Hayat bazen sert rüzgârlar estirir. Kimimiz savrulur, kimimiz de köklerimizi derine salarak ayakta kalmaya çalışırız. Victor Frankl, 20. yüzyılın önemli psikoterapistlerinden biridir. Nazi toplama kamplarında hayatta kalma mücadelesini ve bu süreçte geliştirdiği psikoterapi yaklaşımını tüm dünyaya tanıtmıştır. Frankl’ın geliştirdiği logoterapi ekolü, bireylerin yaşamlarında anlam arayışlarının psikolojik iyilik halleri ve duygusal dayanıklılıkları üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu savunur.
Victor Frankl ve Logoterapi
Viktor Frankl, Nazi toplama kamplarında yaşadığı insanlık dışı koşullara rağmen anlamın ve mizahın gücüyle hayatta kalmayı başaran güçlü bir isimdi. Onun geliştirdiği logoterapi, insanın acılar içinde bile bir anlam bulabileceğini savunur. Peki, bu anlam arayışı içinde mizahın nasıl bir yeri var? Frankl, kamp hayatında bile gülmenin bir direniş biçimi olduğunu fark etti. En zor anlarda bile bir espri yapmanın, insanı çaresizlikten uzaklaştırabileceğini gördü. Ona göre, mizah varoluşun en yüksek formlarından biriydi. Çünkü mizah, insanı yaşadığı travmadan bir adım uzaklaştırarak, içinde bulunduğu duruma farklı bir perspektiften bakmasını sağlıyordu.
Victor Frankl, İnsanın Anlam Arayışı kitabında toplama kampında yaşadığı bazı olayları anlatırken mizahın nasıl bir direnç mekanizması olabileceğini de örneklerle açıklıyor. Frankl, kamptaki arkadaşlarıyla birlikte, içinde bulundukları korkunç koşullara rağmen doktor vizitelerinin bir “tıbbi komedi gösterisi” gibi geçtiğini anlatır. Mahkûmlar arasında doktor olanlar, kamptaki sağlıksız koşulları ele alan mizahi skeçler yapardı. Mesela, Frankl bir gün arkadaşına şaka yaparak, toplama kampındaki “sözde lüks spa hizmetlerinden” bahseder: “Bu sabah sıcak banyo, öğleden sonra açık hava sporları ve akşam harika bir gurme yemeği var! Tek fark, sıcak suyun olmadığı, sporun taş taşımak olduğu ve yemeğin sadece bir kaşık çorba olması!” Bu tür mizahi bakış açıları, mahkûmların yaşadıkları korkunç olayları bir nebze olsun hafifletmelerine yardımcı oluyordu. Bu, sadece bir gülme refleksi değil, hayatta kalmak için geliştirilmiş psikolojik bir dayanıklılık stratejisiydi.
Logoterapi ve Anlam Arayışı
Logoterapi, Frankl’ın nazik ama derin psikolojik bakış açısını yansıtır. Frankl’a göre, insanın hayatta karşılaştığı her durumda bir anlam vardır. Bu anlam, zorluklarla başa çıkmanın ve yaşamın derinliklerine inmenin anahtarıdır. Frankl bu anlayışı, “Yaşamın anlamı her zaman kişiye özgü bir keşiftir.” şeklinde ifade etmiştir. İnsanlar, zorlayıcı yaşam koşullarında bile bir anlam yaratmak için psikolojik esneklik geliştirebilirler. Bu anlam arayışı, kişilerin stresle başa çıkmalarını kolaylaştırır ve onları duygusal olarak daha dayanıklı hale getirir.
Mizahın Psikolojik Rolü
Mizah, insan psikolojisinde önemli bir işlevi olan bir duygu durumudur. Psikolojik araştırmalar, mizahın bireylerin duygusal durumlarını iyileştirebileceğini, stresle başa çıkmalarına yardımcı olduğunu ve kaygıyı azaltabileceğini ortaya koymuştur (Martin, 2007). Mizah, bireyin yaşadığı zorlukları ve stresli durumları farklı bir perspektiften değerlendirmesine olanak tanır. Bu yönüyle mizah, sadece öylesine bir eğlence aracı olmakla kalmaz, aynı zamanda yararlı ve sağlıklı bir başa çıkma mekanizması olarak da işlev görür. Mizahi bir bakış açısı, yaşamın olumsuz yanlarına karşı duyulan kaygıyı hafifletir ve bireye kontrol duygusu kazandırır.
Mizah ve Frankl’ın Anlam Arayışı
Frankl, insanların yaşamlarına anlam katabilmeleri için bir psikolojik esneklik geliştirmeleri gerektiğini vurgular. Bu esneklik, bireylerin zorluklar karşısında takındıkları tutumları belirler. Mizah, bu esnekliği sağlayan önemli bir araçtır. Örneğin, bir kişi travmatik bir deneyimle karşılaştığında, bu durumu mizahi bir biçimde ele alarak olayın üzerinde kontrol duygusu geliştirebilir. Mizah, zorluklara karşı bir güç kazanma ve onlarla başa çıkma stratejisi olarak kullanılır. Frankl’a göre, “Yaşamın anlamı, her durumda bir seçenek bulunmasından ibarettir.” Mizah, bu seçeneklerden biri olarak, bireylerin acı verici deneyimlerin içinde bile anlamlı bir bakış açısı geliştirmelerine yardımcı olur.
Mizahın Duygusal İyi Oluş Üzerindeki Etkisi
Mizahın duygusal iyi oluş üzerindeki etkileri, psikolojik araştırmalarla kanıtlanmıştır. Martin (2007), mizahın duygusal dengeyi sağladığını ve kaygı seviyelerini düşürdüğünü belirtmektedir. Ayrıca, mizahın endorfin salgılayarak bireylerin rahatlamasına yardımcı olduğu bilinmektedir. Mizah, bireyleri olumsuz duygusal durumların etkilerinden korur ve onların daha olumlu bir bakış açısı geliştirmelerini sağlar. Mizah, kişiyi zorluklarla karşılaştığında daha az savunmasız hale getirir. Frankl’ın logoterapisinde de, insanların yaşamlarına anlam katmaları için güçlü sosyal bağlar kurmalarının önemi vurgulanır. Mizah, bu bağları güçlendiren, bireylerin daha sosyal, dayanışmacı ve anlamlı ilişkiler kurmalarını sağlayan bir araçtır.
Sonuç
Victor Frankl’ın logoterapisi, bireylerin yaşamlarına anlam katmalarını ve bu anlam üzerinden duygusal iyi oluşlarını sağlamalarını hedefler. Mizah, bu anlam arayışında önemli bir psikolojik araçtır. Frankl’ın yaklaşımına göre, mizah, insanların zorluklarla başa çıkarken daha esnek, dayanıklı ve anlam dolu bir bakış açısı geliştirmelerine yardımcı olur. Mizah, sadece bir eğlence biçimi değil, aynı zamanda insanların stresle başa çıkmalarını ve kaygıyı azaltmalarını sağlayan güçlü bir başa çıkma mekanizmasıdır. Logoterapi ve mizah, bir araya geldiğinde, bireylerin duygusal iyilik halleri için güçlü bir kombinasyon oluşturur.
Günlük hayatımızda da benzer bir bakış açısını benimsemek mümkün. Zorluklarla karşılaştığımızda, kendimize Frankl’ın şu sözünü hatırlatabiliriz: “İnsandan her şey alınabilir ama bir şey hariç: Herhangi bir durumda kendi tutumunu seçme özgürlüğü.” Belki de bu özgürlüğü kullanmanın en güçlü yollarından biri, hayata biraz mizah katabilmektir. Bazen bir gülümseme, bazen bir espri… Belki de içimizdeki anlam arayışına en büyük desteği veren şey, hayata karşı takındığımız hafif bir tebessümdür.
Kaynakça
- Martin, R. A. (2007). The Psychology of Humor: An Integrative Approach. Burlington, MA: Academic Press.