İnsan doğduğu andan itibaren önce anneyle, ardından dünya ile temas kurmaya başlar. Sağlıklı bir bireyin gelişebilmesi ve güvenli bağlar kurabilmesi için yeterli ilgi ve temasa ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç, erişkinlikte de devam eder.
İnsan her an çevresiyle etkileşimde olduğundan, stres faktörlerine maruz kalma ihtimali de oldukça yüksektir. İnsan, belli bir düzeyde stres ve kaygıyı tolere edebilir. Beyin, bu stres ve kaygı düzeylerini katlanabilir bir duruma getirebilmek için bazı davranışlar geliştirebilir ve bu davranışlar zamanla bağımlılıklara dönüşebilir. Bu bağımlılıklardan biri de temas bağımlılığıdır. Temas bağımlılığının temelinde dokunma eylemi bulunmaktadır. Kişi, temas etme isteğinin önüne geçemez ve yanında bulunan kişiye temas etmek ister.
TEMAS BAĞIMLILIĞININ PSİKOLOJİK VE FİZYOLOJİK ALTYAPILARI NELERDİR?
Kişinin sevdiği insanlara veya canlılara dokunması ve sarılması, duygusal açıdan rahatlamaya yol açmaktadır. Temas bağımlılığının temelinde duygusal ihtiyaçlar önemli bir yer tutar. Son yıllarda yapılan çalışmalar sınırlı olsa da, oksitosin hormonunun kaygı, anksiyete ve stres üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Oksitosin, doğumu başlatan bir hormon olmasının yanı sıra “sevgi hormonu” olarak da bilinmektedir ve beyinde salınımı dokunma, müzik dinlemek ve güzel kokularla uyarılır. Oksitosin, strese duyarlı olduğu gibi, strese yanıt olarak da salgılanmaktadır. Anne, bebeğe temas ettiğinde ve emzirdiğinde her iki beyinde de oksitosin salgılanır ve arada tarif edilemez bir sevgi ve bağlılık oluşur.
Bir bebek sağlıklı gelişebilmek için bakım vereninin ilgisine ve fiziksel temasına ihtiyaç duyar. Anne ve bebek temas ettiğinde her iki bedende de stres seviyesi düşer ve rahatlama gerçekleşir. Yeterince ilgi görmeyen ve annesiyle fiziksel temasa geçmeyen çocukların beyin gelişimleri ve fiziksel gelişimleri daha yavaş gerçekleşir. Bağlanma stillerindenbiri olan güvenli bağlanma, çocuk ihtiyaç duyduğunda annesinin kucağına alması ve dokunması ile oluşur.
Güvenli bağlanma, bebek ağladığında annenin kucağına alması, görmeye ihtiyaç duyduğunda yanında bulunması, yeterince sarılıp gerektiğinde onu kendi haline bırakmasıyla gerçekleşir. Güvenli bağlanma gelişmiş kişiler özgüvenli olurlar ve diğer insanlarla kurdukları ilişkiler sağlıklıdır. Yeterince temas edilmeyen bebekler duygusal olarak, yetişkinlikte sağlıklı bağlanma stilleri geliştiremez ve çarpık ilişkiler kurar.
Güvenli bağlanma gelişmediğinde kişi, bağımlılıklar geliştirebilir ve kaygı düzeyi yükseldiğinde başa çıkmak için geliştirdiği davranış biçimlerinden biri de temas bağımlılığıdır.
TEMAS BAĞIMLILIĞININ GÖSTERGELERİ NELERDİR?
-
Bastırılamayan fiziksel temas kurma arzusu
-
Kaygılı ve stresli durumlarda aşırıya kaçan temas kurma arzusu
-
Karar verirken ya da fikir beyan ederken onaylanma ihtiyacı
-
Temas içerisinde olunan kişiye karşı yoğun duygular hissetme
-
Dokunulan kişiye ulaşılamadığında yoksunluk çekmek
-
Düşük özgüven
-
Yalnızken hissedilen değersizlik duyguları
TEMAS BAĞIMLILIĞININ ZARARLI ETKİLERİ
Psikolojik olarak olumsuz etkileri olan temas bağımlılığı, sosyal açıdan da kişiye sıkıntı verebilir. Devamlı temas halinde olma isteği, kişinin çevresindekileri bunaltabilir ve kişiden uzaklaşmalarına sebep olabilir. Bu durumun devamında, kişinin ilişkileri zarar görebilir ve yalnız kalmakla sonuçlanabilir. Kaygı bozukluğu, başa çıkılamayan yalnızlık duygusu ve bu durumun etkisiyle rahatlamak için kişi, bağımlılık yaratacak maddelere yönelebilir ve sonucunda başka bağımlılıklar geliştirebilir. Ayrıca, öfke problemleri ve dikkat çekmek için abartılı davranışlar da görülebilir. Bu gibi durumlarla başa çıkmak için temas bağımlılığının tedavi edilmesi gerekmektedir.
TEMAS BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİ
Temas bağımlılığının en etkili yöntemlerinden biri, elbette psikoterapidir. Kişiye özel terapi yöntemleri, danışan hakkında ruh sağlığı uzmanları tarafından alınacak detaylı anamnez sonucunda belirlenir. Psikoterapi ya da konuşma terapisi, kişinin yaşadığı problemi anlamasına ve temelde yatan yanlış düşünceleri değiştirmesine yardımcı olur. En çok kullanılan terapi yöntemlerinden olan bilişsel davranışçı terapi ve diyalektik davranış terapisi, temas bağımlılığıyla başa çıkmada etkilidir. Kısa süreli çözüm odaklı terapiler, kişinin sorunu tanımlamasına ve temeline inmesine yardımcı olarak, doğru düşüncelerle değişmesine ve duruma daha gerçekçi ve dengeli yaklaşmasını sağlar.
Psikoterapi dışında, tıp doktorları tarafından karar verilecek olan medikal destek de alınabilir. Bunlar dışında ise, hayvan sahiplenmek, kitap okumak, sosyal ortamlarda bulunmak, yürüyüş, nefes egzersizleri, meditasyon, uzun vadeli planlar ve hedefler, kişinin bu bağımlılıkla başa çıkmasında yardımcı olabilir.
Kaynakça
-
Görünmez, M. (2006). Bursa Uludağ University (Turkey) ProQuest Dissertations Publishing, 28741117.
-
Turan, Z. (2016). Doğumun Üçüncü Evresinde Uygulanan Tensel Temasın, Plasentanın Ayrılma Süresi, Annenin Oksitosin ve Ağrı Düzeyine Olan Etkisi.