Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Çocuklarda Paylaşmayı Öğrenmek: Temel Bir Becerinin Gelişimi

Paylaşma, sosyal etkileşimin en temel unsurlarından biridir. Çocuklar, büyüme sürecinde çevreleriyle iletişim kurarken ve sosyal ilişkiler geliştirirken paylaşmayı öğrenirler. Paylaşmayı öğretmek, çocukların empati, iş birliği ve karşılıklı anlayış gibi değerleri benimsemelerini sağlar. Bu makalede, çocuklarda paylaşma becerisinin önemi, paylaşmayı öğrenmenin yolları ve ailelerin bu süreçteki rolü ele alınacaktır.

1. Paylaşmanın Önemi

Çocuklara paylaşmanın neden önemli olduğunu anlatmak, onların bu kavramı daha iyi anlamalarına yardımcı olacaktır. Örneğin, paylaşmanın diğer insanları mutlu ettiğini, dostluk ilişkilerini güçlendirdiğini ve ortak bir deneyim yarattığını vurgulamak faydalı olabilir. Bu konu üzerine samimi diyaloglar kurmak, çocukların düşünme becerilerini de geliştirir.

Paylaşma, sadece nesnelerin veya oyuncakların karşılıklı olarak verilmesi değildir; aynı zamanda duygusal bağların güçlendirilmesi ve duygusal farkındalık gelişimi açısından da önemlidir. Çocuklar, başkalarıyla paylaşarak, sosyal becerilerini geliştirir ve ilişkilerini derinleştirirler. Paylaşma, aynı zamanda dayanışma, iş birliği ve sabır gibi değerlerin de temellerini oluşturur. Bu değerler, çocukların ileriki yaşamlarında sağlıklı sosyal gelişim kurmalarına yardımcı olur.

2. Paylaşmayı Öğrenmenin Yolları

Çocuklar, çeşitli yollarla paylaşmayı öğrenebilirler. Bu süreçte aileler, öğretmenler ve arkadaşlar önemli birer model ve rehberdir. İşte bazı etkili yöntemler:

a. Rol Model Olmak

Çocuklar, yetişkinleri izleyerek öğrenirler. Çocuklar, yetişkinleri taklit etme eğilimindedir. Bu nedenle, paylaşıma dair sağlıklı bir örnek olmak oldukça önemlidir. Aile bireyleri ve öğretmenler, günlük yaşamlarında paylaşma ve iş birliği ile ilgili durumlara yer vererek çocuklara rol model olabilirler. Ebeveynlerin birbirleriyle ve çocuklarıyla paylaşımlarını gözlemlemek, çocukların bu davranışı taklit etmesine neden olur. Örneğin, bir ebeveynin bir arkadaşına yardım etmesi veya oyun oynarken bir oyuncak paylaşması, çocuğun öğrenmesine katkı sağlar.

– Örnek Olaylar:
Ebeveynlerin çocuklarının yanında bir şeylerin paylaşılmasıyla ilgili pozitif örnekler vermeleri, çocukların bu davranışı kendi yaşamlarında nasıl uygulayacaklarını anlamalarına yardımcı olur.

b. Oyun Dergisi

Oyun, çocukların sosyal becerilerini geliştirmeleri için mükemmel bir ortam sağlar. Özellikle grup oyunları, çocukların paylaşma, sıraya girme ve birlikte çalışma gibi becerileri öğrenmesine yardımcı olur. Grup oyunlarına katılmalarını teşvik ederek, paylaşmanın eğlenceli ve doğal bir süreç olduğunu deneyimlemelerini sağlamak gerekir. Kurallı oyunlar, çocukların sırayla oynamayı ve paylaşıma dayalı stratejiler geliştirmelerini teşvik eder. Çocuklar, bu tür oyunlarda sadece eğlenmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal kuralları öğrenirler.

– Öneriler:
Arkadaşlarıyla oynayabileceği oyunlar seçmek ve bu oyunlarda paylaşmanın gerekliliğini vurgulamak faydalı olabilir. Örneğin, iki oyuncunun belirli görevleri sırayla üstlenmeleri gereken oyunlar.

c. Yapılandırılmış Aktiviteler

Grup aktiviteleri, çocukların paylaşma ve iş birliği becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Örneğin, birlikte resim yapmak veya grup oyunları oynamak, çocukların sırayla oynama, fikir alışverişinde bulunma ve ortak hedefler belirleme becerilerini pekiştirir.

– Etkinlik Önerileri:
Küçük gruplar halinde yapılan sanat projeleri veya takım oyunları, çocukların birlikte çalışmasını ve paylaşım yapmasını sağlar.

d. Duygusal Farkındalık Geliştirmek

Çocuklara başkalarının hislerini anlamayı ve kendilerini başkalarının yerine koymayı öğretmek, paylaşma konusunda istekli olmalarına yardımcı olabilir. Bunun için, duygusal hikayeler okumak veya duygu kartları kullanmak gibi yöntemler etkili olabilir.

3. Ailelerin Rolü

Aileler, çocukların paylaşma becerisini geliştirmede önemli bir rol oynarlar. Ebeveynler, çocuklarının bu beceriyi kazanmalarına yardımcı olmak için şu stratejileri kullanabilirler:

a. Olumlu Pekiştirme

Çocuklar, paylaşma davranışlarını sergilediklerinde olumlu geri dönüşler almak isterler. Onları teşvik etmek için olumlu pekiştirme yöntemlerini kullanmak son derece etkilidir. Çocuklar paylaşma eylemi gerçekleştirdiğinde, sıcak bir şekilde takdir edilmelidirler. Bu, onları teşvik ederek ilerleyen zamanlarda daha fazla paylaşma isteği uyandırır.

Çocuklar, paylaşma eylemleri için ödüllendirildiğinde, bu davranışı tekrarlama olasılıkları artar. “Bugün arkadaşlarınla oyuncaklarını paylaştın, bu harika bir davranış!” gibi olumlu geri bildirim vermek, çocukların motive olmalarını sağlar.

b. Sorun Çözme Becerileri

Çocukların paylaşma konusunda sorun yaşadıklarında, ebeveynlerin onlara rehberlik etmesi önemlidir. Çocukların çatışmaları çözme ve ortak bir zemin bulabilme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak, paylaşma alışkanlıklarını pekiştirir.

c. Sabırlı Olmak

Çocukların paylaşmayı öğrenme süreci zaman alabilir. Bu süreçte ebeveynlerin sabırlı olması ve çocuklarına destek vermesi, güvenli bir öğrenme ortamı sağlar.

Sonuç

Çocuklarda paylaşmayı öğrenmek, sağlıklı sosyal gelişimin temelini oluşturur. Ebeveynler ve eğitimciler, bu süreci desteklemek için rol model olmalı, yapılandırılmış aktiviteler sunmalı ve duygusal farkındalık geliştirmelidir. Unutulmamalıdır ki, paylaşmak sadece maddi nesnelerle değil, aynı zamanda sevgi, zaman ve deneyimlerle de mümkündür. Çocuklar, bu becerileri kazandıkça daha empatik, anlayışlı ve sosyal bireyler olarak yetişeceklerdir.

Ayşegül Ücan
Ayşegül Ücan
Uzman psikolojik danışman ve Oyun terapisti Ayşegül ÜCAN şu an özel bir kolejde psikolojik danışman ve idareci olarak görev yapmakta. Online ve yüz yüze olarak terapi desteği sunmaktadır. Kendisi 1996 Batman doğumludur. Evli ve bir çocuk annesidir. Erzurum Atatürk Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünü üç yılda bölüm birincisi olarak tamamladı. Aynı zamanda lisans eğitimine alırken açık öğretimden çalışma ve iş ekonomisi lisans bölümünü de yüksek onur derecesiyle tamamladı. Bu süreçte çeşitli eğitim kurumlarında ve özel eğitim merkezlerinde staj eğitimleri gördü. Lisans eğitiminden hemen sonra yüksek lisans eğitimini Eğitim Yönetimi alanında tamamladı. Yüksek lisans tez çalışmasını “ Okul yöneticilerinin narsist liderlik davranışları ile öğretmenlerin örgütsel muhalefet etme düzeyleri “ konusu üzerine yaptı. Özel eğitim merkezlerinde çocukların gelişim süreçlerini daha yakından inceleme isteği ve erken yetişkin çalışmalarına daha uygun ortam sağladığı için Girne Koleji’nde çalışmaya başladıÜstlendiği idarecilik görevinin yanında, iki yıl boyunca çocuklar ergenlerle çalışıp ailelere danışmanlık hizmeti sundu. Okulda yürüttüğü öğrencilere yönelik bireysel ve grup rehberlik çalışmalarının yanında bu süreçte ailelerin bilgilendirici için seminerler düzenlenmeyip, farkındalığı arttırmak için egzersiz ve pratiklerin ön planda olduğu ebeveyn atölyeleri düzenlemiştir. Bir eğitimci olarak temel görevi olan doğruyu ve temel değerleri öğretme, kaliteli eğitim için çalıştığı kurumda prensiplerinden ödün vermeden hizmet sundu. Bu yolda en büyük hedefi karanlıkta kalmış kalplere birer umut ışığı olup, rehberlik yaparak yol gösterip yönlendirmektir. Uzmanlık alanları, çocuk ,ergen ve aile danışmanlığı (MEB) , bütüncül oyun terapisi (Biruni Üniversitesi), “filal terapi ,masal terapi, kum tepsisi terapisi , resim analizi ,çocukluk çağı testler (Gelişim Üniversitesi)” olup bu alanlarda hizmet vermektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar