Çarşamba, Kasım 12, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Aşkta Yalnızız: İlişkiler Devri Bitti mi?

Birini Sevmek mi Daha Zor, Yoksa Karşılıklı Kalmak mı?

Modern çağın ilişkileri, hızla başlayan ve çoğu zaman sessizce sona eren bir döngüye sıkışmış durumda. Sosyal medya ve flört uygulamaları sayesinde insanlar birbirine daha kolay ulaşabiliyor; ama asıl soru şu: Birbirimize gerçekten bağlanabiliyor muyuz?

Her geçen gün daha fazla insan,
Kimseye güvenemiyorum”,
Aşık olamıyorum
ya da
Bağlanamıyorum
gibi cümlelerle duygusal dünyasını tarif ediyor.
Peki bu duygular bireysel mi, yoksa kolektif bir yalnızlığın yansıması mı?
(Atak & Taştan, 2012: 521)

İlişkileri Sürdürmekte Zorlanıyoruz

Son yıllarda en sık karşılaşılan tema şu: insanlar artık ilişkileri başlatmakta değil, sürdürmekte zorlanıyor. O ilk heyecan, o ilk etkileşim kolayca kurulabiliyor.
Ama iş sevgiye, güvene ve bağlılığa geldiğinde, çoğu kişi duvarlarını yükseltiyor.
Sanki duygusal olarak “hazır olmama” hâli, yeni çağın normu haline geldi
(Atak & Taştan, 2012: 542).

Bu dönüşümde dijital dünyanın ve tüketim kültürünün büyük etkisi var.
Ghosting” (bir anda ortadan kaybolma),
Love bombing” (yoğun ilgi gösterip sonra geri çekilme)
ve “Breadcrumbing” (ufak umut kırıntılarıyla oyunda tutma) gibi terimler artık sadece psikoloji kitaplarında değil, günlük konuşmalarımızda da yer buluyor.

Bu kavramlar sadece davranışları değil, aynı zamanda aşkın nasıl tüketildiğini de gösteriyor. Aşk artık bir bağ kurma biçimi değil, bir deneyim haline geldi. Deneyim bittiğinde, ilişki de bitiyor.

Bireycilik Çağında İlişkilere Bakış

Sosyolojik açıdan bakıldığında, bireycilik çağında yaşıyoruz. Özgürlük, bireysel alan ve kişisel gelişim gibi kavramlar, ilişkilerin önünde engel olmasa da bağ kurma kapasitemizi yeniden şekillendiriyor.

Modern birey, bağlı olmayı kontrol kaybı gibi algılayabiliyor. Bağ kurmanın fedakârlık gerektirdiğini fark ettiğinde ise geri adım atabiliyor. Bu yüzden “birini sevmek” artık sadece duygusal bir eylem değil; aynı zamanda zihinsel bir karar ve psikolojik bir hazırlık süreci haline geldi (Karabaşak, 2019: 16).

Ama asıl mesele şu: Sevgi, başlamakla değil, sürdürmekle anlamlı. Ve karşılıklı kalmak, yani o sevginin iki taraflı olarak korunması, günümüz koşullarında belki de en zor şey. Çünkü sürdürülebilir bir ilişki; emek, iletişim, dürüstlük ve duygusal olgunluk gerektiriyor (Karabaşak, 2019: 16).

Eskiden ilişkiler zorluklarla birlikte yürürdü; şimdi ise zorluk çıktığında “daha iyisi vardır” düşüncesiyle terk ediliyor. Alternatiflerin bol olduğu bir dünyada, bir kişiye bağlanmak artık lüks değil, bilinçli bir tercih. Artık aşk, kendiliğinden gelişen bir duygu değil; üzerinde çalışılması gereken bir süreç haline geldi (Karabaşak, 2019: 16).

Sonuç olarak, bugün birini sevmek cesaret, ama o sevgide kalmak kararlılık ve emek istiyor. Aşk hâlâ mümkün; ama daha derin, daha sakin ve daha sabırlı bir yerden geliyor artık.

Yani “ilişkiler devri bitti mi?” sorusunun cevabı şu olabilir:
Hayır, bitmedi.
Sadece şekil değiştirdi. Artık hızlı tüketime değil, derin bağlara yatırım yapanlar için devam ediyor (Güldü, 2009: 3).

Peki, Çözüm Ne?

Aşkın dijitalleştiği, ilişkilerin hızlandığı bu çağda gerçek bir bağ kurmak hâlâ mümkün — ama emek istiyor. Aile Danışmanı Şennur Ergin’e göre, çözüm öncelikle kişinin kendisiyle olan ilişkisini iyileştirmesinde yatıyor.

Kendi duygularını tanımayan, ihtiyaçlarını fark etmeyen biri, karşısındakine ne vereceğini de bilemez (Can & Hovardaoğlu, 2015: 46).

Bağlanmaktan korkmak yerine, bağ kurmayı öğrenmek gerek.

İlişkilerde dürüst iletişim, duygusal farkındalık ve sabır, kısa vadeli hazların çok ötesinde bir tatmin sağlar.

Sosyal medyanın sunduğu geçici ilgilerden değil, gerçek yakınlıklardan beslenmek için yavaşlamayı ve seçimlerimizi daha bilinçli yapmayı öğrenmeliyiz.

Çünkü aşk artık sadece bir duygu değil; aynı zamanda bir beceri, bir seçim ve çoğu zaman bir direnç biçimi. Gerçekten sevmek hâlâ mümkün. Ama bunun için önce kendimizi, sonra karşımızdakini görmeye cesaret etmeliyiz (Can & Hovardaoğlu, 2015: 46).

Kaynakça

Atak, H. & Taştan, N. (2012). Romantik İlişkiler ve Aşk. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry, 4(4), 520–546.
Karabaşak, B. (2019). Romantik İlişkilerde Bireylerin Benlik Saygısı ve Bağlanma Stillerinin İlişkisinin İncelenmesi. KKTC Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 1–126.
Güldü, Ö. (2009). Yakın İlişkiler Psikolojisi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 1–17.
Can, F. & Hovardaoğlu, S. (2015). Romantik İlişkilerde Sosyal Ağ Etkileri. www.nesnedergisi.com, 1–23.

Şennur Ergin
Şennur Ergin
2000 yılında Samsun'da doğan Şennur Ergin, lise hayatına kadar Samsun’da okumuş, daha sonra üniversite için Sinop Üniversitesi Sosyoloji bölümü lisans programına başlamıştır. Okulunu bölüm birincisi, fakülte ikincisi olarak yüksek onur derecesi ve başarı belgeleriyle başarıyla tamamlamıştır. Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında, sosyolog unvanıyla TSD (Türkiye Sakatlar (Engelliler) Derneği) Sinop Şubesi ve Sinop Huzurevi’nde saha çalışmaları yapmıştır. Uzun bir süredir Aile Danışmanlığı hizmeti vermektedir. İletişimi kuvvetli, çözüm odaklı çalışan, ileri görüşlü, geçmiş ve günümüz koşulları çerçevesinde kendini geliştirmeye çabalayan, yeniliğe açık bir karaktere sahiptir. Yasal olarak her konuyu araştıran, doğru bilgiler peşinde koşan ve gerçekçi bir kimliğe sahiptir. Çift ve Aile Danışmanlığı alanında okumalar yaparak ve gerekli terapi eğitimleri alarak akademik çalışmalarına, sahada ve online danışan kabulüne devam etmektedir. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi lisans eğitimine devam etmektedir. Sinop Üniversitesi Sürekli Eğitim ve Araştırma Merkezinden 20 saatlik Aile Bakanlığı Çalışan Meslektaşları ile Üniversitenin hocalarından 2019 yılında Aile Koçluğu eğitimi almış, ardından Kariyeronline Eğitim Kurumu bünyesinde Uluslararası Onaylı Aile Danışmanlığı eğitimi almış ve Aile Bakanlığının belirttiği Aile Danışmanlığı unvanını Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesinden Süpervizyon destekli vaka sunumu ve 104 vaka incelemesiyle birlikte almıştır. Ayrıca Bursa Mudanya Üniversitesi bünyesinde Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi ve Cinsel Terapi uygulayıcı eğitimlerini Aile Danışmanlığı odaklı yaklaşımıyla tamamlayarak bilgilerini tazelemiştir. Çeşitli mesleki eğitimlerle alanındaki bilgisini pekiştirmeye devam etmektedir. Aynı zamanda lisans tezini "Engelli Bireylerin, Çiftlerin, Ailelerin Benlik Sunumu Dijital Medya" başlıklı olarak 75 sayfadan oluşan bir tezle dijital sahada yapılan görüşmeler, resimler ve analizler sonucunda danışman hocasına sunmuş ve başarılı bir şekilde onay almıştır. 2023 yılından itibaren Aile Danışmanlığı hizmeti vermeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar