Pazartesi, Ekim 20, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ertelememeyi Öğrenmek

Günümüzde pek çok kişi işlerini yetiştirememekten, günün yirmi dört saatinin kendilerine yetmediğinden yakınmakta ve planladıkları şekilde günü bitirememekten şikayet etmektedir. Bunun en büyük nedenlerinden biri ise erteleme davranışıdır.

Erteleme; belirli bir zamanda yapılması gereken işlerin sebepsiz yere geciktirilmesi, sonraki bir zamanda yapmak için bırakılmasıdır. Pek çoğumuz günü planlarken önemsiz gördüğümüz işleri “Müsait olduğumda yaparım.” diyerek sonraya bırakma eğilimindeyizdir. Ancak sonradan bu müsait olunduğunda yapılmak üzere bırakılan işlerin birikmesi ve içinden çıkılamaz hale gelmesi ile pişman oluruz. Buna rağmen, bu döngü sürüp gider…

Neden Erteleme Döngüsünü Kıramayız?

Pek çok etken erteleme davranışı üzerinde etkili olmaktadır. Bunlardan bazıları; çocukluk döneminde kazanılan alışkanlıklar, mükemmelliyetçi olmak, zaman yönetimi yapabilme becerisi, öz güven problemleri, düşük motivasyondur.

Çocukluk döneminde, ebeveynlerin çocuklarını yetiştirme şekli çocukların kazanacağı alışkanlıklar üzerinde etkili olmaktadır. Çünkü onlar çevrelerini gözlemleyerek davranışlarını öğrenir ve düzenlerler. Bu nedenle anne ve babanın ev içinde sorumluluklarını yerine getirirken nasıl bir tutum içinde oldukları çocuklarına örnek teşkil etmektedir. Evdeki işlerde iş paylaşımı yapılıyorsa, planlı gidiliyorsa ve her birey yapması gereken işi zamanında yapıyorsa çocuk burada ebeveynlerini örnek alacağı için disiplinli olma yönünde davranışta bulunma konusunda motive olacaktır.

Aksi bir durum söz konusuysa yani ebeveynler yapması gereken işleri sürekli erteliyor ve işlerinin sıkıştığından yakınıyorsa çocuk da bir işi yaparken bu şekilde davranması gerektiğini düşünecek ve bu şekilde hareket edecektir. Bunun yanında, aile içerisinde çocuğa sorumluluk verilip verilmemesi ve bu sorumluluğu gerçekleştirdiğinde ya da gerçekleştirmediğinde ödül veya ceza veriliyor olması da önemlidir.

Aile çocuğa sorumluluk veriyorsa ve çocuk bu sorumluluğu yerine getirdiğinde ona ödül veriyorsa davranış pekişecektir. Örneğin, çocuktan oyuncaklarının toplanmasının rica edildiğini düşünelim. Burada çocuk, istenen eylemi gerçekleştirdiğinde aile öncelikle “Oyuncaklarını topladığın için teşekkür ederim. Sayende şimdi evimiz daha düzenli ve güzel gözüküyor.” diyerek sözel bir pekiştireç verdikten sonra onu parka götürmekle ödüllendiriyorsa çocuk bu davranışı sürdürme konusunda motive olacaktır.

Ancak çocuk istenen davranışı gerçekleştirmesine rağmen ailesi “Ama bunları düzgün koy demiştim, istediğim gibi yapmamışsın ki.” vb. şeyler söyleyerek çocuğa olumsuz konuşup hevesini kırıyorsa çocuk bir süre sonra bu davranışı yapmak istemeyecektir. Aynı zamanda bu, kişiyi mükemmelliyetçi olmaya itebilir.

Yaptığı şeylerde sürekli eksik, yanlış, kusur bulunan birey sorumluluklarını istendiği gibi yerine getiremediğinde kendini suçlu hissedecek, yetersiz ve eksik olduğunu düşünecektir. Bu başarısızlık duygusu ve yetersizliğinden endişe etme hali de bireyin işlerini ve sorumluluklarını ertelemesine yol açacaktır.

Ya da önce halledebileceği küçük işleri yapıp başarısız olacağını düşündüğü büyük işleri sonraya bırakacak ve zaman yönetimini iyi yapamadığı için sıkışacaktır. İyi bir zaman yönetimi yapamayan birey strese girdiği için işlerini son dakikaya bırakacak ve yaptığı işlerin kalitesi düşecektir. Bu da “Ben zaten hiçbir şeyi iyi yapamıyorum.” düşüncesine yol açıp kişinin öz güvenini zedeleyebilir.

Öz güveni zedelenen kişi öz güven eksikliği yaşamaya başlar ve kendi yeteneklerine, becerilerine olan inancı zayıflar. Böylece yapacağı işlerde risk almaktan kaçınır, yeni şeylere başlamak istemez, motivasyonu düşer. Burada da erteleme döngüsü başlamış olur.

Döngüyü Kırmak

Erteleme döngüsünü kırmak için yardım edebilecek birkaç öneride bulunmadan önce ilk yapılması gereken şey neden ve hangi koşullarda ertelediğinizi fark etmektir. Bunu fark etmek için işlerinizi ertelediğiniz zamanları düşünmeniz ve o zamanlarda işlerinizi halletmek yerine yaptığınız şeyin ne olduğunu not etmeniz yardımcı olacaktır.

Bunu fark ettikten sonra izlenecek adımlar:

  • İlk adım olarak yapılacakları küçük parçalara bölmekle başlayabilirsiniz. Böylece yapmanız gereken şeylere daha rahat odaklanabilir, ilk olarak hangi sorumluluğunuzu halletmeniz gerektiğine daha rahat karar verebilirsiniz. Bu, küçük ve büyük işleri daha ayrıntılı olarak görmenize ve bu işlerin büyüklüğüne göre onlara ne kadar zaman ayırmanız gerektiğini fark etmenize de yardımcı olur. Sorumluluklarınızın her birini tamamladıkça da tatmin hissetmeniz ve başarabileceğinize olan öz güveniniz artacak, motivasyonunuz ve hevesiniz de yükselecektir.

  • Dikkat dağıtıcı unsurlar sizi yapmanız gereken iş ve sorumluluklardan uzaklaştıran bir diğer etkendir. Hobilerinizle ilgili eşyalar, tablet, televizyon, telefon gibi teknolojik ürünler vb. dikkatinizi dağıtan unsur her ne ise bunu işinizi/sorumluluğunuzu halledene kadar bulunduğunuz ortamdan uzaklaştırmanız yapmanız gereken şeylere daha iyi odaklanmanızı sağlayacaktır.

  • Pek çok kişi yapması gereken işlerin içinden çıkamadığında bile yardım istemeyi düşünmez. Ancak yardım istemek hem diğer işlerinizi daha etkili yapmanızı kolaylaştırır hem de yardım istediğiniz kişiye karşı sorumluluk hissedeceğiniz için sizi de işlerinizi halletmek konusunda motive eder.

  • Yapmanız gereken işler biriktiğinde o anın stresi ve baskısıyla kendinize kötü davranabilir ve işleri neden bu kadar ertelediğinize dair kendinize kızdığınız konuşmalar yapabilirsiniz. Ancak bu şekilde davranmak hem motivasyonunuzu düşürür hem stresinizi arttırır.

  • “Bu adımların hepsini yapmış olsam da erteleme alışkanlığımın önüne geçemiyorum.” diyorsanız bu noktada bir uzmana danışmanız faydalı olacaktır. Çünkü her insan biriciktir ve herkesin hayatını etkileyen farklı etkenler vardır. ADHD, OKB, depresyon, anksiyete gibi durumlar da erteleme davranışına neden olabilir. Bu nedenle, altta yatan nedenin tespit edilmesinde bir uzman görüşü önem arz etmektedir.

Ebru Günay
Ebru Günay
Ebru Günay, Ege Üniversitesi Psikoloji bölümünden yüksek onur derecesiyle mezun olmuştur. Psikolojiye olan ilgisini keşfettiğinden beri bu alanda kendini geliştirmeyi amaç haline getirmiştir. Bunun için öğrencilik zamanı boyunca birçok toplulukta gönüllü faaliyetlerde bulunmuş, içerik üretmiş ve çeşitli konularda yazılar yayımlamıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi ekolünde eğitimini tamamlamıştır. Alanında çeşitli eğitimler almaya devam ederek kendini geliştirmektedir. Sürekli olarak yeni şeyler öğrenmeyi, öğrendiği bilgileri başkalarıyla paylaşmayı sevmesi yazı yazma motivasyonunun temelidir. Psikolojinin herkes için ulaşılabilir olmasını amaçlayan Günay, ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesine yönelik çeşitli yazılar kaleme almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar