Cuma, Kasım 14, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Bağlanma Kuramı Çerçevesinde: Romantik İlişkiler

Bağlanma kavramı, ilk olarak John Bowley tarafından geliştirilmiştir. Bireyin yaşamın ilk yıllarında ebeveynleri ve bakım verenle kurduğu duygusal bağa denmektedir. Bu bağ, bireyin ileriki zamanlarda kurduğu ilişkilerin temelini oluşturur ve duygusal ve sosyal gelişimi başta olmak üzere romantik bağlanma biçimlerini de etkilemektedir. Bağlanma, bireyin sahip olduğu kişilik özelliklerinden kaynaklandığı gibi sosyal çevre de bunu etkilemektedir. Üç tür bağlanma türü bulunmaktadır.

1. Güvenli Bağlanma

Güvenli Bağlanma: Bireyin bakım veren veya ebeveynleri tarafından ihtiyaçlarının görülmesi ve bu ihtiyaçların düzenli bir şekilde karşılanması. Güvenli bağlanan bireyler, hayatı daha olumlu bir şekilde görür. Kendisini güvende hisseder ve başkalarının da güvenilir olduğuna inanır.

2. Kaygılı Bağlanma

Kaygılı Bağlanma: Bireyin bakım veren veya ebeveynleri tarafından ihtiyaçlarının tutarsız bir şekilde karşılanmasıdır. Kaygılı bağlanan bireyler sürekli bir onay ve ilgiye ihtiyaç duyarlar. En küçük olumsuz bir davranışı kendi suçları gibi görürler. İnsanlara karşı hayır demekte zorlanırlar ve sağlıklı sınırlar koyamazlar.

3. Kaçınan Bağlanma

Kaçınan Bağlanma: Bireyin bakım veren veya ebeveynleri tarafından ihtiyaçlarının karşılanmaması, cezalandırıcı ve olumsuz bir tutum ile karşılaşması sonucu oluşan bağdır. Kaçıngan bağlanan bireyler ilişkilerinde sorumluluk almaktan kaçınırlar. Duygusal ihtiyaç bastırır, insanlara kolay bir şekilde güvenmezler. Yakın ilişkiler kurmaktan çekinir ve korkarlar.

Bağlanma Biçimlerinin Romantik İlişkilere Etkisi

Bireyin yaşamın ilk kurduğu bu ilişkiler, ileride yaşadığı çevreyi olumlu ve olumsuz değerlendirmesine sebep olabilmekte ve partner ile kurulan yakın ilişkileri etkilemektedir.

Güvenli bağlanan bireyler, partnerleri ile daha sağlıklı ilişkiler kurabilmekte, ihtiyaçlarını ve sınırlarını daha rahat bir şekilde ifade edebilmektedir. Partneri ile kurduğu iletişim sağlıklı olmakla sevgi dili rahat bir şekilde ifade edilmektedir.

Kaygılı bağlanan bireyler partnerleri tarafından sürekli terk edilme ve reddedilme korkusu yaşarlar. Bu durum bireylerde kaygının artmasına ve özbenliğin zedelenmesine neden olabilmektedir. Kaygılı bağlanan bireyler, yoğun terk edilme korkusu yaşadıkları için ilişkilerde sürekli onay ihtiyacı aramakla beraber partnerlerine karşı sağlıklı bir sınır oluşturamamaktadır. İlişkide sürekli bir onay ihtiyacı olduğu için ilişki toksik bir ilişkiye dönmektedir.

Kaçıngan bağlanan bireyler yakın ilişki kurmakta çok zorlanırlar. Yakın ilişkileri özgürlüklerine karşı bir tehdit olarak görmektedir. Bu durum bireyin ilişkilerinde sorumluluk almamasına neden olur. Kaçınan bağlanan bireyler, partnerlerine karşı tutarsız bir şekilde davranmakta, ilişkilerinde duygusal dengesizlik yaşamaktadırlar.

Erken Dönem Aile Dinamikleri ve Şema Yapıları

Bireyin yaşamın ilk yıllarında edinilen bağlanma biçimi, romantik ilişkilerinde hem davranışlarını hem de duygusal tepkilerini etkiler. Güvenli bağlanma, sağlıklı ilişkilerin temelini oluştururken; kaygılı ve kaçınan bağlanma türleri, ilişkilerde çatışma, duygusal tükenmelere ve toksik döngülere sebep olabilmektedir.

Bağlanma problemini çözmek için öncelikle bireyin aile yapısının ve erken dönem şemalarının iyi anlaşılması gerekir. Özellikle otoriter ailelerde büyüyen bireyler, yalnızca iyi işler başardıklarında sevildiklerini öğrenirler ve bu durum bilinçdışı bir şekilde bağlanma stilini şekillendirir.

Aynı şekilde, anne rolünün ve ebeveyn davranışlarının birey üzerindeki etkisi de göz ardı edilmemelidir. Anne-baba tutumları, duygusal destek ve ilgideki tutarsızlıklar veya aşırı kontrol, bireyin kaygılı, kaçınan veya güvenli bağlanma geliştirmesinde önemli rol oynar.

Bilişsel Şemalar ve Romantik İlişkilerde Yansımaları

Aile dinamikleri ve erken dönem deneyimler analiz edildikten sonra, bireyin sahip olduğu bilişsel şemalar incelenmelidir. Şema, kişinin kendisini ve dünyayı algılaması için olumlu veya olumsuz tutuma denir.

Örneğin:

  • Kaygılı bağlanan bireylerde “terk edilme” veya “onaylanmama” şeması,

  • Kaçınan bağlanan bireylerde “duygusal bağımlılıktan kaçınma” veya “güvensizlik” şeması etkili olabilir.

  • Güvenli bağlanan bireylerde ise sağlıklı sınır koyma, kendine ve başkalarına güvenme ve duygu düzenleme şemaları daha dengelidir.

Farkındalık ve Terapötik Müdahaleler

Bu analizlerin ardından bireye farkındalık kazandırmak gerekir. Kendi bağlanma stilini anlaması, ilişkilerdeki tepkilerini ve davranışlarını değerlendirmesini sağlar. Bireyin hangi durumların kendisini kaygılandırdığını, hangi anlarda duygusal zorluk yaşadığını ve partneriyle etkileşimlerinde hangi duyguların oluştuğunu fark etmesi bu davranışları dönüştürme olanağını sağlamaktadır.

Terapötik müdahaleler — özellikle şema terapi ve bağlanma odaklı psikoterapi — bireyin hem geçmişteki şemalarını işlemeye hem de ilişkilerinde sağlıklı bağlanma biçimleri geliştirmeye yardımcı olur ve birey dünyayı daha olumlu görür.

Edanur Ceylan
Edanur Ceylan
Edanur Ceylan, Mardin Artuklu Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunudur. Lisans eğitimi sürecinde çeşitli alanlarda gözlemler yapmış ve Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kısa süreli bir staj deneyimi edinmiştir. Psikolojiyi sade ve anlaşılır bir dille aktarmayı amaçlayan Ceylan, yazılarında bireylerin psikolojik farkındalığını artırmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar