Salı, Kasım 11, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

İdeal Hayatın Tuzakları

Son yıllarda yapılan araştırmalar bireylerin mutsuzluk, hayattan keyif alamama, isteksizlik, kronik yorgunluk düzeyleri gibi günlük yaşama dair pek çok alanda düşüş olduğunu göstermektedir. Bu düşüşün sebepleri arasında ekonomik zorluklar, sağlık sorunları, stres, trafik, değişen dünya dengeleri, savaşlar, doğal afetler, açlık, ilişki ve iletişim problemleri gibi pek çok faktör olduğu da dikkati çekmektedir. Saydığımız faktörlerin bir kısmı kontrol alanımızın içinde olan ancak bir kısmı da kontrol alanımızın dışında olan faktörlerdir. Hayattan keyif alamayan bireylerin ortak noktası olarak da; kontrol alanımızın içindeki ve kontrol alanımızın dışındaki tüm faktörlere karşı kayıtsız kaldıkları ve maruz kaldıkları durumlar hakkında eleştirel tavırlar sergiledikleri görülmektedir. Giderek artan bu eleştirel tutumlar ile daha pasif bireyler haline geldikleri de dikkati çekmektedir. Bu durumda her gün daha da zorlaşan yaşam koşulları karşısında kısır bir mutsuzluk döngüsünün içine girdikleri söylenebilir. Bu döngünün kırılması ancak ve ancak harekete geçmek ile mümkün olabilir. Bu noktada, her bireyin önce kendisi için “ideal hayat” tanımını yapması gerekmektedir.

İdeal Hayat Nedir?

Peki ideal hayat nedir? Önce “ideal” tanımını yaparak başlayalım. İdeal; uygun, kabul edilen unsur demektir. Burada önemli olan, ideal tanımından yola çıkarak her bireyin kendi ideal hayat tanımını oluşturmasıdır. İdeal hayat tanımının içinde; nasıl bir birey olmak istediği, nasıl bir işe sahip olmak istediği, nasıl ilişkilere sahip olmak istediği, nasıl bir dünyada yaşamak istediği, zorluklarla nasıl başa çıkabileceği, nereye kadar mücadele edip nerede mücadelesini bırakabileceğine dair pek çok istek, hedef, amaç, hayal, düşünce yer alabilir.

İdeal hayat tanımı aslında bir anlamda Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin tepe noktasında yer alan kendini gerçekleştirme basamağına benzer. Maslow’a göre hayat içerisinde her insanın bir yolculuğu vardır ve bu yolculukta da bir takım basamaklar vardır. Bu basamakların en altında kişinin temel ihtiyaçları vardır. Temel ihtiyaçlar giderildikçe kişi daha üst basamaklara çıkar ve daha manevi tatmini yaşamaya doğru ilerler. Ve bu basamaklarının en tepesinde de kendini gerçekleştirme vardır.

Anlam Arayışı ve İçsel Doyum

İdeal hayat tanımı ile aslında kişinin hayattan bir anlam bulma arayışı başlıyor. Aslında birey, anlamlı ve doyumlu bir hayatı nasıl yaşayacağını araştırmaya başlıyor. O yüzden burada çok fazla maddesel dünya ile ilgili bir şey yok. Terfi almak, daha fazla para kazanmak, daha sağlıklı olmak, çocuk sahibi olmak, ev almak gibi maddesel dünya ile ilgili hedefler idealize ettiği hayat tanımının içinde yer alsa bile bu hedeflerin gerçekleşip gerçekleşememe hali çoğu zaman dış dünya ile bağlantılıdır. Bu noktada da daha çok kişinin içsel durumları ön plana çıkmaktadır. Çünkü kontrol alanımızın dışındaki şeyler daha çok maddesel dünya ile ilgilidir. Kontrol alanımızın içindeki şeyler ise daha çok düşünce, duygu, beden duyumu, hayaller, tutum ve davranışlarımız gibi bizim yönetimimizde olan şeylerdir.

Eğer birey olduğu yerde, olduğu kişiyle tatminkar bir bağlantı kurabiliyorsa, bu kendini gerçekleştirebildiği, idealize ettiği hayatta işler yolunda gitmese de mutlu ve keyifli bir hayatı yaşayabildiği anlamına gelebilir.

Belirsizlikle Kalabilme Becerisi

Bireyin idealize ettiği hayata sahip olamamasına rağmen keyifli ve konforlu hissetmesini sağlamak adına geliştirmesi gereken bazı beceriler vardır. Bunlardan ilki belirsizlikle kalabilme becerisidir. Kontrol alanımızın dışında çok belirsiz bir yolda yürüyoruz ve bu yolun nereye gittiğini, bir anda olumlu ya da olumsuz anlamda neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bazen sonucunun neye yol açacağını bilmeden aldığınız kararlar vardır. Bazen aldığınız kararın sonu gerçekten berbat olur, bazen belirsizliğin içinde olmak çok kaygılı, çok huzursuz, çok gergin hissettirebilir. Önemli olan tüm bu belirsizlikler ile kalabiliyor musunuz, bu belirsizliklere rağmen bu yolu yürümeye devam edebiliyor musunuz? Sonucu olumsuz da olsa bu yol zorlu da olsa o kararı almış olmanın ve o yolu yürümüş olmanın mutluluğunu ve doyumunu hissedebilmek belirsizlikle kalma becerinizin arttığını gösterir.

Olumsuz Duygularla Kalabilme Kapasitesi

İkinci beceri, sadece iyi hissettiğiniz bir hayatı yaşamayacağınızı kabul etmektir. Kendimi hep mutlu hissetmeliyim, yaptığım bir şeyden inanılmaz büyük hazlar almalıyım diyorsanız, idealize ettiğiniz bu tanımlar gerçekleşmediğinde büyük yıkımlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden olumsuz duygularla kalabilme kapasitenizi de geliştirmeniz gerekmektedir. Çünkü hayat sadece keyiften ve hazdan ibaret değil, sadece iyi hissetmekten ibaret değil. Eğer bu yönde bir düşünceniz var ise ideal hayat tanımınıza tekrar göz atmanız gerekebilir.

Ne İstediğini Bilmek ve Vazgeçebilmek

Üçüncü beceri; ne istediğini bilme ve gerektiğinde vazgeçebilme gücüdür. Tam olarak neye ihtiyaç duyduğumuzu, bu ihtiyaçlarımızı gidermek için bu hayatı nasıl yaşamamız gerektiğini bilme halidir. Bazen idealize ettiğimiz hayata ulaşabilmek için bize keyif veren şeylerden vazgeçebilmek, bazen de uğruna çok çabaladığınız ancak bir türlü sonuç alamadığınız şeylere zamanınızı ve enerjinizi vermekten vazgeçebilmek demektir.

Otantik Benliği Ortaya Koymak

Son olarak otantik benliği ortaya koyma becerisi; doğduğumuz andan itibaren bir otantik benlik ile dünyaya geliyoruz. Yani doğduğunuzda işlenmemiş bir cevher gibisiniz ve yaşam bunu işliyor. Otantik olmak; kendin ile temas edebilmek, kendinle temas edebildiğin bir hayatın içinde olmak demektir. Kendinle temas edebilme becerisi içinden geldiği gibi yaşamaya izin verildiğinde güçlenir. İçinde bulunduğun zamanda sergilediğin davranışların nereden geldiğini, neden geldiğini, neden o anda ortaya çıktığını o an içinde fark edip kendini eleştirmeden sergilemeye izin verildiğinde bu becerinin arttığı ve bireyin kendisini daha konforlu hissettiği bilinmektedir.

Yaşamın Devinimi ve Yeni İçsel Yolculuklar

Yaşam da bireyler de sürekli bir devinim halindedir. Bireyler idealize ettiği hayat deneyimlerine sahip olduğunda, “tamam, ulaşmak istediğim noktaya ulaştım, bitti” demezler. Yeni ideallerin peşinden koşarlar. İdealize ettikleri hayat deneyimlerine sahip olamadıklarında da yukarıda bahsettiğimiz becerilerini geliştirmeye odaklanmak, kontrol alanının içine dikkatini vererek harekete geçmek keyifsiz ve mutsuz yaşam döngüsünü değiştirebilmelerini beraberinde getirir. Her iki durumda da yeni bir içsel yolculuk başlar.

Sonuç: İdeal Hayatın Tuzaklarını Fark Etmek

Sonuç olarak keyifli ve konforlu bir hayat yaşamak, daha huzurlu ve mutlu bireyler olmak için idealize ettiğiniz hayatın tuzaklarını göz ardı etmemek önemlidir.

Aslı Kayaaltı
Aslı Kayaaltı
Aslı Kayaaltı, 2006 yılından itibaren psikolojinin pek çok farklı alanında deneyim kazanmış olan uzman psikolog Aslı Kayaaltı, 2013’ten sonra çocuk, ergen ve yetişkin psikoterapisi ile çift-aile terapisi üzerine yoğunlaşmıştır. Son yıllarda travma, ölüm ve yas konularına dair çalışmalarını arttıran Kayaaltı, güncel konularda da psikoloji yazıları yazmaktadır. Yazılarında ve psikoterapilerinde bireylerin hayatın hızlı akışı içinde daha farkındalıklı, psikolojik olarak esnek ve güçlü olmalarını amaçlamaktadır. Her adımda insanın içsel dünyasına dokunarak bilişsel ve duygusal iyileşmesini desteklemeyi hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar