Özet
Ergenlik, önemli duygusal, bilişsel ve sosyal değişimlerin yaşandığı bir gelişim dönemidir. Bu dönemde ailelerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, ergenlerin özellikle annelik şefkatine ve babalık otoritesine karşı geliştirdiği ilgisiz ve mesafeli tutumlardır. Bu makale, söz konusu ilgisizliğin kökenlerini psikolojik danışma temelli bir bakış açısıyla ele almakta; bağlanma stilleri, kimlik gelişimi ve aile sistemi etkileşimleri üzerinden değerlendirmektedir. Çalışma, ergenlerle ve aileleriyle çalışan danışmanların kullanabileceği pratik müdahale stratejileri sunmayı amaçlamaktadır.
1. Giriş
Günümüz psikolojik danışma pratiğinde, ebeveynlerine karşı ilgisiz, mesafeli ya da meydan okuyan davranışlar sergileyen ergenlere sıklıkla rastlanmaktadır. Bu davranışlar çoğunlukla annenin duygusal yakınlaşma girişimlerini görmezden gelme ya da babanın yönlendirmelerini reddetme şeklinde ortaya çıkar. Bu tutumlar sadece “ergenlik asiliği” olarak değerlendirilse de, aslında çok daha derin ilişki temelli veya gelişimsel sorunların habercisi olabilir. Bu makalede, konu bağlanma kuramı, aile sistemleri kuramı ve ergen psikolojisi çerçevesinde ele alınmakta ve psikolojik danışma temelli müdahaleler önerilmektedir.
2. Kuramsal Çerçeve
2.1 Bağlanma Kuramı ve İlgisizlik
Bağlanma kuramına göre, bireyin erken dönem ilişki deneyimleri, bakım ve duygusal erişilebilirlik konusundaki beklentilerini şekillendirir. Kaçıngan ya da ilgisiz bağlanma stillerine sahip ergenler, özellikle bakım verenleri aşırı müdahaleci, eleştirel veya duygusal olarak yetersiz gördüklerinde, kendilerini duygusal olarak uzaklaştırabilirler. “Duyulmayan anne” figürü, çocuğun şefkate yönelik bilinçdışı değersizleştirmesini; “görmezden gelinen baba” ise otorite ve rehberliğin reddini simgeliyor olabilir.
2.2 Aile Sistemleri Perspektifi
Sistemik bir bakış açısıyla, ergenlerin ilgisiz davranışları yalnızca bireysel değil, genellikle işlevsiz aile dinamiklerinin bir parçasıdır. Ailede sınırların belirsizliği, rollerin karışması ve duygusal çatışmalar, ergenin içe kapanmasına veya aileden uzaklaşmasına neden olabilir.
İlgisiz davranış, kimi zaman çözümlenmemiş ebeveyn çatışmalarına, tutarsız ebeveynlik yaklaşımlarına veya karşılanmamış duygusal ihtiyaçlara verilen bir tepki olabilir.
2.3 Ergen Gelişimi ve Kimlik Oluşumu
Erikson’un “kimlik vs. rol karmaşası” evresi, ergenliğin bireyin kimliğini tanımladığı kritik bir dönem olduğunu vurgular. Bu dönemde ilgisiz davranış, bağımsızlık arayışı ya da içsel çatışmalarla başa çıkma biçimi olarak ortaya çıkabilir. Kendini anlaşılmamış ya da değersiz hisseden bir ergen, duygusal olarak kopmayı bir savunma mekanizması olarak geliştirebilir.
3. Ergenlerde Yaygın İlgisiz Davranış Biçimleri
-
Sözel Azaltma: Kısa ve ilgisiz yanıtlar (“Boşver”, “Umrumda değil” vb.)
-
Sözel Olmayan Kaçınma: Göz teması kurmaktan kaçınma, duygusal kapanma
-
Pasif-Agresif Direniş: Açık bir itaatsizlik göstermeden talepleri ya da kuralları görmezden gelme
-
Ebeveyn Rollerini Küçümseme: Ebeveynin ilgisini gereksiz veya anlamsız görme
4. Psikolojik Danışma Temelli Müdahaleler
4.1 Ergenle Terapeutik İttifak Kurmak
Danışman için öncelikli adım, ergenin güvenini kazanmaktır. Bu güvenli alan, ergenin öfke, korku veya kafa karışıklığını yargılanmadan ifade etmesine olanak tanır. Özellikle anlatı terapisi ve birey merkezli yaklaşım, ergenin iç dünyasını anlamaya yardımcı olabilir.
4.2 Aile Danışmanlığı ve Roller Üzerinden Yeniden Çerçeveleme
Ergen ve ebeveynin birlikte katıldığı oturumlar, yanlış anlaşılan niyetlerin açığa çıkarılmasına olanak sağlar. Danışman, ebeveynlere yansıtıcı dinleme tekniklerini öğreterek daha empatik bir iletişim kurulmasına katkıda bulunabilir. Yapısal aile terapisi teknikleri kullanılarak aile içindeki roller ve sınırlar yeniden düzenlenebilir.
4.3 “Duyulmayan” Anne ve “Görmezden Gelinen” Baba ile Çalışmak
Danışma süreci yalnızca ergene yönelik olmamalıdır. Ebeveynlerle yapılacak bireysel görüşmelerde, onların da kendi iletişim kalıplarını, karşılanmamış duygusal ihtiyaçlarını ve beklentilerini fark etmeleri sağlanabilir. Anne, aşırı duygusal bağlılıktan çıkıp daha sağlıklı sınırlar kurmayı; baba ise sadece disiplinle değil, duygusal olarak da bağ kurmayı öğrenebilir.
4.4 Duygu Düzenleme ve İletişim Becerileri
Bilişsel davranışçı stratejilerle, ergenin duygusal tetikleyicilerini tanıması ve daha yapıcı iletişim yöntemleri geliştirmesi sağlanabilir. Farkındalık (mindfulness) ve duygu düzenleme teknikleri, dürtüselliği azaltır ve empati becerisini geliştirir.
5. Tartışma
Ergenlerde gözlemlenen ilgisizlik sadece davranışsal değil; aile iletişimi temelli bir sinyaldir. Genellikle karşılanmamış duygusal ihtiyaçların, uyumsuz ebeveyn yaklaşımlarının ya da kimlik çatışmalarının bir yansımasıdır. Hem bireysel hem sistemik düzeyde yapılacak danışmanlık temelli müdahaleler, uzun vadeli ve kalıcı değişimlere kapı aralayabilir.
6. Sonuç
Ergenlerin ilgisiz davranışlarına kontrolle değil, merak ve şefkatle yaklaşılmalıdır. Psikolojik danışmanlar, ailenin tüm üyelerinin duygusal deneyimlerini geçerli kılma ve yeniden bağ kurma sürecinde kilit bir rol oynar. İletişimin güçlendirilmesi, güvenin yeniden inşa edilmesi ve karşılıklı anlayış, etkili müdahalenin temelidir.
Kaynakça
-
Bowlby, J. (1988). A Secure Base: Parent-Child Attachment and Healthy Human Development. Basic Books.
-
Minuchin, S. (1974). Families and Family Therapy. Harvard University Press.
-
Erikson, E. H. (1968). Identity: Youth and Crisis. Norton.
-
Siegel, D. J. (2013). Brainstorm: The Power and Purpose of the Teenage Brain. TarcherPerigee.
-
Satir, V. (1983). Conjoint Family Therapy. Science and Behavior Books.


