Cumartesi, Ekim 25, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Aşağılık Kompleksi ve Üstünlük Çabası: Adler’in Bireysel Psikolojisine Göre Kendini Kanıtlama Mücadelesi

Aşağılık kompleksi, günlük hayatta sıkça kullanılan bir kavramdır. Çoğu zaman yetersizlik duygusuna sahip, zayıf karakterli ve kendine güveni düşük kişilerin bu komplekse sahip olduğu düşünülür. Ancak bu kavram, göründüğünden çok daha derin bir psikolojik yapıyı ifade eder.

Diğer insanlar tarafından kendini üstün gören, kibirli, benmerkezci, eleştirel veya gösterişçi olarak algılanan kişiler, aslında yetersizlik duygularını telafi etmek amacıyla üstünlük kompleksi geliştirebilirler. Bu noktada Adler’in bireysel psikoloji kuramı çerçevesinde aşağılık ve üstünlük komplekslerini birlikte incelemek gerekir.

Adler’in Bireysel Psikoloji Kuramı

Adler’in bireysel psikoloji kuramında “bireysel” ifadesi, kişinin biricikliğini ve bölünmez bütünlüğünü vurgular. Birey, toplumdan ayrı değerlendirilemez.

Sosyal ilgi, bireyin diğer insanlarla sağlıklı biçimde iletişim kurma ve iş birliği yapma potansiyeline verilen isimdir. Bu ilgi, çocukluk döneminde yaşanan ilgi veya ihmal deneyimleriyle şekillenir.

Sosyal ilgi ne kadar gelişmişse bireyin ilişkileri o kadar sağlıklı olur.
Ancak sosyal ilginin zayıf kalması, bireyin yaşamında uyumsuzluklar, yetersizlik hisleri ve ilişki sorunlarıyla sonuçlanabilir.

Adler’e göre her birey aşağılık duygularıyla doğar.
Ebeveynlerle kurulan ilişkiler, bu duyguların nasıl yönleneceğini belirler.
Bu nedenle sosyal ilgi, bireyin aşağılık duygularını dönüştürme biçimini belirleyen temel etkendir.

Aşağılık Kompleksi ve Üstünlük Çabası Arasındaki Dinamik

Adler’e göre her birey doğuştan yetersizlik hissi taşır. Bu duygu, bireyi gelişmeye iten bir güçtür. Adler, bu içsel dürtüyü “itici güç” olarak adlandırır.

Sosyal ilgi açısından sağlıklı gelişen bireyler, eksikliklerini gidermek amacıyla telafi mekanizmalarını yapıcı bir biçimde kullanabilir. Ancak sosyal ilgi zayıfsa, bu itici güç aşağılık duygularını maskelemek için üstünlük çabasına dönüşür.

Üstünlük çabası, bireyin derinlerde hissettiği yoğun yetersizlik duygularını gizlemek için taktığı bir maskedir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, toplumda genellikle öz güvenli, baskın veya iddialı olarak görülen kişilerin de aslında bu çabanın bir yansıması olabileceğidir.

Yani kimi zaman, öz güvenine hayran kaldığımız kişiler aslında içlerinde taşıdıkları aşağılık duygularını bastırmak için üstünlük çabasına başvurabilirler.
Elbette bu durum, her yüksek öz saygı sahibi bireyin aşağılık kompleksine sahip olduğu anlamına gelmez.

Günlük Hayatta Aşağılık Kompleksi ve Üstünlük Çabasının Görünümü

Peki bu psikolojik örüntü günlük yaşamda nasıl karşımıza çıkar?
Adler’e göre hepimiz aşağılık ve yetersizlik duygularıyla doğarız, ancak bunların görünümü kişiden kişiye farklılık gösterir.

Bu duyguları üstünlük çabasıyla telafi eden bireyleri günlük hayatta gözlemlemek mümkündür.
Üstünlük çabasını, başarılarından asla tatmin olamayan kişilerde görebiliriz.

Bu bireyler, başarılarını kendilerini kanıtlamak ve yetersizlik hislerini telafi etmek amacıyla gerçekleştirdikleri için gerçek bir tatmin duygusu yaşayamazlar.
Özellikle bu üstünlük gayreti, rekabet duygusunu körüklediğinde, birey kendini sürekli başkalarıyla kıyaslama döngüsüne sokar.

Sonuç olarak kişi, hangi noktaya ulaşırsa ulaşsın, hiçbir zaman yeterli hissetmez.
Aşağılık kompleksi kişiyi “her durumda en üstün olma” gayretine sokar; bu da sonu gelmeyen bir tatminsizlik yaratır.

Üstünlük Maskesi ve Sosyal Davranışlar

Aşağılık duygularını üstünlük çabasıyla maskeleyen birey, çevresindekilere karşı son derece kibirli, aşağılayıcı, bencil, eleştirel ve saygısız davranışlar sergileyebilir.

Çünkü o, “herkesten üstün” görünmek zorundadır. Karşısındakini ne kadar ezerse, kendini o kadar güçlü hisseder.

Bu durumun modern yansımalarından biri de sosyal medya üzerinden görülebilir.
Günümüzde birçok birey, sosyal medyada olduğundan farklı ve mükemmel görünme çabasına girer. Bu, toplumdaki derin yetersizlik duygularını maskelemek için kolay bir yoldur.

Beğeni, takipçi veya onay alma arzusu, kanıtlama mücadelesinin dijital bir yansımasıdır.
Bu, aslında bireyin içsel yetersizlik hissini geçici biçimde telafi etme çabasıdır.

Sonuç: Gerçek Üstünlük Kendiyle Barışmaktır

Adler’in bireysel psikolojisine göre gerçek üstünlük, başkalarına üstün gelmek değil; kendi eksiklikleriyle barışmak ve gelişim yolunda ilerlemektir.

Aşağılık duygusu, eğer yapıcı bir şekilde yönlendirilirse kişisel büyümenin itici gücü olur. Ancak bastırıldığında, bireyi maskelenmiş bir üstünlük mücadelesine sürükler.

Dolayısıyla, psikolojik dengeyi korumanın yolu kendini kabul etmek, sosyal ilgi geliştirmek ve başarıyı başkalarıyla kıyaslamadan tanımlayabilmektir.

Kaynakça

İnanç, B. Y., & Yerlikaya, E. E. (2022). Kişilik Kuramları. Ankara: Pegem Akademi.
Schultz, D. P., & Schultz, S. E. (2020). Modern Psikoloji Tarihi (Y. Aslay, Çev.). İstanbul: Kaknüs Yayınları.
Selvi, K. (2018). Narsisistik Kişilik Bozukluğunun, Adler’in Aşağılık ve Üstünlük Kompleksleri Açısından Analizi: Bir Olgu Çalışması. AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, 5(1), 1–20.
Yarıcı, B. (2021). Üstünlük ve Aşağılık Kompleksi / Superiority and Inferiority Complex.

Seda Nur Sünbül
Seda Nur Sünbül
Seda Nur Sünbül, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Psikoloji bölümünde 2021-2025 yılları arasında lisans eğitimini tamamlamıştır. Lisans bitirme tezi olarak “Çocukluk Çağı Örselenme Yaşantıları, Adleryen Aşağılık Kompleksi ve Etkili İletişim Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” isimli çalışmayı başarıyla tamamlamıştır. Lisans eğitimi döneminde Bilişsel Davranışçı Terapi, Psikolojik Testler alanlarında teorik eğitim almış, süpervizyon ile kazandığı bu becerileri geliştirmektedir. Kişisel ve toplumsal gelişim için psikoloji alanında okumalar yapmak ve yazılar yazmanın değerine inanan yazar, bu misyonu Psychology Times Türkiye aracılığıyla gerçekleştirmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar