Herkesin en az bir kere adını duyduğu,filmlere kitaplara konu olan psikanalizin babası olarak bilinen biri var.Sigmund Freud.Ölümünden yıllar geçmesine rağmen hala psikolojini alanında en fazla şöhrete sahip olan kişi.Oedipus Kompleksi,çocuksu cinsellik,savunma mekanizmaları gibi birçok bugün bile hala tamamen reddedilemeyen ama tümüyle kabul edilemeyen birçok kuramı ve teorisi var.Peki bunların temeli ne?Bu kuramları oluştururken kendi psikolojisi ne durumdaydı yada kendi hayatından esinlendi mi?Bunu anlamak için Freud’un hayatını başından inceleyip yorumlamak gerek.
Çocukluk ve Aile İlişkileri
Freud 1856’da Avusturya İmparatorluğu’nda 8 çocuklu maddi durumu iyi olmayan Yahudi bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya geldi.Babası annesinden 20 yaş daha yaşlı sert ve duygusal olarak mesafeliyken,annesi daha genç ve Freud’e aşırı düşkündü.Oğluna ‘mein goldener Sigi’ ,benim altın çocuğum,diye hitap ederdi.Bu durum Freud’de evet beni seviyor ama bu sevgi ben özel olduğum için var gibi bir düşünce yarattı.Bu hitap şekli ve aşırı değer onun bilinçaltında başarılı olmak zorundayım hissi oluşturdu.Ayrıca annesine karşı aşırı bağlılık ve idealizasyon onun Oedipus Kompleksi teorisinin temelini oluşturmuştu. Bu komplekse göre çocuk anneye sonsuz bir sevgi ve bağlılık hisseder,kendisini annenin önemli ve özel bir sevgilisi gibi algılar.Annenin sevgisini babayla paylaştığını görünce babayı rakip olarak görür.Freud kendi yaşamında bunu deneyimlemiş ve kendi annesi için ‘Annemin kesin ve tartışmasız gözdesi olduğumu bilmek bana hayat boyu bir zafer hissi verdi’ ve ‘Annemin bana verdiği sevgi ve güven olmasaydı,kendime olan inancımın temeli olmazdı’demiştir.
Kişilik ve Yapısal Model
Freud’e göre kişilik; id,süperego ve egodan oluşur.İd,ilkel dürtüler ve haz,süperego;vicdan,değerler ve toplum.Ego ise bu ikisini dengeleyen gerçeklik ilkesidir.Bu durumda da babasından izler görülür.Babasında annesinden daha farklı,sakin kurallara uyan bir adamdı,duygusunu belli etmezdi.Yani babası süperegonun temelini oluşturuyordu.Freud’e göre ego,id ve süperegonun çatışmaları azaltmak için otomatik ve bilinçdışı regresyon,bastırma,yüceltme gibi savunma mekanizmaları geliştiriyordu.
Madde Kullanımı ve Kişisel Çatışmaları
Freud,maddenin zararları tam olarak bilinmeyen yıllarda madde kullanıyordu.Hatta maddelerin tıbbı bir mucize olduğunu düşünüyordu.Daha sonra maddenin yıkıcı ve zararlı etkilerini fark etti ama bunu hayatı boyunca kabul etmedi çünkü kendi hatalarını kabul etmekte zorlanıp,yenilgiyi kabul edemiyordu.Aynı zamanda Jung Adler gibi çok yakın olduğu kişilerle kavga ederek yollarını ayırdı.Jung onun için ‘Onu çok severdim,fakat bir süre sonra fark ettim ki bir şey hakkında bir düşünceye sahip olduğunda onun için konu kapanırdı.Çok beğendiği şeyi onunla tartışmak imkansızdı.’ demişti.Freud ise ona hak vermeyenleri bastırılmış direnç uyguladıklarını söylüyordu.Aslında kendisi ‘bastırma’ yolunu seçiyordu.Yani onu rahatsız edici düşünceleri bilinçaltına itiyordu çünkü eleştiriye tahammülü çok azdı.Bu da Freud’de narsistik özellikler olduğunu da gösteriyordu.
Cinsellik ve Yüceltme Mekanizması
Freud özellikle gençlik döneminde ve evliliğinin ilk zamanlarında cinselliği arzu ve tutku dolu bir şekilde deneyimlemişti.Ama hem yaşadığı dönemin etkisiyle,o dönemin Avrupasında cinsellik ayıp ve utanç verici olarak karşılanıyordu,hemde eşi Martha’nın zaman geçtikçe anne rolü üstlenmesiyle cinselliğini kısıtladı.Çünkü Freud’un kafasında anne figürü ile cinsel arzu birbirine dokunmamalıydı.Bu durum yine kendi annesini çok idealleştirmesinden kaynaklanıyordu.Bastırılan cinselliği zihinsel ve entelektüel enerjiye dönüştürdü.Bu davranışı da kendi oluşturduğu savunma mekanizmalarından ‘yüceltme’ ile ilgilidir.Kişi kabul görmeyen dürtülerini sosyal olarak kabul görülen şekle dönüştürür.Freud kendi cinsel dürtülerini psikolojiyi analiz ederek teori ve kuramlarına dönüştürdü.
Freud’un bir diğer önemli teorisi psikoseksüel gelişim teorisine göre bebeklikte oral (ağız) dönemi vardır.Bu dönemde emmek,dudak teması güven ve yatıştırma sağlar.Freud’un kendiside çok güçlü bir oral karakter taşır.Sürekli sigara ve puro kullanırdı.Hatta kendisi çene kanserine yakalandığında bile sigara ve puroyu bırakamamıştır.Çünkü Freud’un iç dünyası bastırdığı duygu ve düşünceler sebebiyle aşırı gerilimliydi.Sigara ve puro gibi şeylerde onun kaygısını bastırmasına yardım ediyordu.Kendisi ‘purosuz bir hayat düşünemiyorum’ demişti.Kendi hayatındada id (bağımlılık,ilkel haz) egoya (dengeye) üstün geldiğini gözlemlemişti.
İçsel Gerilim ve Psikanaliz Süreci
Freud çoğu sorununun farkındaydı ve elinden geldiğince başta rüyalarını analiz ederek ve serbest çağrışım tekniği ile kendine psikanaliz uyguladı. Ama bu sorunlar onu aşağı çekmek yerine kendisini dünyanın en önemli psikanalizlerinden biri yaptı. Freud tartışmasız en önemli teorilerini kendi içsel gerilimleri ve sorunları çok fazla olduğu dönemlerde ortaya atmıştır.Jung ‘İyi bir şifacı yaralı olmalıdır.Yarası olmayan şifacı iyileştirici olamaz’ der.Freud’un hayat öyküsü de bir nevi bu sözü doğrular.


