Pazartesi, Ekim 20, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

PAYLAŞILAMAYAN DUYGULAR: BABALARDA POSTPARTUM DEPRESYON

Depresyon; seviyesi, semptomları ve hastalığın devamında izlenen belirtilerine göre oldukça farklılık gösteren, kapsamlı bir biçimde tanımlanan bir sendromdur. Depresyon en çok görülen, kronik olarak işlevsel bozukluklara yol açan bir hastalıktır (Uluşahin, t.y.).

Doğum sonrasında anne ve babaları ruhsal açıdan etkileyecek bir süreç beklemektedir. Doğum gerçekleştikten sonra kadınlarda hormonal değişiklikler sonucu beslenme problemleri, uykusuzluk ve stresin artmasıyla “annelik hüznü” görülmektedir (Tarsuslu, Durat & Altınkaynak, 2020).

Doğum sonrasında kişilerde görülen farklı türdeki klinik ruhsal bozuklukları tanımlayan en genel ifade postpartum ruhsal bozukluktur. Postpartum depresyon DSM-IV’te “Duygu durum bozuklukları” başlığı altında yer almaktadır. Dört hafta içerisinde epizotun başlaması şeklinde tanımlanmaktadır (Erdem & Erten Bucaktepe, 2012).

Artan anksiyete ve panik atakların eşlik ettiği depresif bir epizod durumunda postpartum postpartum depresyon olarak tanımlanır (Tarsuslu, Durat & Altınkaynak, 2020).

Postpartum depresyonuna sahip annelerde ağlama, uyuyamama, dikkat eksikliği, değersizlik hissi ve öz bakımına dikkat edememe davranışları görülmektedir. Bunun sonucunda umutsuz ve yalnız hissetmeleri, anne ve aile için farklı problemlere yol açabilmektedir.

Bu durum annenin sosyal yaşamını, mesleki olarak yetisini, anne-çocuk bağını, bebeğin bilişsel ve emosyonel gelişimini, annenin ebeveyn rolünü ve bebeğe olan bakımını etkileyerek yaşam kalitesini düşürebilir (Yıldırım, Hacıhasanoğlu & Karakurt, 2011).

Doğum sonrası yaşanan psikolojik ve ruhsal değişimler, anneler için oldukça önemlidir. Ancak postpartum depresyon sadece annelerin yaşadığı bir durum değildir. Bu nokta, özellikle psikoloji ve zihinsel sağlık alanlarında merak edilen bir sorudur.

Ailenin Rolü ve Psikolojik Boyut

Aile, sosyal bir yaşam sürdüren insan için temel bir gerekliliktir. Tarih boyunca her toplumda aile, vazgeçilmez bir yapı olarak görülmüştür.

İnsan, doğup büyüdüğü ailede kültürel değerlerini, geleneksel yapıları öğrenir ve sosyalleşir. Aile aynı zamanda sevgi, birliktelik, destek ve kendini ifade etmenin gerçekleştiği işlevsel bir yapıdır.

Çocuk sahibi olma sürecinin temelinde sosyal, psikolojik ve ekonomik nedenler yer almaktadır. Yeni evlenmiş çiftler birlikte yaşamaya uyum göstermeye çalışırken, ilk doğum sonrası anne-babalık rollerine uyum sağlama sorumluluğu da eklenmektedir (Macit, 2021).

Babalarda Postpartum Depresyon

Ailenin genişlemesi ve yeni bir bireyin eklenmesi, yaşamda önemli bir olaydır. Araştırmalar bu durumun sadece anneler için değil, babalar için de depresif belirtiler ortaya çıkardığını göstermektedir (Tarsuslu, Durat & Altınkaynak, 2020).

Babalar açısından postpartum depresyon önemli bir problem olarak görülmektedir. Erkekler, ilk defa deneyimledikleri baba olma sürecinde büyük ve kalıcı değişiklikler yaşarlar. Bu süreçte babalık rollerine karşı düşünce karışıklığı, sorumlulukları yerine getirememe, çare bulamama ve umutsuzluk duygusu gelişebilir (Akar & Akçay, 2025).

Annenin doğum sonrası depresyonu, babanın depresyonunun en önemli öngörüsü olarak belirlenmiştir.

Risk Faktörleri ve Semptomlar

Babaların postpartum depresyon riskini artıran başlıca nedenler:

  • Depresyon öyküsü,

  • Evlilik memnuniyetindeki düşüklük,

  • Hamilelik sürecinde annenin depresyonda olması,

  • Sosyoekonomik düzeyin düşüklüğü,

  • Ebeveynlik için destek eksikliğidir (Edward et al., 2015).

Babalarda görülen semptomlar genelde kadınlarınkine benzer. Ancak karar verememe, öfkeli olma, duygusal körelme gibi belirtiler doğumdan sonraki bir yıllık süreçte ortaya çıkabilir.

Tedavi ve Önemi

Doğum sonrası depresyon olumsuz sonuçlara yol açmakla birlikte, terapi ile tedavi edilebilmektedir. Kaygı ve risk faktörleri bulunan babalarda, doğum sonrası bir yıl içerisinde depresyon taraması yapılması önerilmektedir.

Babanın deneyimlediği postpartum depresyonun bilinmesi ve tedavi edilmesi, hem ailenin hem de babanın yaşam niteliğini olumlu yönde etkilemektedir. Aynı zamanda çocukların duygusal ve davranışsal problemleri için risk faktörlerini de azaltabilir (Scarff, 2019).

Olası babalarda postpartum depresyon görülmesinde en etkili faktörlerden biri, erkek cinsiyet rolü stresidir. Bu durum, babayı değerlendirirken geleneksel cinsiyet stereotiplerinin dikkate alınması gerektiğini göstermektedir (Álvarez-García et al., 2024).

Kaynakça

  • Álvarez-García, P., García-Fernández, R., Martín-Vázquez, C., Calvo-Ayuso, N., & Quiroga-Sánchez, E. (2024). Postpartum Depression in Fathers: A Systematic Review. Journal of Clinical Medicine, 13(10), 2949. https://doi.org/10.3390/jcm13102949

  • Akar, B., & Akçay, S. (2025). BABALARDA POSTPARTUM DEPRESYONU VE YARDIM ARAMA DAVRANIŞI. Selçuk Sağlık Dergisi, 6(2), 320–328. https://doi.org/10.70813/ssd.1552368

  • Edward, K., Castle, D., & Casey, J. (2014). An integrative review of paternal depression. American Journal of Men’s Health, 9(1), 26–34. https://doi.org/10.1177/1557988314526614

  • Erdem, Ö., & Erten Bucaktepe, P. G. (2012). Postpartum depresyon görülme sıklığı ve tarama yöntemleri. Dicle Medical Journal, 39(3), 458–461. https://doi.org/10.5798/diclemedj.0921.2012.03.0182

  • Macit, Y. (2021). Çocuk Sahibi Olmak ve Ebeveynlik. Uluslararası Sosyal Hizmet Araştırmaları Dergisi, 1(1), 30-40.

  • Scarff, J. R. (2019). Postpartum Depression in Men. Innov Clin Neurosci, 16(5-6), 11–14. PMID: 31440396; PMCID: PMC6659987.

  • Tarsuslu, B., Durat, G., & Altınkaynak, S. (2020). Babalarda postpartum depresyon ve ilişkili risk faktörleri: Sistematik derleme. Türk Psikiyatri Dergisi, 31(4), 280–289. https://doi.org/10.5080/u25084

  • Uluşahin, A. (t.y.). Depresyona genel yaklaşım [A general approach to depression]. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, Ankara.

  • Yıldırım, A., Hacıhasanoğlu, R., & Karakurt, P. (2011). Postpartum depresyon ile sosyal destek arasındaki ilişki ve etkileyen faktörler. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 8(1), 13–25.

Berna Dumlu
Berna Dumlu
Berna Dumlu, psikoloji alanında derinleşmeyi ve edindiği bilgileri hem bireysel hem de toplumsal faydaya dönüştürmeyi amaçlayan bir psikoloji tutkunudur. İnsan zihninin derinliklerine olan ilgisiyle başladığı bu yolculukta; psikoloji literatürüne hâkim olmak, eleştirel ve analitik düşünme becerilerini geliştirmek ve sürekli bir öğrenme sürecinin içinde yer almak temel ilkeleri arasında yer alır. Psikolojinin, insan yaşamı için hayati bir temel olduğuna inanan Dumlu, ruh sağlığının yalnızca anlaşılması değil, bu anlayışın başkalarına da aktarılması gerektiğini savunur. Bireyin kendini tanıması, dönüştürmesi ve güçlendirmesi için psikolojinin sunduğu araçların büyük bir öneme sahip olduğuna inanır. Dijital medya aracılığıyla psikoloji ve kişisel gelişim konularında bilgilendirici içerikler üreterek toplumsal farkındalık oluşturmayı hedeflemektedir. Özellikle ebeveynlere yönelik psikolojik farkındalık kazandırmak için sade, anlaşılır ve etkileyici bir dil kullanmayı tercih eder. Berna Dumlu, akademik ve profesyonel gelişimine gelecekte daha da derinleşerek devam etmeyi planlamakta; her adımda öğrenmeye duyduğu heyecanı ve insanı anlama arzusunu geliştirmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar