Hiç uyandığınızda kendinizi sebepsiz yorgun hissettiğiniz oldu mu? Veya çok iyi geçtiğini düşündüğünüz bir buluşmadan sonra, eve geldiğinizde içinizi anlam veremediğiniz bir huzursuzluk kapladı mı?
Belki de hissettiğiniz duygular aslında size ait değildi.
Her birimiz kendi duygusal dünyamızı taşıyoruz ve hepimiz birbirimizle temas hâlindeyiz. Ailemiz, arkadaşlarımız, partnerimiz, iş arkadaşlarımız… Bu ilişkiler içinde, bazen başkalarının duygularını fark etmeden kendi omuzlarımızda taşımaya başlıyoruz. Bu yazı, o yükleri fark etme ve geride bırakabilme yolculuğuna bir davet.
Empati ve “Duygu Süngeri” Olmak
Empati, sağlıklı ilişkilerin temel taşıdır. Ancak empatinin fazlası, bizi başkalarının duygularına maruz bırakarak yorabilir. Bazen karşımızdakinin acısını veya kaygısını sanki kendimizinkiymiş gibi taşırız. Özellikle yüksek empati düzeyine sahip bireylerde bu durum çok daha sık görülmektedir (Hatfield, Cacioppo & Rapson, 2021).
Bu duruma bilimsel literatürde duygusal bulaşma (emotional contagion) adı verilir. Başkalarının duyguları, jest ve mimikleri aracılığıyla farkında olmadan bize geçebilir (Prochazkova & Kret, 2022). Özellikle sosyal ortamlarda, duyguların bu şekilde yayılması oldukça yaygındır. Örneğin, bir kişinin içten bir gülümsemesi kısa sürede çevresindekilere de yansır; bu pozitif duygu, gruptaki genel ruh halini olumlu yönde etkileyebilir. Aynı şekilde, sürekli şikâyet eden ya da olumsuz düşünceler dile getiren biri de, farkında olmadan diğer kişilerin enerjisini aşağı çekebilir ve ortamın genel atmosferini olumsuz yönde etkiler.
Duygusal bulaşma, yalnızca bireyler arası ilişkileri değil; ekip içi iletişimi, iş verimliliğini ve hatta sosyal medya etkileşimlerini bile etkileyebilir. Yüksek empati düzeyine sahip kişiler, karşılarındaki bireyin duygularını daha kolay “yakalayabilir” ve bu da onların ruh hali üzerinde daha güçlü bir etki yaratabilir. Bu nedenle hem kişisel ilişkiler hem de profesyonel ilişkilerde duygusal farkındalık geliştirmek, sağlıklı sınırlar kurmak ve duyguların bulaşıcılığı konusunda bilinçli olmak oldukça önemlidir.
Sınırlar: Kendi Duygularını Koruma Hattı
Duygusal bulaşmanın önüne geçmenin en önemli yollarından biri sağlıklı duygusal sınırlar koymak ve bu sınırları korumaktır. Ancak bu her durumda ve her zaman kolay olmayabilir. Kimi zaman insanlar bize derdini anlatırken biz çoktan o duyguya girmiş, çözümler düşünmeye başlamış oluruz. Karşımızdaki kişi için üzülür, onun yerine yoruluruz. Bu durum sık yaşandığında, zamanla başkalarının duygusal yüklerini kendi yükümüz gibi taşımaya başlarız. Oysa burada kendimizi fark edip durdurmamız önemlidir. Empati kurmak, yani karşımızdakinin ne hissettiğini anlamaya çalışmak elbette değerlidir. Ancak empati göstermek, o kişinin duygusunu birebir üstlenmek ya da onun yerine çözüm üretmeye çalışmak anlamına gelmez (Sørensen, 2023). Gerçek bir destek, karşımızdakinin duygusuna alan açmakla; onun yaşadıklarını sahiplenmeden yanında durabilmekle mümkündür.
Sana Ait Olmayanı Geri Bırakmak
Peki, bize ait olmayan duyguları nasıl geride bırakabiliriz?
Bunun ilk adımı, duygularımızın farkına varmakla başlar. İçinde bulunduğumuz anda hissettiğimiz duygulara bilinçli bir şekilde dikkat kesilmek ve o duygunun gerçekten bize mi ait olduğunu sorgulamak önemlidir. Bu noktada kendimize şu soruyu sormak faydalı olabilir: “Bu duygu gerçekten bana mı ait, yoksa birinden mi etkilenmiş olabilirim?”
Bu soruya verilen samimi yanıtlar, duygusal yüklerimizi hafifletmenin kapısını aralayabilir. Ayrıca, düzenli olarak günlük tutmak, hangi duyguların hayatımızda sıkça tekrar ettiğini fark etmemizi sağlar. Beden tarama çalışmaları ve farkındalık egzersizleri ise duyguların bedende nasıl yer bulduğunu gözlemlememize ve kaynağını daha net ayırt etmemize yardımcı olur. Tüm bunların yanı sıra, bir uzmandan profesyonel destek almak, bize ait olmayan yükleri tanımak ve bırakmak konusunda derinlemesine bir içgörü kazandırabilir. Çünkü bazen kendi duygularımızla başkasının duyguları arasındaki farkı tek başımıza ayırt etmek kolay olmayabilir.
Peki Siz Hafiflemeye Hazır mısınız?
Uzun zamandır sormanız gereken ama sormadığınız o soruları şu an sormanızın belki de tam zamanıdır.
“Ben şu an kimin yükünü taşıyorum?”
“Ve bu yük bana gerçekten ait mi?”
Kaynakça
Decety, J., & Cowell, J. M. (2014). The complex relation between empati and morality. Emotion Review, 6(3), 248–252. https://doi.org/10.1177/1754073914535728
Hatfield, E., Cacioppo, J. T., & Rapson, R. L. (2021). Duygusal bulaşma: A brief overview and future directions. Frontiers in Psychology, 12, 712606. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2021.712606
Prochazkova, E., & Kret, M. E. (2022). Connecting minds and sharing duygular through mimicry: A neurocognitive model of duygusal bulaşma. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 134, 104519. https://doi.org/10.1016/j.neubiorev.2021.12.017
Sørensen, M. J. (2023). Understanding Psychological Boundaries and Their Impact. The Well Reads. https://thewellreads.com/articles/understanding-psychological-boundaries