Pazar, Mayıs 18, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Başka Bir Hayatta Belki De Olabilirdik Bu Defa

Bazı insanlar vardır; hayatımıza girer, sonra yollarımız ayrılsa da o insanlar hiç gitmemiş gibi içimizde yaşamaya devam eder. Başka Bir Hayatta (Past Lives), Celine Song’un yazıp yönettiği 2023 yapımı etkileyici bir romantik drama. Film, iki çocukluk arkadaşının yıllara ve kıtalara meydan okuyan bağını anlatırken, izleyiciyi eksik kalmış vedalar, kimlik çatışması ve zamanla yarışan duygular üzerine düşünmeye davet ediyor.

Bu yazıda, yalnızca filmin olay örgüsüne değil; aynı zamanda karakterlerin psikolojik derinliklerine, çocukluk bağlarının erişkinlikteki yankılarına ve başka bir hayatta olasılığının bizde uyandırdığı duygulara odaklanacağız.

Olay Örgüsü: Zaman ve Mesafenin Ayrıştırdığı Bir Bağ

Hikâye, 2000 yılında Güney Kore’de başlar. 12 yaşındaki Na Young ve Hae Sung, hem sınıf arkadaşı hem de birbirlerine karşı masum duygular besleyen iki çocukluk arkadaşıdır. Aralarında tatlı bir rekabet, güçlü bir bağ ve zamanla gelişen bir aşk vardır. Ancak bu yakınlık, Na Young’un ailesinin Kanada’ya göç etmesiyle kesintiye uğrar. Na Young, artık “Nora” ismiyle yeni bir hayata başlarken, Hae Sung geride kalır.

Aradan 12 yıl geçer. Nora, sosyal medyada Hae Sung’un onu aradığını fark eder. Bu karşılaşma, ikisinin hayatında derin bir iz bırakır. Farklı kıtalarda, farklı zaman dilimlerinde yaşamalarına rağmen görüntülü konuşmalarla bağlarını yeniden kurarlar. Eski duygular yüzeye çıkar; aralarındaki bağ hâlâ canlıdır. Ancak mesafeler ve hayatın getirdikleri, bu bağın somut bir ilişkiye dönüşmesine izin vermez.

Nora, kendi hayatına odaklanmak istediğini belirterek iletişimi keser. Bu, yine bir vedalaşamama durumudur. Zaman içinde Nora, yazarlık kariyerine odaklanır ve Arthur adında bir adamla evlenir. Hae Sung ise ilişkiler yaşasa da hiçbirinde Nora’nın yerini dolduramaz. İçindeki boşluk, onu yıllar sonra New York’a, Nora’yı görmeye getirir.

Hae Sung ve Nora nihayet yüz yüze gelir. Sessiz ve yoğun bir karşılaşmadır bu. Nora’nın eşi Arthur da onlara katılır. Üçü birlikte yemeğe çıkar ve geçmişi, olasılıkları ve başka bir hayatta neler olabileceğini konuşurlar. Yemek sonrası Nora, Hae Sung için taksi çağırır. Vedalaşma anında uzun bir sessizlik olur. Hae Sung, “Sence bu bir önceki hayatımız mıydı?” diye sorar. Nora sadece “Bilmiyorum” der. Hae Sung, gözlerinde hüzünle, “O zaman bir sonraki hayatta görüşürüz,” diyerek uzaklaşır.

Nora, Arthur’un kollarında sessizce ağlarken, izleyici yalnızca bu aşkın değil; “olabileceklerin” ve “hiç yaşanamamışlıkların” da yasını tutar.

Psikolojik Derinlikler: Kimlik, Veda ve İhtimaller

Kimlik Çatışması: “Kimim ben, Nora mı Na Young mu?”

Kültürler arası geçiş yaşayan bireylerde kimlik çatışması sıkça görülür. Başka bir ülkeye adapte olmak, bireyin geçmişiyle ve yeni toplumuyla kurduğu ilişkiyi şekillendirir. Na Young’un göç ettikten sonra ismini “Nora” olarak değiştirmesi, onun kimlik dönüşümünün sembolüdür. Nora, Na Young ismini geride bırakarak geçmişiyle duvar örmeye çalışır. Bu, onun mükemmeliyetçilik eğilimini ve geçmişe olan kırılgan bağını açıklayan önemli bir faktördür.

Vedalaşamama: Zeigarnik Etkisi ve Eksik Kapanışlar

Nora ve Hae Sung’un bağı, hem çocuklukta Na Young’un ülkeden ayrılmasıyla hem de sosyal medya üzerinden yeniden bağ kurduklarında Nora’nın iletişimi kesmesiyle yarım kalmıştır. Bu, vedalaşamamanın psikolojik etkisini yansıtır. Zeigarnik etkisi olarak bilinen bu durum, yarım kalmışlığın getirdiği özlem, pişmanlık, şüphe ya da umut gibi duyguları tetikler. Hae Sung’un yıllarca Nora’yı araması, New York’a gelmesi ve onu düşünmesi, bu eksik vedanın izlerini taşır.

Nora’nın Mükemmeliyetçiliği ve Kaçınan Bağlanma

Nora’nın çocukluktan itibaren başarılı olma arzusu, hayatı boyunca peşini bırakmaz. Bu arzu, duygularından kaçmak için bir baş etme mekanizması haline gelir. Hae Sung ile bağını sürdürmek yerine “kendi hayatına odaklanmayı” seçmesi, mantıksal kararların ön planda olduğunu gösterir. Bu, Nora’nın yakın ilişkilerde bağ kurmaktan çekinen bir kaçınan bağlanma stili geliştirdiğini düşündürür.

Kayıp Zamanın Yası

Hae Sung’un Nora’ya bağlılığı, onun duygusal süreklilik ihtiyacını ve geçmişe sadakatini yansıtır. Nora’dan kopamaması, kaybedilen bir bağın zihinsel olarak idealize edilmesiyle ilgilidir. Bu, kişinin gerçeklikten çok “ne olabilirdi”ye odaklanmasına neden olur. Son sahnede Hae Sung’un Nora’ya veda etmesi, bu idealize edilmiş bağın kapanışını simgeler. Nora’nın Arthur’a sarılarak ağlaması ise, düzgün bir vedayla biten ilişkinin yasını tutmaya başlamasıyla ilişkilendirilebilir.

Başka Bir Hayatta En Güzel Halinle…

Past Lives, sadece bir aşk hikâyesi değil; zamanla yarışan, kimlik çatışmasıyla şekillenen ve vedalaşamama ile eksilen bir yaşam anlatısıdır. Nora ve Hae Sung’un hikâyesi bize şunu hatırlatır: Her karşılaşma bir tesadüf değildir ve her ayrılık tam bir son olmayabilir. Bazı insanlar, hayatımızda yalnızca varlıklarıyla değil, yokluklarıyla da iz bırakır.

Psikolojik açıdan bakıldığında film, vedalaşmanın, kimliğe tutunmanın ve duygusal bağların karmaşıklığını gözler önüne serer. Başka bir hayatta, birlikte olabilir miydik?” sorusu, bir umut kapısı mı, yoksa kapanmamış bir yaranın ifadesi mi? Bu sorunun kesin bir cevabı yok. Ancak film boyunca, içimizde yankılanan duygularla buna kendi içimizde bir yanıt ararız.

Bazen, yaşanması mümkün olmayan ihtimaller, yaşadıklarımızdan daha derin izler bırakır. En acı verici olan, asla olamayacakların geride bıraktığı boşlukta o eksik parçayı aramaya devam etmektir. Belki de bu kayıpları kabul ettiğimizde ve şimdiyi tam anlamıyla yaşadığımızda, “olamamışların” gerçek anlamını kavrayabiliriz.

Ecem Bakıner
Ecem Bakıner
Ecem Bakıner, psikoloji lisans eğitiminin son yılında olan bir stajyer psikolog ve aynı zamanda içerik üreticisidir. Klinik psikoloji alanında uzmanlaşmayı hedeflemekte; özellikle gelişim psikolojisi, çocukluk dönemi deneyimleri, bağlanma stilleri, duygusal ihmal, ebeveynleşme ve romantik ilişkiler üzerine çalışmalarını ve araştırmalarını sürdürmektedir. Çocukluktaki ebeveynleşmenin yetişkin romantik ilişkiler üzerindeki etkisini inceleyen TÜBİTAK (A-2209) destekli bir projede yer almaktadır. Ruh sağlığı hastanesi ve rehabilitasyon merkezleri gibi çeşitli kurumlarda staj yapmış; EFPSA kapsamında lise öğrencilerine yönelik sosyal sorumluluk seminerleri vermiştir. İçeriklerini Instagram gibi dijital platformlarda paylaşarak psikolojik kavramları herkes için anlaşılır kılmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar