  • Gerekirse çift veya aile terapistinden destek alın. 
  • Ebeveynliğin sadece çocukla değil, partnerle kurulan ilişkiyle de geliştiğini  unutmayın. 

Sonuç: İlişkinizin Kalitesi, Çocuğunuzun Zihinsel Sağlığıdır 

Ebeveynler arasında çatışmalar kaçınılmazdır; fakat bu çatışmaların yönetiliş biçimi çocuğun  iç dünyasını ya yaralar ya da güçlendirir. Ebeveynler arasındaki ilişki kalitesi, çocukların  ileride romantik ilişkilerde nasıl bağlanacaklarını belirler. Sağlıklı, destekleyici ebeveyn  ilişkileri güvenli bağlanmayı desteklerken, düzensiz veya mesafeli ilişkiler güvensiz ya da  kaçıngan bağlanma stillerinin gelişmesine yol açabilir Sağlıklı, yapıcı, saygılı bir ilişki dili 

kurmak yalnızca ebeveynler için değil, çocukların da geleceği için en güçlü yatırımdır. Bu  durum, çocuğa problem çözme, duygularını ifade etme ve empati kurma becerileri kazandırır. 

Kaynakça 

  • Bowlby, J. (1988). A Secure Base: Parent-Child Attachment and Healthy Human  Development. New York: Basic Books. 
  • Cummings, E. M., & Davies, P. T. (2010). Marital Conflict and Children: An  Emotional Security Perspective. New York: Guilford Press. 
  • Davies, P. T., & Cummings, E. M. (1994). Marital conflict and child adjustment: An  emotional security hypothesis. Psychological Bulletin, 116(3), 387–411.  https://doi.org/10.1037/0033-2909.116.3.387 
  • Grych, J. H., & Fincham, F. D. (1990). Marital conflict and children’s adjustment: A  cognitive-contextual framework. Psychological Bulletin, 108(2), 267–290.  https://doi.org/10.1037/0033-2909.108.2.267 
  • Gunnar, M. R., & Quevedo, K. (2007). The neurobiology of stress and development.  Annual Review of Psychology, 58, 145–173.  

https://doi.org/10.1146/annurev.psych.58.110405.085605

Sena Aydoğan
Sena Aydoğan
Sena Aydoğan, Atılım Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden %100 İngilizce eğitimle mezun olduktan sonra çocukların iç dünyasına duyduğu ilgiyle mesleki yolculuğunu bu alanda şekillendirdi. Özellikle çocuklarla kurduğu bağ, onu Oyun Terapisi’ne yönlendirdi. Beck Yönelimli Bilişsel Terapi ve Aile Danışmanlığı alanlarında aldığı eğitimlerle hem bireylerin iç dünyasına hem de aile dinamiklerine dokunmayı sürdürüyor. Çocukların duygularını ifade edebilmeleri ve sağlıklı bağlar kurabilmeleri için onlara ve ailelerine eşlik ediyor. Çocukların dünyasına dair gözlemlerini, terapist kimliğinin yanında yazarlık diliyle de aktarmayı toplum için anlamlı bir katkı olarak görüyor. Kaleme aldığı yazılarında çocuk gelişimi, ebeveyn tutumları ve toplumsal farkındalık konularına samimi ve anlaşılır bir dille yer veriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar