Pazar, Ekim 26, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Disleksi Dehaları: Albert Einstein, Walt Disney…

Disleksi Nedir?

Disleksi, bireyin okuma, yazma ve dil işleme süreçlerinde yaşadığı güçlüklerle tanımlanan nörogelişimsel bir farklılıktır.
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanımına göre disleksi, “okuma doğruluğu, hızı ve anlama becerilerinde, kişinin yaşı ve genel zekâ düzeyiyle açıklanamayacak biçimde yetersizlik” olarak sınıflandırılır.

Disleksi, zeka geriliği, görme veya işitme problemi değildir; beynin dili işleme biçiminin farklı olmasıyla ilgilidir.
Nörogörüntüleme çalışmaları, disleksili bireylerde beynin sol yarıküresinde yer alan dil merkezlerinin — örneğin Broca ve Wernicke bölgeleri — tipik okuyuculardan farklı biçimde aktive olduğunu göstermektedir (Shaywitz & Shaywitz, 2001).

Bu nedenle disleksi bir “öğrenememe” değil, farklı öğrenme biçimidir.
Bazıları bir kitabı anlamak için aynı kitabı beş altı kez okumak zorunda kalabilir.
Bu tekrar, zekâ eksikliğinden değil, beynin bilgiyi farklı bir şekilde işleme tarzından kaynaklanır.

Dolayısıyla disleksiyi bir eksiklik olarak görmek yerine, bilgiye ulaşmak için başka yollar geliştirme biçimi olarak değerlendirmek gerekir.

Belirtiler ve Gözlemlenebilen Özellikler

Disleksi genellikle ilkokul yıllarında fark edilir. Çocuk harfleri karıştırır, kelimeleri ters yazar veya okurken satır atlar.
En sık görülen belirtiler arasında:

  • Harf-ses eşleştirmede zorlanma,

  • Yavaş ve hatalı okuma,

  • Kelime tanıma güçlüğü,

  • Yazım hatalarının sık tekrarlanması yer alır.

Bazı çocuklar okuduklarını anlamakta güçlük çekerken, bazıları ise yazılı metinleri akıcı bir şekilde okuyabilmelerine rağmen içeriği hatırlayamaz.
Bu durum, zamanla özgüven kaybına ve akademik motivasyonun düşmesine yol açabilir.

Okuma yazma süreçlerinin zorlaşması, ders başarısının düşmesiyle birleştiğinde, birey “yetersizim” duygusuna kapılabilir.
Oysa bu zorluklar zekâya değil, okuma devrelerinin farklı işleyişine dayanır.

Disleksiye bazen dikkat eksikliği, kısa süreli bellek zayıflığı veya yön karıştırma gibi özellikler de eşlik edebilir.
Ancak disleksili bireylerin çoğu, güçlü görsel algı, soyut düşünme ve yaratıcı problem çözme becerilerine sahiptir.
Bu yönleri, akademik zorluklara rağmen hayatta başarılı olma potansiyellerini güçlendirir.

Disleksi Olan Dehalar

Disleksi, sanıldığının aksine yalnızca çocukluk döneminde değil, yetişkinlikte de varlığını sürdürebilir.
Ancak birçok disleksili birey, farklı öğrenme biçimlerini avantaja dönüştürerek kendi alanlarında olağanüstü başarılar göstermiştir.

Albert Einstein, çocuklukta konuşmaya geç başlamış ve okuma yazmada zorlanmıştır; buna rağmen tarihin en etkili bilim insanlarından biri olmuştur.
Leonardo da Vinci, Walt Disney, Bill Gates, Tom Cruise, Cher ve Jamie Oliver gibi isimlerin de disleksili olduğu bilinmektedir.

Bu örnekler, disleksinin zekâyla ilgisi olmadığını; hatta yaratıcılık ve sezgisel düşünme gibi alanlarda avantaj yaratabileceğini göstermektedir (British Dyslexia Association, 2024).

Bu kişiler, beynin farklı işleyişinin bazen “düşünceyi kalıpların dışına çıkarma” becerisi kazandırdığını kanıtlamaktadır.
Disleksi, doğru eğitim ve destekle birleştiğinde, yenilikçi düşünme yolları doğurabilir.

Disleksiyle Psikolojik Destek İle Başa Çıkılabilir

Disleksiyle yaşamak zorlayıcı olabilir; okuma veya yazma güçlüğü yaşadığında kişi kendine olan güvenini kaybedebilir.
Bunun sonucunda çocukta kaygı, özgüven eksikliği ve içe kapanma görülebilir (Snowling & Hulme, 2011).

İşte tam bu noktada ek destek çok önemlidir.
Psikolojik destek, disleksiye sahip kişilerin kendilerini daha iyi hissetmelerine, stres ve kaygıyla baş etmelerine yardımcı olur.

Psikologlar, kişiye özel konuşma terapileriyle “başaramam” düşüncesini “yapabilirim” duygusuna dönüştürür.
Bunun sonucunda çocuk veya birey artık okumanın ve yazmanın daha kolay olduğunu hisseder.

Ayrıca aileyle ve öğretmenlerle iş birliği yaparak çocuğun ya da bireyin çevresinde daha destekleyici bir ortam oluşmasını sağlarlar.
Bu sayede kişi güçlü yönlerini fark eder.

Düzenli psikolojik destek, özgüveni artırır, öğrenme sürecini kolaylaştırır ve kişinin hayata daha umutla bakmasını sağlar.
Disleksiyle başa çıkmak, duygusal olarak desteklenmekle mümkündür.

Kaynakça

  • British Dyslexia Association. (2024). The role of visual factors in dyslexia: A review article. Journal of Cognition, 6(1), 45–57. https://doi.org/10.5334/joc.287

  • Shaywitz, S. E., & Shaywitz, B. A. (2001). The neurobiology of reading and dyslexia. Focus on Basics, 5(A), 1–9.

  • Snowling, M. J., & Hulme, C. (2011). Early identification and interventions for dyslexia: A contemporary view. Journal of Research in Reading, 34(2), 196–210. https://doi.org/10.1111/j.1467-9817.2010.01497.x

Şevval Deniz Yenel
Şevval Deniz Yenel
Şevval Deniz Yenel, psikoloji lisans eğitimini Bahçeşehir Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Şema Terapi alanlarında uzmanlaşmıştır. Eğitimi süresince travma psikolojisi, psikopatoloji, sosyal ve bilişsel psikoloji gibi alanlarda çalışmalar yürütmüş, saha araştırmalarında aktif olarak yer almıştır. Şu an özel bir klinikte ve Türk Psikologlar Derneği’nde görev almakta; çocuk, ergen ve yetişkin gibi farklı yaştaki bireylere yönelik deneyimler edinmektedir. Şevval Deniz Yenel; doğru bilinen yanlışları vurgulayarak bilgi kirliliğini azaltmak, sağlıklı ve güvenilir bir ortam oluşturmaya yardımcı olmak amacıyla içerik üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar